29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yakında bir Rus uçağı daha vurabiliriz

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

Türkiye’nin dış siyaseti, iç siyasetin bir uzantısıdır. Bu siyaset ülkenin çıkarlarına göre değil Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istikbalini garantiye almak üzere şekillendirilir.

2015’te Rus uçağının vurulması da Obama yönetimi ile yeni işbirliği arayışlarının sonucudur. Tutmadı. Sayın Erdoğan hemen manevra yaptı; Rusya’ya yanaştı.

Tahminime göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış politikada artık Amerika ne der ise ona uyacak bir yola girdi. Bundan sonra Rusya ve müttefikleri ile ilişkilerin yavaş yavaş gerginleştiğini görür isek şaşırmayalım.

| Önce Amerikan derin devleti CIA’nın başkanı Mike Pompeo, Türkiye’ye geldi. Kendisi hem Başbakan Binali Yıldırım ile hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeler yaptı; bazı kararlar alındı.

| Peşinden ABD Genelkurmay Başkanı Org. Joseph Dunfort İncirlik’e indi. Düşünün ki bu adam Türkiye’ye geliyor, bizim Genelkurmay Başkanımız Hacı Hulusi Akar ile görüşmek istiyor; bizimkisi adamın ayağına gidiyor.

Sadece bu bile ABD karşısında şu an ne halde olduğumuzu ispata yeter.

Peki bu gelişmelerin siyasete yansıması nasıl oldu?

| Türkiye, Rusya ve İran ile birlikte Astana’da yürüttüğü Suriye görüşmelerini engellemeye başladı.

| İran’ı “Pers milliyetçiliği yapmak”la suçladı. Böylece Rusya-İran-Türkiye üçgenini kırdı.

| Suriye’de ABD ile birlikte operasyon yapmayı önerdi.

| Suudi Arabistan’ın da bulunacağı özünde Sünni olan İslam ordusu projesi yeniden hatırlandı. Cumhurbaşkanı’nın, peşine Genelkurmay başkanını da takarak Umre’ye gidişi sadece Kâbe’de yapılmış bir EVET’çi gösteri değil. Sünni bir kamp oluşturmanın ilk adımı. Bunu da Amerikan Başkanı Trump istiyor.

| Başbakan Yıldırım, Almanya’da Barzani ile görüşerek Kuzey Irak’taki Kürt devletinin destekçisi olduğunu gösterdi.

| Yetmedi. Kuzey Suriye’de Kürtlerin egemenliğini sağlamak için Barzani buraya peşmerge yollama kararını açıkladı.

Bütün bunlar Türkiye’nin yeni bir Amerikancı siyaseti benimsediğinin işaretleridir.

Amerika’nın gözüne girmek için yakında bir Rus uçağı daha vurursak kimse şaşırmasın.

SONUÇLARI NE OLUR?

| Hele bir EVET çıksın, Cumhurbaşkanı Erdoğan tek adam olarak devleti kafasına göre şekillendirme yetkisini ele alsın; Çözüm Süreci denilen o yıkım süreci yeniden başlatılacak.

| Türkiye, Büyük Ortadoğu Projesi’nde planlandığı gibi tam anlamıyla bir İslamcı rejime sokulacak. Vehhabi Sünniliği, mezhepçi çatışmayı körükleyecek.

| Akıl, bilim ve laik eğitimin terk edildiği Türkiye geri kalacak, yoksulluk artacak, Türkiye Sevr şartlarına iteklenecektir.

Bunun izleri açıkça ortaya çıkıyor. Dün, Meclis’in içinde tekbirler atıldı. Kimsenin tekbirle sorunu yok ama, bunlar Suriye’de, Irak’ta insanları boğazlarken tekbir getirenlerle aynı havadalar.

Varın EVET çıkarsa ilerisini siz düşünün.

BAHÇELİ’NİN ŞEMSİYESİ

Bay Bahçeli; dünkü grup konuşmasında partinin onurunu koruyan ülkücüleri, CHP’nin ve Perinçek’in şemsiyesi altına girmekle suçlamış.

Ey Bahçeli! Allah kimseyi senin gibi “Amerikan Şemsiyesi” altına sığınmak zorunda bırakmasın.

BOP Eşbaşkanı’nın karşısında hazırola sen geçtin.

Koskoca MHP’yi, kuruluş bildirgesi Amerika’da yazılan AKP’nin bir ilçe teşkilatı haline getirdin.

Üstüne üstlük, eteğine yapıştığın siyasetçi sana demediğini bırakmamış iken...

Bir de 15 Temmuz masalına yapışıp kaldın.

Daha 2015 yılında sen ve adamın değil miydiniz, “Ergenekon ve Balyoz’da darbe heveslileri var!” diyerek FETÖ kumpaslarına arka çıkan?

Bir de çıkıp 15 Temmuz’dan, FETÖ’den söz ediyorsun...

KÜRDİSTANCILARLA EL ELESİN

Senin bugün peşinde koştuğun AKP; bundan 11 sene önce valisi eliyle Diyarbakır’da caddelere “Kürdistan’a Hoş Geldiniz!” yazılı pankartlar astırmadı mı? Habur, Oslo ve Çözüm Süreci rezaletlerinin sorumlusu Perinçek mi yoksa Erdoğan mı?

Sen Hüda Par’la, yani insanları diri diri betona gömen Hizbullahçıların partisi ile el elesin. Bunlar da “Kürdistan için EVET!” diyorlar. Kürdistan’ın Kuruluşu’ndan söz ediyorlar, Kürtçe’nin resmi dil olmasını istiyorlar. MHP’li vatansever kardeşlerimiz de bu yüzden tepki gösteriyorlar.

Ey Bahçeli, sen bilumum Vehhabi zihniyetli yobazlarla ve Kürtçü/Kürdistancı takımı ile el ele vererek Türklüğe savaş açtın.

Yazık, insan düşer de bu kadar mı düşer?