20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vatan savaşı anomali mi?

Ülkenizdeki demokratik hakların kurumlaşmasını Batı’nın ölçütleri ve desteğiyle gerçekleştirmeyi ya da yaşatmayı umuyorsanız, en özgürlükçü düşler, bir sanılgı olmaktan öteye geçemez

Vatan savaşı anomali mi?
A+ A-

Seyyit Nezir
[email protected]

Lenin’in Emperyalizm / Kapitalizmin En Yüksek Aşaması kitabı 100 yaşında... Kitabı Türkçeye tam metin olarak ilk kez Cemal Süreya çevirdi (Sol Y., Mayıs 1969). Kitabı 1916 baharında yazan Lenin, 1917 Şubat Devrimi sonrasında Petrograd’ta Büyük Ekim Devrimi için Nisan Tezleri’ne çalıştığı günlerde yayımlar. Kitap, kapitalizmin en yüksek aşamasının aynı zamanda çöküşün başlangıcı olduğunu göstermesi bakımından büyük bir kuramsal önem taşımakla birlikte, Marx’ın proleter uluslar kavramına devrim için hayat soluğu verişiyle çok daha büyük pratik değer taşır. Avrupa komünistlerinin sömürge ülkelerde emperyalizm çağında ulusal kurtuluş ve bağımsızlık savaşı vermenin olanaksızlığını öne sürdükleri bir sırada, kitap, Latin Amerika’dan Afrika ve Çin’e kadar, proleter ulusların millî demokratik devrim savaşının ana ders kitabı olur.

VATAN SAVUNMASI” VE VATAN SAVAŞI

Emperyalist ülkeler I. Dünya Savaşı’nı Kautsky eliyle kendi proletaryasına ve emekçilerine kabul ettirebilmek için “Vatan Savunması” olarak yutturmaya çalışırken, Lenin, bu savaşın sömürge paylaşımı ve işgal amaçlı bir savaş olduğunu burjuva iktisatçılarının verilerine dayanarak kanıtlar. Bu, aynı zamanda şu gerçeğin kavranmasını getirir: Emperyalist paylaşım ve işgale karşı sömürge [proleter] uluslar, kurtuluş ve bağımsızlık için vatan savaşı vermekle yükümlüdür, çünkü bu aynı zamanda dünya devrimci sürecine halkların katkıda bulunma görevinin gereğidir. Nitekim Çin’de Sun Yat Sen, Meksika’da Zapata, Anadolu’da Mustafa Kemal’le başlayan kurtuluş ve bağımsızlık savaşları, Castro ve Che ile Küba’ya kadar, “Ya vatan ya ölüm” şiarında bayraklaşır.

EMPERYALİZME KARŞI OLMAK

Emperyalizm yıkılıp yeryüzünden silinmediği sürece, şu ya da bu ölçüde onun denetiminde olan ülkeler, bu denetimden çıkmak zorunluluğunu duydukları anda, emperyalizme karşı vatan savaşı vermek zorunda kalır. Ülkenizdeki demokratik hakların kurumlaşmasını Batı’nın ölçütleri ve desteğiyle gerçekleştirmeyi ya da yaşatmayı umuyorsanız, en özgürlükçü düşler, bir sanılgı olmaktan öteye geçemez. Bugün emperyalizmin dayattığı, aslında bağımlılık halkası üreten Batı merkezli sözüm ona demokrasi ve özgürlük önerilerinden medet umacak mıyız, ummayacak mıyız? Güncellenmiş soru budur.

Tarihin Batı merkezli doğrultusuna uygunluk, emperyalizme boyun eğme sonucu verir ve ulusu vatansız bırakır. Anomali, ülkeleri kendi ulusal doğrultuları dışına saptırmaktır. Emperyalizme karşı olmak, ezilen ulusların tarihsel doğrultusu için vatan savaşı vermeyi gerektirir. Nesnel koşulların getirdiği bu zorunluk, onu değerlendirecek iradeyle devrime dönüşebilir.

DEVRİMCİ GÖREV

Vatan, ulusların demir üretiminden demir şiirine bütün bir tarih boyu birikmiş emeğini içerir. Hasan Hüseyin’in söylediği gibi tıpkı:

Bu demiri Divriği Dağları’ndan

Ben söktüm ulan ben söktüm

Bu namlu Divriği demirinden

Ben döktüm ulan ben döktüm

Dünyanın hiçbir ulusu yoktur ki, işbirlikçilerin öne sürülüşüyle emperyalist işgal tehlikesi karşısında kalınca, sınıfsal ve ideolojik ayrılıkları ikinci plana koyarak vatan savaşı vermesin! Düne kadar işbirlikçilerle saf tuttuğu için kin büyüttükleriniz şimdi vatan savaşında saf tutmuşsa onu reddetmek, en azından, Baudelaire’in söylemindeki kendine gaddar iradeyle ulusuna intihar önermektir.

Osman Çutsay, SOL Haber Portalı’ndaki “‘Anomalistler’ ve devrimciler” başlıklıson yazısında (16.01.17), tanımına uyan komünistler dışında tarihin Avrupa merkezli gelişim doğrultusuna aykırı her türlü savı sapaklık görüyor. Emperyalist küreselleşme çağında Batı ölçütleriyle komünist olmak normallik, ne ki ulusalcılık ve yurtseverlik bir sapaklık ve “ano[r]malizm” olarak görülüyorsa, Emperyalizm kitabını 100. yılında kafa göz yarmadan ama uydu kameralarını da iplemeksizin sıfırdan tartışmak güncel devrimci görevdir.

PS: Cumartesi günü bu konuyu Ulusal Kanal’da Şule Perinçek’in “Elinin Hamuru” programında ayrıca Nâzım’ı anarak tartışacağız.

Son Dakika Haberleri