20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Varsa bir durum...

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Yaklaşık bir ay sonra bu ülkede “Millî Kültür Şûrası” düzenlenecek. Yani, resmi olarak yalnızca “kültür”e vurgu yapılsa da esasında “sanat ve sanatçı”yı da kapsayacak biçimde devletin kültür politikaları masaya yatırılacak, uzmanlarca tartışılacak, eleştiri ve öneriler dile getirilecek, yeni kültür politikaları belirlenecek, hedefler konulacak.

Milli Kültür Şûrası, bugüne dek yalnızca iki kez düzenlenmişti; 1982’de ve 1989’da... İlk ikisinden, aklımda öncelikle “Kültürün millîsi olur olmaz mı? Millî kültür ne demektir?” türünden tartışmalar kalmış durumda. Bugünün ilkokul öğrencileri, “Millî kültür nedir?” sorusuna, “Töre cinayetleridir” diye yanıt veriyorsa, 28 yıl aradan sonra düzenlenecek üçüncü şûranın önünde epeyce sorun birikmiş demektir ve tüm katılımcılara şimdiden iyi çalışmalar diliyorum.

İŞBİRLİĞİ VE TEŞVİK

Fakat, 1982 ve 1989’daki şûralar nasıl hiçbir işe yaramadıysa; edebiyattan sinemaya, tiyatrodan halkbilime, müzecilikten müziğe açılan geniş yelpazede herhangi bir kültür - sanat politikası belirlenemediyse, bu üçüncü şûradan da dişe dokunur bir sonuç çıkmayacağını şimdiden söyleyebilirim.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yönetmeliğinde, Şûra’nın “kültür konusunda bakanlığın en yüksek danışma kuruluşu” olduğu belirtiliyor ve görevleri şu dört maddeyle sıralanıyor:

-Atatürk ilkeleri ışığında kültür politikası hakkındaki görüşleri belirlemek,

-Kültürel konularda yönlendirme, teşvik ve işbirliği esaslarını tespit etmek,

-Kültürümüzün korunmasını, geliştirilmesini, tanıtılmasını ve yayılmasını sağlayıcı tedbirleri belirlemek,

-Gerekli görülen kültür konularının görüşülmesi, tartışılması ve istişari kararların alınmasını sağlamak.

Son üç madde zaten genel ifadeler içeriyor... Birinci maddenin “üzerinden atlanacağı” ise herkesin malumu!

KADRO YETERSİZLİĞİ

AKP hükümetlerinin en başarısız olduğu iki alan hiç kuşkusuz eğitim ile kültür-sanat...

Hiçbir uygulamasının dikiş tutmadığı Millî Eğitim’deki bakanlık görevinden sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’na getirilen Nabi Avcı’nın Şûra başlıklarının belirlenmesi amacıyla görüşmeler yaptığı bazı isimler kadarıyla şöyle:

Beşir Ayvazoğlu, Hasan Bülent Kahraman, İskender Pala, Mehmet Çebi, Fatih Andı, Hasan Kaçan, Ali Saydam, Doğan Hızlan, Selim İleri, Ümit Meriç, Erhan Afyoncu, Haluk Dursun, Hayati Develi, Mustafa Ruhi Şirin, Kenan Gürsoy, Erol Kılıç, Süleyman Seyfi Öğün, Hüseyin Besli, Nükhet Vardar, Deniz Bayrakdar, Ahmet Kot...

“AKP karşıtı” ya da “muhalif” falan demiyorum, bir tane “aykırı” ses olmayacak mı bu Şûra’da? “Danışma turları” bile, 28 yıl sonra düzenlenecek bu Şûra’nın işlevsizliği ve hedefsizliği hakkında yeterince fikir vermiyor mu?

1989 Şûrası’nın sonuç bildirgesinde, “Türk toplumunun okuma kültürünün artırılması yönünde çalışmalar yapılması”, “Mimariye özel önem verilmesi”, “Türk Sinema arşivi kurulması” vb. kararlara yer verilmişti.Okuma oranında dünya genelinde utanılacak durumdayız, mimarimiz o günden bu yana daha da gerilemiş durumda ve halen bir sinema arşivimiz yok!

BÜYÜME VE KÜLTÜR

AKP yanlısı Yeni Şafak gazetesi yazarı Hümeyra Şahin, “Şûra çalışmaları kültür muhitlerine bir dinamizm ve canlılık getirdi” dediği 7 Şubat tarihli yazısında, bana fısıltılı bir itirafmış gibi gelen şu cümleyi de kuruyor: “Türkiye’nin son on yılda elde ettiği ekonomik ve sosyal büyümenin gerisinde kalan kültür meseleleri...”Şahin, keşke biraz daha yüksek sesle konuşsa, “kültür meseleleri”nin neden ve nasıl “geride kaldığı” hakkında da birkaç söz etseydi...

Şûra toplamak ciddi iştir. “Varsa bir durum, yapalım açıkoturum!”un ötesinde bir şuur gerektirir. Sempozyum, panel, konferans, seminer düzenlemekle karıştırılmamalıdır. Anlayacağınız, 3. Milli Kültür Şûrası’ndan hiçbir beklentim, hiçbir umudum yok.