20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bunları ekonomi götürecek!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Yazının başlığı Ankara’da bindiğim bir taksinin şoföründen duyduğum sözler. Taksi şoförleri esasında toplumun içinde bulunduğu ruh halini en iyi yansıtan, tahminleri birçok sözde kamuoyu şirketinden daha isabetli çıkan emekçilerdir.

Evine ekmek götürmekte zorlandığını söylüyordu bu yurttaşımız. Taksi sahibine verdiği günlük kira ve artan yakıt masraflarından sonra günlük geçimini temin edecek parayı kazanamadığından yakınıyordu. Ekonominin kötü gidişatından, işlerin kesatlığından, Bağ-Kur primini dahi yatıramadığından bahsetti. Sonunda da “Abi ekonomi batmış, millet terör korkusundan sokağa bile çıkmaya korkuyor, bunlar Başkanlık sevdasında ama göreceksin bak bunları ekonomi götürecek...” dedi.

Gerçekten de, AKP ve yandaş medya her ne kadar referandumu “çantada keklik” görse de, kazın ayağı hiç de öyle değil. Gördüğüm, konuştuğum, rastladığım insanlarda ülkenin içine sürüklendiği istikrarsızlık ve belirsizlik ortamından, keyfi ve otoriter tek adam yönetimine doğru gidişattan duyulan derin endişenin yanı sıra, ülke PKK/IŞİD/FETÖ terör örgütlerinin kanlı ve vahşi terör saldırıları altındayken, Mehmetçik Fırat Kalkanı operasyonunda vatan müdafaası için şehit olurken, ülkenin Başkanlık dayatması ile meşgul edilerek, toplumun bu nedenle ayrışması ve kamplaşmasına neden olabilecek, böyle bir inada karşı bugüne kadar görmediğim bir tepki olduğunu gözlemliyorum.

Ekonomide, iktidara ve ekonomi yönetimine duyulan güven ağır yara almış durumda. Yani iktidarın ve ekonomi yönetiminin kredibilitesi ve inandırıcılığı kalmamış vaziyette. Çünkü, ne faizlerin, ne dolarizasyonun, ne kur artışının sebebini de önlemlerini de doğru biliyorlar.

Söyleyenlere de kulak asmıyorlar.

Yetersiz, deneyimsiz, bilgisiz ve niteliksiz kadrolarla ve bazı danışmanların “gazıyla”, emir-komuta ile hamasi nutuklar ve söylemlerle, ona-buna kafa tutarak, kurun düşeceğini, faizin indirileceğini, dolarizasyonun biteceğini, yabancı sermayeyi cezbedeceklerini, kredi notlarını ise yükseltebileceklerini zannediyorlar.

Hâlbuki ekonomi tıkanmış ve çıkmaz sokakta patinaj yapar hale gelmiş durumda. Sıcak para bile artık gelmiyor, aksine kaçıyor.

Dolar ve avro 4 TL’yi bulmuş, enflasyon ve işsizlik çift haneye çıkmış vaziyette. Ülke ekonomik krizin ve uçurumun adeta kıyısına kadar sürüklenmiş vaziyette.

Sokaktaki adam tedirgin, mutsuz ve tepkili.

Kasabından, manavına, iş adamından işçisine, sanayicisinden- KOBİ’sine kadar ekonomide kimse önünü göremiyor.

Olası bir ekonomik krizin faturasını yine ve yeniden hiçbir suçu ve günahı olmayan geniş halk kitleleri ödemek zorunda kalacak maalesef.

Ama görünen o ki, ekonominin içine sürüklendiği vahim halin siyasi sorumluluğu da elbette ki bugünkü siyasi iktidara fatura edilecektir. Çünkü ekonomik sıkıntı, çalkantı ve krizler her daim siyasi iktidarların sorumluğuna bir fatura çıkartır

Bu referandum sürecinde de insanların çoğunluğunun “Anayasa değişikliğine” olduğu kadar, işsizliğe, yoksulluğa, enflasyona ve pahalılığa da, tepki göstermeleri büyük olasılık.

Ülkeyi hatalı politikalarıyla terör batağına sürükleyen, terörle mücadelede yeterince etkili ve başarılı olamayan siyasi iktidarın, ekonomi bu haldeyken, Başkanlık için referandum dayatmasına gitmesi, bu kez AKP ve T. Erdoğan için ters tepebilir.

Millet sıkıntıdayken, ekonomi tıkanmış, işsizlik patlamış, kurlar alıp başını gitmişken, yani “millet can derdindeyken” bunların Başkanlık sevdasında inat etmelerine karşı milletten güçlü bir “Hayır” tokadı gelmesi çok güçlü bir ihtimal.

KAMER GENÇ’İ ÇOK ARIYORUZ!

Geçen yıl 22 Ocak’ta kaybettiğimiz merhum Kamer Genç’i rahmetle ve saygıyla anıyoruz. Onu ne kadar özlediğimizi, TBMM’de ona ne denli ihtiyacımız olduğunu, yaşadığımız bu günlerde çok daha iyi anlıyoruz. Gerçek bir vatansever, demokrat, yürekli bir Cumhuriyetçi olan Kamer Genç, Tunceli’nin yiğit bir evladıydı. Mücadelesi ve yılmaz kişiliği ile sempatik ve iyi kalpli, adam gibi adamdı.

Bu yıl da, 22 Ocak iyi gelmedi. Bu kez 22 Ocak Pazar günü de, Türk sporunun efsane ve çok sevilen ismi İlhan Cavcav’ı kaybettik.

Benim yıllar önce genç bir Banka yöneticisiyken tanıştığım, beraber iş yaptığım, sözünün eri, güvenilir ve çok renkli sempatik bir kişiliği olan özel bir insandı.

Değerli İlhan Cavcav’a Allah’tan rahmet, onun büyük emeği olan Gençlerbirliği Spor Kulübü camiasına, değerli ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.