19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşsizlik oranı, istihdam seferberliği ve referandum!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Son iki haftadır insanlarımız açısından en önemli sorun olarak algılanan işsizlik konusu, ekonomi ve siyasetin gündeminde önemli bir yer edinmeye başladı. Önce 7 Şubat tarihinde Ankara’da yapılan Ekonomi Şurası’nda işsizlik konusu ön plana çıkarıldı; Cumhurbaşkanı, iş dünyasından en az 1.5 milyon istihdam yaratmalarını talep etti, bu amaca yönelik seferberlik çağrısı yaptı ve bu yıl işe alınacaklar için verilecek destekler kamuoyuna duyuruldu. Bu hafta ortasında ise Türkiye İstatistik Kurumu Kasım dönemi işsizlik verilerini açıkladı, söz konusu oranın oranın yüzde 12.1 seviyesine yükselerek alarm vermeye başladığı ortaya çıktı. Ne tesadüftür ki, tam bu gelişmeler yaşanırken referandum kararı onaylandı ve Resmi Gazete’de yayımlandı!

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız gelişmeler, kimilerinin kafasını karıştırmış veya başka birilerini heyecanlandırmış olabilir. Bu yazıda iki önemli soruya yanıt aramaya çalışacağız. Mevcut koşullarda devreye sokulan istihdam teşvikleri işe yarar, orta vadede durumun daha kötüye gitmesini önler ve durgunluktan çıkılmasına yardım eder mi? İkinci soru ise, bu konunun suiistimal edilmesi referandumdan çıkacak sonuç üzerinde etkili olabilir mi ve sonrasında neler yaşanır?

Eğer ilk soruya olumlu yanıt verilebiliyor ise diğeri anlamsızlaşır; aksi durumda ise ikincinin üzerinde, özellikle siyasilerin daha fazla kafa yorması gerekir! Şahsen mevcut ekonomik işleyiş çerçevesinde işsizliğin bir çeşit sonuç olduğunu, bunu yapay olarak farklı algılatmaya çalışmanın orta vadede fayda etmeyeceğini ve tam aksine ödenecek toplumsal maliyetleri arttıracağını düşünüyorum. Fakat insanlarımızın tam aksi söylemler ile ve geçici bir süre için aldatılamayacağını iddia etmiyorum!

BÜYÜYEN SORUNLAR

Atalarımızın dediği gibi, ne ekersen onu biçersin! Eğer hasadımız işsizliğin artması ise, her şeyin en doğrusunu en doğru zamanda yapmış olmamız mümkün olabilir mi? Eğer küresel koşulları doğru okuyamadıysanız, finansman buldukça aşırılıkları zorlayarak borçlarınızı ve taşıdığınız riskleri hesapsızca artırdıysanız, nefsinizin peşinde koşarak sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmaya çalışmakta ısrarlı olduysanız işsizliğin artması kaçınılmazdır. Daha yukarılara tırmanması olasılığı da oldukça yüksektir! Genel eğilimlerin sürdürülebilir olmadığı koşullarda

işsizlikte yaşanan gerilemelerin kalıcı olabilmesi söz konusu olamaz!

Ekonominin durgunlaşması ve enflasyonun yükselişe geçmesi, riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesi, gelir ve servet dağılımının bozulması, rekabet koşullarının bozulması, jeopolitik risklerden etkilenme oranının aşırılığı, dışsal koşullara olan bağımlılığın yüksekliği, uluslararası ilişkilerde itibar kaybına yol açan yalpalamalar, hukuk devleti anlayışından uzaklaşılması, ifade özgürlüğünün sınırlanması, döviz kuru ve faizlerin yükselmesi, arz fazlası nedeniyle yaşanan sıkıntılar, borç alacak zincirindeki aksamaların büyümesi, sorunlu kredi endişesinin yoğunlaşmaya başlaması türünden eğilimlerin herhangi biri işsizlik artışının habercisidir. İşsizliğin azalmasını samimi ve kalıcı olarak isteyenler, bu türden olumsuzlukların büyümesine ve büyüyen sorunlar tarafından güdülmeye izin vermez!

KRİZ SEBEBİ OLABİLECEK

Bir kısmını saydığımız bu olumsuz eğilimler terse dönmeden ve bunun için gerekli bedeller ödenmeden, seferberlik çağrıları orta vadede pek bir işe yaramaz. Muhtelif ve cazip teşviklere rağmen yatırım ve döviz satım seferberliklerinden yeterli sonuç alınamamış olması, istihdam seferberliğinin sonucunu da belirler! Teşvik ve tehditlerin dozunun yükseltilmesi, eninde sonunda geri teper; işsizlik artışının sebeplerini besleyerek ödenecek maliyetlerin katlanarak artmasına ve sosyal felaketler yaşanmasına sebep olabilir.

Özellikle gelişen ekonomilerdeki işsizlik oranı artıyor ve muhtemelen böyle olmaya devam edecek. Fakat ülkemizdeki oran artışı, diğer gelişenlerden daha yüksek; bu durum bizim daha ciddi ve uzun süreli yanlışlar yaptığımız, sorunları kriz sebebi olabilecek büyüklüğe getirdiğimiz dışında bir anlam taşımıyor.

Sormak gerekiyor! Eğer durum böyle olmasa idi, rejimi değiştirmeyi hedefleyen Anayasa Değişikliği Referandumu gündeme gelir miydi? Umulan sonucu elde etmek için, insanlarımızın iş ve istihdam konusundaki aşırı hassasiyeti kaşınır mıydı? Ne diyelim: umut fakirin ekmeği, ye Mehmet ye!