19 Mart 2024 Salı
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Akdenizli müzisyen aryon

Yaşar Atan

Yaşar Atan

Eski Yazar

Şiirleri ve ezgileriyle dillere destan Aryon (Arion), ozanlarıyla ünlü Lesbos adasında doğup büyüdü... Günün birinde de bir ezgi yarışmasına katılmak üzere, Sicilya adasına gitti ve oradan birinciliği alıp döndü...

Ne var ki yaşadığı Lesbos adası da artık dar gelmeye başladı müzisyen ve ozan sanatçımıza!.. O yüzden de sık sık komşu adalara gidip oralarda ezgilerini, şiirlerini büyük kalabalıklar önünde coşkuyla dillendirmeye başladı. Her gittiği yerde de büyük bir hayranlıkla karşılanıyor ve can kulağıyla dinleniyordu ezgileri. Müzisyen tanrı Apollon bile, bulutların üstündeki Olimpos Tanrılar Ülkesi’nden inip onun bazı konserlerine gidiyor; hayranlık duygusuyla karışık büyük bir kıskançlıkla izliyordu onu... İşte bu arada müzisyenimiz Aryon, ünlü Korintos Kralı Peryandros’un (Periandros) da konser verme çağrısına olur deyip sarayına gitti. Aryon’un ezgilerine ve şiirlerine hayran kalan kral Peryandros, onu artık sarayında yaşam boyu ağırlayacağını bildirdi. Bu öneriyi kabul eden Aryon; hem sarayda hem de ülke içinde çeşitli şölenler, konserler düzenlemeye başladı...

Akdenizli müzisyen aryon - Resim : 1
Ozan ve müzisyen Aryon

BAŞKA HALKLARA DA ULAŞMALIYDI

Ne var ki ozan olup da hep aynı yerde çivilenip kalmış olanı görülmüş şey miydi? Başka ülkeleri de tanıyıp görmek, oralarda da çalıp söylemek ve oraların halklarına da duygularını aktarabilmek için can atmaya başladı Aryon... Birgün bu isteğinden sözetti kral Peryandros’a... Kral, bu çok sevdiği sanatçının öyle uzak diyarlara açılma isteğini öğrenince çok üzüldü. Çünkü bir anlamda tutkunu olduğu müzisyen Aryon’u yaban ellere salmak istemiyor; başına birşeyler gelmesinden çekiniyordu. Daha da kötüsü, belki de gittiği ülkeleri daha çekici bulabilir, bir daha geri dönmek istemeyebilirdi!.. Böyle bir durum, can dostu edindiği bu ozanı büsbütün yitirmek demekti! Buna katlanmak da ona olası değilmiş gibi geliyordu. Zaten kendisi de bu ozan dostunun ezgileriyle, şiirleriyle tanışıp harmanlandığından beri; olayları ve dünyayı bambaşka gözlerle bakıp algılamaya başlamıştı. Hatta onu tanımazdan önce, hem çevresine, hem doğaya karşı hiç de hoş olmayan duygular içindeydi! Ama onu tanıdıktan sonra, dünyaya ve çevresine, onun açtığı pencerelerden bakıyordu artık. Üstelik halk da, bu göçmen ozanı kısa sürede kendilerinden biri olarak benimsemiş, bağrına basmıştı... Onun sanatının sunduğu duygularla, düşüncelerle harmanlanıp mayalanmıştı…

Müzisyen Aryon’un ille de gezilere çıkma konusundaki kesin kararlılığını görünce, kral Peryandros daha fazla direnemedi. Ozan dostu için hemen bir gemi hazırlattı ve koruyucu olarak en güvendiği adamları da buyruğuna verdi. Ne var ki ozan Aryon; sıradan gezginci biri olarak, elinde çalgısıyla, tek başına gezip tozmak, gittiği her yere sevgi ve kardeşlik yüklü şiirlerini, ezgilerini tohum eker gibi saçıp filizlendirmek istiyordu... Uzun tartışmalardan sonra da olsa kral, onun bu isteğine de hayır diyemedi. Böylece yalnız başına yollara düşen ozan Aryon; ilk olarak kendisini iyi tanıyan Sicilya’ya, daha sonra başka başka adalara gitti. Buralarda da halkların kardeşliğini, dünyanın ve yaşamın güzelliğini dillendiren ezgileriyle, şiirleriyle büyük kalabalıkları coşturdu. Onları, bu güzelim Akdeniz coğrafyasından püsküren yaşam coşkusu ve sevinciyle tutuşturdu. Hem çaldıkları, hem söyledikleri haliyle dilden dile dolaşmaya başladı... Bu arada dinleyicilerinin gönülden yaptığı bağışlarla bir miktar dünyalık da edindi…

Akdenizli müzisyen aryon - Resim : 2
Aryon, yunusbalığı ve çalgısı

Bu arada kral dostu Peryandros’u da çok özlemeye başladı… Bir an önce Korintos’a dönmek istiyordu artık. Korsanlık olaylarının yaygınlığı yüzünden haliyle kral dostunun ona yola çıkmazdan önce verdiği öğütleri, uyarıları da anımsadı. Bu yüzden dönüş yolculuğu için en güvendiği Tarantos’lu gemicilerle pazarlık edip iyice uyuştu. Sonra oranın halkınca da görkemli bir törenle, Korintos’a doğru uğurlandı...

DÜŞÜNDE TANRI APOLLON’U GÖRDÜ

Bindiği yelkenli denizde bir süre yol aldıktan sonra ozan Aryon, yorgunluktan uyuyakaldı. Koruyucusu olduğunu bildiği müzisyen dostu tanrı Apollon’u gördü düşünde. Tanrı Apollon, yolculuğu sırasında başına geleceklerden sözetti Aryon’a. Geminin tayfaları onu öldürmek istediklerinde en güzel şiirlerini, ezgilerini söylemesini ve bu arada kendisine kim yardım elini uzatırsa, ona hayır dememesini öğütledi. Uyandığında da gördüğü düşün etkisinden sıyrılmaya çalışırken, tayfaların kendi aralarında birşeyler fısıldaştıklarını gördü... Biraz kulak kabartınca da, duyabildiği söz kırıntılarından başına gelecekleri hemen anladı! Tayfalar onu denize atacaklar; kazandığı altınlara el koyacaklardı!.. Az sonra tayfalar gelip bu niyetlerini açık açık söylediler ozanımız Aryon‘a. O da tanrı Apollon’un az önce düşünde kendisine öğüt olarak söylediklerini anımsadı hemen. Tayfalara dönüp ölmeden önce çalgısını son bir kez çalmak, birkaç ezgisini dillendirmek istediğini söyledi.

Tayfalar bu isteğe karşı koymadılar…

Akdenizli müzisyen aryon - Resim : 3
Müzisyen tanrı Apollon

Aryon en yeni giysilerini giydi hemen; halkın karşısındaymış gibi denize karşı çalgısıyla en yakıcı ezgilerini dillendirmeye başladı. Gittikçe coştu; coştukça denizin enginliklerine doğru yayılan ezgileri daha bir yanıklaştı. Dünyanın ve Akdeniz’in doyumsuzluğundan söz ediyor, bir solukluk yaşamın bile bütün canlılar için bulunmaz bir nimet olduğunu dillendiriyordu...

YUNUSBALIKLARI DOLUŞTU ÇEVRESİNE

Dünyadaki bütün yaratıkların aslında ışık, emek ve toprak kardeşi olduklarını, o yüzden de kardeşçe yaşamamaları için bir neden bulunmadığını dillendirmeye çalışıyordu... Bu yollu yanık ezgileri ilk kez duyan denizdeki yunusbalıkları, yelkenlinin çevresine doluştular hemen; ozanı can kulağıyla dinlemeye başladılar... Hatta tanrı Apollon bile onun bu dokunaklı ezgilerine kulak kesildi. Bir süre sonra da tayfalar, ozanı çalgısıyla birlikte denize fırlatıp attılar! Aryon denize düşer düşmez, onun az önceki ezgilerine hayran kalan yunusbalıklarından biri, hemen sırtını verdi ona ve açık denizin ötelerine doğru uçarcasına, sürüklemeye başladı. Ve ozanın hayranı yunusbalığı; uzun bir yolculuktan sonra, zorlana zorlana da olsa, sırtındaki ozan Aryon’la birlikte, Korintos’taki bir sahilden sağsalim karaya çıktı... Ama çok yorulmuştu yunusbaığı; hemen oracıkta son soluğunu verdi... Doğruca saraya giden Aryon’u kral Peryandros büyük bir sevecenlik ve coşkuyla karşıladı. Haliyle ozan Aryon, başından geçenleri de bir bir anlattı ona...

Akdenizli müzisyen aryon - Resim : 4
Aryon, yunus balığının sırtında

Ne var ki yazgının bir cilvesi olarak, birsüre sonra Aryon’u denize atan soyguncu tayfaların gemisi çok şiddetli bir fırtınaya tutuldu. Bu azgın fırtınalar onların yelkenlisini, Korintos kıyılarındaki bir sahile savurdu! Korintoslu nöbetçiler de karaya vuran gemideki soyguncu tayfaları toplayıp kralın huzuruna çıkardılar. Haliyle sorguları sırasında tayfalar; ozan Aryon’un kendini denize atıp boğulduğunu söylediler. Her şeyi anlayan kral, tayfaları en ağır şekilde cezalandırdı.

Müzisyen Aryon; daha uzun süre yaşam sevinci ve kardeşlik duygularıyla yüklü şiirlerini, coşkulu ezgilere dönüştürdü hep. Akdenizli halklar da hep bu ezgilerle mayalandılar...

Ölümünden sonra da tanrı Apollon; çok sevdiği Aryon’u, yanından hiç ayırmadığı çalgısını ve onu kurtaran yunus balığını, gökyüzünde bir takımyıldızına dönüştürdü…

Bundan sonra da nice soylu ozanlar ve müzisyenler; Akdeniz‘in gökyüzüyle ışıl ışıl harmanlandığı gecelerde, o takımyıldızından Aryon’un saldığı yaşam sevinci ve kardeşlik yüklü ezgilerini, bütün halklara ulaştırmaya başladılar…(*)

(*) Mitolojiyle ilgilenen okurlarımıza aşağıdaki kitapları öneriyoruz:

Akdenizli müzisyen aryon - Resim : 5 Homeros’un İzinde - Troya’dan Savaş Efsaneleri
Akdenizli müzisyen aryon - Resim : 6 Akdenizli Tanrılar
Akdenizli müzisyen aryon - Resim : 7 Küçük Prens