29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Asya Türkiye’de Başkanlık Sistemi’ne güvenmez

Yunus Soner

Yunus Soner

Eski Yazar

Gündeme oturan Cumhurbaşkanlığı Sistemi tartışmalarına Asya ve Avrasya penceresinden bakalım. 5 Ocak 2017’de Ulusal Strateji Merkezi (USMER) Avrasya ve Milli Seferberlik Çalıştayın’nda dile getirdiğim dört temel tespiti okurların tartışmasına sunmak isterim.
TÜRKİYE TÜM VÜCUDUYLA AVRASYA’YA YÖNELİYOR
Terörle mücadelede Türkiye, Rusya ve İran ile ittifakı seçti. Fırat Kalkanı, Rus Hava Kuvvetleri’nin katılımı ile gerçekleşiyor.
Güvenlik cephesinde, Türk ve Rus Silahlı Kuvvetleri arasında somut işbirliği yapılıyor.
Ekonomi cephesinde borçlanma ekonomisinin sınırına dayanan ülkemiz, kaçan dolar ve üstümüze çöken spekülasyona karşı çareyi yine Asya’da buldu.
Rusya ile imzalanan Türk Akımı projesinden, turizm sektörümüzün gözünü diktiği Rus ve Çinli turistlere, TÜSİAD’ın Çin Halk Cumhuriyeti ile birlikte “Bir Kuşak Bir Yol” tanıtım toplantısı düzenlemesine değin Türk ekonomisi çözümü artan derecede Asya’da arıyor.
Çin ve Rus Bankalarının Türkiye’de faaliyet göstermeye başlaması, hükümet dahil tüm toplum tarafından büyük heyecanla karşılanıyor.
Kültürel cephede de, Amerikan film ve dizilerinin yerini artan derece Asya ve Latin Amerika filmleri alıyor. Türk Milleti, Asya’ya merak ve hevesle bakıyor.
Temel tespit: Türkiye, ordusuyla, mali piyasasıyla, TÜSİAD’ıyla, film sektörüyle, turizm sektörüyle, savunma sanayii ile; yani bir bütün olarak Asya’ya yöneliyor.
ASYA’DA KUŞKU
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Uluslararası İlişkiler Bürosu üyesi olarak, Rusya’dan Çin’e, İran’dan Suriye’ye değin bir dizi ziyaret ve görüşme gerçekleştirdim.
Görüşmelerde muhataplarımıza, bunun yanında Rusya’nın Russia Today’inden İran’ın Press TV’sine, son olarak Çin Devlet Televizyonu CCTV’ye, Asya’nın önde gelen basın kuruluşlarıma Türkiye’nin bu yönelişini anlattık.
Karşımıza çıkan soru, Türkiye’nin önündedir. Asya, bir yanda Türkiye’nin bu yönelişinden heyecan duymakta.
Ancak diğer yanda 50yi aşkın yıldır Batı ittifakının parçası olmamız, NATO üyeliğimiz, kısa süre öncesine değin ABD ile dış politikada yaptığımız işbirliği, Avrasya coğrafyasında kuşku yaratmaktadır.
GÜVENİLEN KURUM: VATAN PARTİSİ
Vatan Partisi ve öncesindeki İşçi Partisi, Sosyalist Parti ve daha da önce kurulmuş olan Türkiye İşçi Köylü Partisi, 40 yılı aşkın bir süredir emperyalizmle mücadele etmekte ve Türkiye’nin bağımsızlığını, Cumhuriyeti ve dünyanın ezilen ve gelişmekte olan milletlerle dayanışmasını savunmaktadır. Avrasyacılığı Türkiye gündemine bu akım oturtmuştur.
Karşılaştığımız kuşkuyu dağıtmakta, Avrasya’nın siyasi güçlerinin ve basın kuruluşlarının Vatan Partisi’ne duyduğu güven ve onun da ötesinde saygı, birinci etkendir.
İkinci etken, Türkiye vurgusudur. Ülkemizin Avrasya’ya yönelişi, birliğimizi korumak, cumhuriyetimizi savunmak ve Anadolu’yu tekrar emeğin yeşerdiği, üretimin coşturduğu topraklar haline getirmek için bir zorunluluktur.
ASYA CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ’NE GÜVENMEZ
Asya’dan bakılınca Cumhurbaşkanlığı Sistemi hangi sonuca götürür?
Asya’dan bakılınca Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye’nin siyasi iradesinin bir kişiye bağlanması anlamını taşır. Diğer bir deyişle:
1. Yukarıda çok kısa özetlediğimiz yek vücut, bir kişinin iradesine bağlanmış olur. Her ne kadar iktidar o yek vücuttan bağımsız olamasa bile, somut siyasi sorunlar ve ittifaklar çerçevesinde alacağı tutumun arkasına soru işareti yerleştirir.
2. Bu kişi, yani tam yetkili Cumhurbaşkanı, dünün Recep Tayyip Erdoğan’ı da olabilir, bugünün Recep Tayyip Erdoğan’ı da olabilir, yarın başka bir kişi bambaşka bir siyasi iradeyi de temsil edebilir.
Unutmayalım, Atlantik Sistemi’nin güçleri, Türkiye’nin Asya’ya yönelişini engellemeye çalışmıştır, çabalarını da sürdürecektir.
Bu yüzden, Asya’dan bakıldığında Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye’ye duyulan güveni azaltan bir sistemdir.
Gerekli olan, Güçlü bir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, ülkemizin Asya’ya yek vücut olarak yönelişini bir bütün halinde temsil etmesidir.
Türkiye’nin istikbali için ABD ile çatışmaya giren hükümetin Anayasa Değişikliğini geri çekmesi, birinci adımdır.
İkinci adımda kurulacak bir Milli Seferberlik Hükümeti, Türkiye’ye Avrasya’nın kapılarını kadar ardına kadar açacaktır.