14 Şubat geliyormuş

Televizyonda duydum,

bin tane gül gönderen varmış,

böyle ölçülüyormuş artık sevgiler.

Çiçek fiyatları da almış başını gitmiş.

Neymiş efendim,

sevgililer günüymüş 14 Şubat.

Öyle buyurmuş bir papaz.

En pahalısından hediyeler,

mümkünse bir pırlanta.

Öyle ya,

neredeyse bütün dizilerde,

yere diz çöker yakışıklı oyuncu,

bir kutu çıkarır cebinden,

ille de pahalı bir yüzük.

Oysa bir tek papatya ile

ya da bir demet şakayık çiçeği,

yetmez mi aşkı, sevdayı ifadeye?

Ya da cepten çıkan bir şiir?

Güzel paketlenmiş bir ufak çikolata mesela.

Eskiden filmlerde böyleydi en azından.

Eskiden miydi o büyülü aşklar?

Bir çoğu artık masallarda bile kalmayan.

Belli ki unutulsun istendi,

iyi ama ne oldu da,

biz de hemen unutuverdik sahici aşkı, sevdayı.

Otomatiğe bağlanmış sevgiler,

sanki bir alışveriş.

Bir görmemişlik içinde,

nedir bu telaş, bu yarış,

anlamak zor.

Bir ispat mücadelesi sanki,

bir var olma gayretiyle.

Oysa kalbe dokunursun,

belki bir bakış,

bir duruş,

unutulmaz olur yıllar boyu.

AŞK ESKİ BİR YALAN MI?

Kutu kutu, üst üste evlerde,

dar sokaklı gecelerde,

ne yıldızlar görünür,

ne sesler duyulur artık.

Rüzgarı bile küstürmüş mega şehirlerde,

aynı zincirin pahalı dükkanlarını dolanır dururken AVM’lerde,

tüketir bu çark her birimizi.

Elimizde bir telefon,

hani adeta herkesin olmazsa olmazı olmuş,

çeker dururuz selfie.

Türkçe karşılığı özçekim.

Yeter sanırız sefamıza,

üstelik hızla tükenirken dijital yığınlar arasında,

üç tıklandı, beş tıklandı der,

rakamları kollarız.

Sanki derdimize bir çare,

ruhumuza bir umut olacakmış gibi.

Oysa ne diyordu şarkılar,

gözden kalbe bir yol vardır.

DİJİTAL TÜKENİŞ

Var olmaya çalışıyoruz dijital bir kaosun içinde,

paylaşırken özelimizi,

herkeste bir telaş,

geliyormuş 14 Şubat.

Alınan pahalı hediyeler ile,

bekleyip duracağız birkaç beğeni ile onaylanmayı.

Milyonlar beğense ne olur.

Hız çağının çarkında tükenip,

sosyal medyada rakamları kovalarken biz,

belki de yan masamızda idi,

bakmamız gereken bir çift göz.

Bir şarkı çalıyordu sanki bir yerlerde.