Yandex
26 Mart 2025 Çarşamba
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

4 maddede Şam ile SDG anlaşması

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

1. Suriye geçici yönetimi lideri Ahmed eş Şara ile Ferhad Abdi Şahin (Mazlum Abdi) arasında imzalanan mutabakat, Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak doğrultusunda bir başlangıç. Öncelikle şunu vurgulayalım: Bu mutabakat biçimsel olarak, 8 Aralık’ta Esad yönetiminin devrilmesinden sonra, ülkenin farklı bölgelerini kontrol altında tutan silahlı grupların merkezi orduya katılma kararını vermesinden farklı değil. Yani burada el sıkışan iki taraf, Şam ile sözde özerk yönetim değil. Mutabakat ile, ülkenin üçte birini ABD’nin askeri şemsiyesi altında kontrol eden PKK’nın paravan örgütü SDG, merkezi orduya katılma kararını ve tek taraflı fiili özerk yönetimden vazgeçtiğini ilan ediyor. Mutabakatın “Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumlar, sınır kapıları, havalimanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye Devleti yönetimi altında entegre edilecektir.” şeklindeki dördüncü maddesi, sözde özerk yönetimin lağvedileceği anlamına geliyor. Oysa SDG, Esad yönetiminin düşmesinden sonra silah bırakmayacağını ve özerk yönetimi lağvetmeyeceğini duyurmuştu. Şam yönetimiyle görüşmelerinde de, SDG’nin blok olarak Ordu’ya katılması ve özerk yönetimin devam etmesi yönündeki talepleri yüksek perdeden dile getirdiler. Fakat bunlar kabul edilmedi.

2. Bu mutabakat, Suriye’de PKK/YPG’nin tek güvencesi olan ABD’nin bölgedeki askerlerini çekmesine zemin hazırlıyor. Mutabakatın hemen öncesinde Türkiye, Suriye, Ürdün, Irak ve Lübnan’ın bölgesel düzlemde IŞİD ile mücadele ortaklığını ilan etmesi, ABD’nin Suriye ve Irak’ta asker bulundurması için dayandığı “IŞİD” bahanesini de boşa düşürmüş oluyor. Güncel planda, ABD’nin askeri desteği olmadan Suriye’nin bölünmesi mümkün değil. Gazze’de Hamas’a karşı savaş yürütmek için bile Amerikan yardımına muhtaç olan İsrail’in, bu iş için 1 milyar dolar ayırdığı gibi iddialar ise siyonist propaganda.

3. Bu mutabakat, Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısının ardından ortaya atılan “ABD PKK’yı verdi, PYD’yi devletleştirdi” iddiasını da çökertiyor. Ferhat Abdi Şahin’in attığı imza, Öcalan’ın PKK’yı feshetme kararıyla aynı doğrultuda bir gelişme. Sözde özerkliği gerçekleştireceği ileri sürülen örgüt PKK. Ama PKK kendini feshetme kararı aldı. Şunu belirtelim: Öcalan’ın çağrısının, Türkiye’den daha fazla Suriye’de etkili olacağı bilinmelidir. 1979’dan 1999’da kadar Suriye’de olan Öcalan, Hafız Esad yönetimince, Suriyeli Kürtleri Şam adına kontrol altında tutmak amacıyla kullanıldı. Bu nedenle, Öcalan’ın Suriyeli Kürtler üzerinde nüfuz kurması sağlandı. Şam ile Ankara arasındaki Adana mutabakatından sonra Suriye yönetimi PKK’nın Suriye’deki imkanlarını belli ölçüde kısıtladı, fakat Suriye Kürtleri içinde Öcalan ve PKK’nın ideolojik ve siyasal nüfuzu devam etti.

4. Suriye yönetimi ile SDG arasında imzalanan mutabakat konusunda Ankara’da şimdilik ihtiyatlı bir iyimserliğin hakim olduğu görülüyor. Mutabakatta yer alan unsurlar çok genel bir çerçeveyi içeriyor. Sözde özerk yönetimin fiilen elinde tuttuğu kontrolü Şam’a devretmesi için ortak komitelerin kurulmasından ve bu yılın sonuna kadar sürecek bir takvimden söz ediliyor. İnişli çıkışlı olacağı anlaşılan, her aşamada karşıt etkenlerin bertaraf edilmesini gerektirecek hassas bir süreç söz konusu. Burada Türkiye için en önemli mesele, PKK/YPG liderliğinin tamamen sistem dışına çıkarılması. O nedenle Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı bölgelerindeki Türkiye’nin askeri hâkimiyetinin, bu süreç tamamlanana kadar devam edeceğini öngörebiliriz. Ama yola çıkılması yolun yarısı demek. Gelişmenin yönü, PKK’sız Türkiye ve PKK’sız Suriye doğrultusunda.

Şam SDG