ABD ekonomisi: Fırtına yaklaşıyor
Ne zaman Atlantik ekonomileriyle ve toplumsal gerçekleriyle ilgili bir yazı yazsam, garip bir şekilde özellikle kendini “sol” diye niteleyen okurlardan ya da çevrelerden bir eleştiri de değil karalama, alay ve hakaret içeren tepkiler alıyorum.
Hep söylüyorum ve yazıyorum. Benim yaptığım Atlantik Sistemi’nin kendi güvenilir kaynaklarında çıkan yazı, görüş ve bilgileri fotoğraflarıyla, rakamlarıyla aktarmak.
Neden?
Onların dediği gibi “ABD’ye kafamı taktığımdan…” değil…
“Biraz da Türkiye’ye bak…” diyorlar…
Tam tersine dünyada yeni bir cepheleşme olduğu ve yeni bir düzen kurulduğu nesnel bir gerçek.
Türkiye’ye bakıyoruz.
Türkiye ne yapacak? Ne yapmalı! Tutarlı bir şekilde ekonomik ve siyasi ilişkilerini nasıl yeniden düzenleyecek? Nasıl düzenlemeli!
Benim derdim, bizim derdimiz o!
Gazetecinin görevi budur.
Siyasetçinin görevi budur.
İster iktidar… İster muhalefet!
Eğer çelik-çomak oynamıyorsan.
Bir siyasetçi olarak, gazeteci olarak Türkiye’yi Atatürk’ün dediği gibi “daha ileri… daha ileri…” taşımak istiyorsan!
Beni korkutamazlar da… Hedeften şaşırtamazlar da… Tam yazıya başlayacağım… İçimden dedim ki… Şimdi başlarlar bizim gedikliler… Aktaracağım yazının başlığı: “ABD ekonomisi: Fırtına yaklaşıyor.”
ABD büyük bir emperyalist devlet.
O da dünyada çelik-çomak oynamıyor.
İleriyi görmek zorunda.
Kendi kendini aldatmaz.
Sermaye de akıllıdır. Nesnel gerçekleri bilmek zorunda.
“İktidar kötüdür” ya da “muhalefet kötüdür” saplantısının dar penceresinden bakmaz.
Biz de ABD’li yatırımcıların izlediği bir siteden ABD ekonomisinin hatırını sorduk.
YATIRIMCI GÖZÜYLE ABD EKONOMİSİNİN ÖZETİ
• Piyasa şu anda aşırı alım durumunda ve esas olarak Yapay Zekâ Devrimi ile bağlantılı teknoloji harcamalarındaki artış tarafından yönlendiriliyor.
• Piyasalarda 2025 yılında yaşanan yükselişe rağmen, doların düşmesi ve altının rekor seviyeye ulaşması, yüzeyin hemen altında pek çok endişenin kaynadığının sinyalini veriyor.
• Dünya genelinde devlet borç seviyeleri endişe verici boyutlara ulaşmış durumda ve ABD iş piyasası da açıkça tökezliyor.
• Yatırımcılar ufukta birçok cephede oluşan fırtınayı görmezden gelmeye devam ediyor.
Yazar Bret Jensen 9 Ekim 2025 tarihli yazısına bu özeti vererek başlamış ve şöyle devam ediyor:
“Çeyrek asırdan fazla bir süredir Güney Florida'da yaşıyorum. Floridalılar yaz aylarında gözlerini hep güneydoğuya çevirir, Kuzey Afrika ve Karayipler açıklarında oluşabilecek olası fırtınaları izlerler. Neyse ki, bu yakın tarihin en hafif kasırga mevsimlerinden biriydi ve bu mevsimde kıyılarımıza büyük bir fırtına ulaşmadı.
“Ancak borsada olup bitenlere bakıldığında, bir fırtınanın yaklaşmakta olduğu çok açık. Şimdilik açık denizde kalsa da, büyük bir kasırgaya dönüşme potansiyeli yüksek. Kıyıya vurup vurmayacağı ve ne zaman vuracağı şu anda sadece spekülasyona açık. Ne büyüklükte ve nereye vuracağı da belirsiz.”
Bu kez sizi uzmanla baş başa bırakıyorum. (Arabaşlıklar bana ait. ŞP):

(GuruFocus)
Piyasaya geleneksel değerleme ölçütleri üzerinden bakıldığında, hisse senetlerinin tarihsel olarak aşırı alım görmediğini iddia etmek zor. Ayrıca, ekonomide yatırımcıların şu anda görmezden gelmekten memnun olduğu önemli sorunlar var. İçeriden alım-satım oranının son beş yılın en düşük seviyesine yakın seyrettiği göz önüne alındığında, içeriden bilgi sahibi olanlar piyasanın aşırı değerli olduğunu biliyor gibi görünüyor.

(İçeriden Alım-Satım Oranı-GuruFocus)
ABD EKONOMİSİNİ RESESYONA SÜRÜKLEYECEK ÜÇ TEMEL
Bugünkü köşemde, piyasalarda bir sonraki potansiyel fırtınayı tetikleyebilecek ve ABD ekonomisini resesyona itebilecek üç temel şeye bakıyorum.
FEDERAL BORÇ

(Federal Rezerv Ekonomik Verileri-FRED)
Federal borç hava durumu gibidir. Herkes bundan bahseder ama kimse bir şey yapmaz. Ancak, borç/GSYİH oranı Amerikan tarihinin en yüksek seviyelerine yakın seyrederken, bu durum sorunlu hale gelmeden önce ancak bir süre devam edebilir.

(ABD Borç/GSYİH Oranı -FRED)
YILLIK 2 TRİLYON DOLAR AÇIK
ABD Hükûmeti’nin yıllık yaklaşık 2 trilyon dolarlık açık vermesiyle ilgili endişeler artıyor. Bu, doların bu yılın ilk yarısında diğer para birimlerine karşı yaklaşık yüzde 11 değer kaybetmesinin nedenlerinden biri. Bu, doların 1973'ten bu yana bir yıla başlarken yaşadığı en zayıf altı ay. Altın da bu yıl biraz parabolik bir seyir izledi ve ons başına ilk kez 4 bin doları aştı.

(Ons Başına Altın Fiyatı-Market Watch)
Ancak, önemli bir devlet borcu sorunu yaşayan tek ülke ABD değil. Japonya'nın borç/GSYİH oranı yüzde 230'un üzerinde ve ülke, dünyanın en yaşlı ikinci nüfusuna sahip.

(Japonya Borç/GSYİH Oranı-Trading Economics)
AB’DE DE İŞLER İYİ DEĞİL
Avrupa'da da işler pek iyi değil. Fransa'da iki yıl içinde beşinci başbakan istifa etti, çünkü ülke hâlâ bütçe çıkaramıyor. Şu anda borç sorunlarıyla boğuşan tek Avrupa ülkesinin Fransa olmadığı da unutulmamalı.

(Avrupa Borç/GSYİH Oranları-Visual Capitalist)
Bu devasa borç yükünün ne zaman bir soruna dönüşeceği belirsiz. Ancak, bu sorun nihayet su yüzüne çıktığında, küresel ekonomi ve piyasalar için, en azından 2009'da başlayan ve yıllarca süren Avrupa Borç Krizine benzer büyük bir soruna yol açması muhtemel.
EKONOMİK SIKINTILAR VE EN ZENGİN YÜZDE 10
Amerikan hanelerinin çoğu ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Bu durum, perakende satışlar gibi bazı göstergelere yansımıyor. Çünkü Amerikan hanelerinin en zengin yüzde 10’u (kabaca yıllık geliri 250 bin dolar veya üzeri olanlar) iyi durumda ve tüm tüketici harcamalarının yaklaşık yüzde 50'sinden sorumlu. Otuz yıl önce, toplam tüketici harcamalarının sadece yüzde 35'inden biraz fazlasını oluşturuyorlardı. Ancak bu sıkıntılar, iç karartıcı tüketici güveni göstergeleriyle de yansıtılıyor.

(FRED)
Ortalama bir Amerikan hanesi, 1970'lerin sonu/1980'lerin başından bu yana görülen en yüksek enflasyon seviyeleri nedeniyle 2021'den 2024'e kadar satın alma gücünü kaybetti.

(Senato Ortak Ekonomik Komitesi- Eylül 2024)
Bu göz önüne alındığında, tüketici kredisi gecikmelerinin artması şaşırtıcı değil. Birinci sınıf borçlular dışında, taşıt kredilerindeki gecikmeler birçok ölçütte Büyük Finansal Kriz seviyelerinde seyrediyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde ödenmemiş taşıt kredisi tutarı 1,6 trilyon doların biraz üzerinde.
Öğrenci kredileri, yaklaşık dört yıllık vergi mükelleflerinin finanse ettiği bir aranın ardından bu yılın başlarında ödeme ve tahsilat faaliyetlerinin yeniden başlamasıyla birlikte yavaş ilerleyen bir felakete dönüşüyor. Trans Union’a göre, temmuz ayı itibarıyla federal öğrenci kredisi borçlularının yüzde 29'u 90 gün veya daha fazla gecikmeli ödeme yapmış durumda. Yaklaşık 1,8 trilyon dolar tutarında ödenmemiş öğrenci kredisi borcu bulunuyor ve 40 milyondan biraz fazla Amerikalının ödenmemiş kredi bakiyesi bulunuyor. Ödenmeyen öğrenci kredileri, önümüzdeki aylarda giderek artan bir ücret haczine yol açacak. Vergi iadeleri ve diğer federal ödemeler de hükümet tarafından borçları kapatmak için kullanılabilir.

(FRED, WalletHub)
Kredi kartı gecikmeleri ve borç silme oranları yeniden artışa geçti ve kredi kartı borcurekor düzeye 1,21 trilyon dolara ulaştı.

(WalletHub)
Bu yıl bir rekordan diğerine yükselmeye devam eden borsa piyasası ile açıkça sendeleyen iş piyasası arasında şu anda tam bir kopukluk var.

(Zero Hedge)
İSTİHDAM RAKAMLARINDA SERT DÜŞÜŞ
Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS), hükûmetin kapanması nedeniyle rapor yayınlamayı bırakmadan önce, Mart 2024 ile Mart 2025 arasındaki istihdam artışına ilişkin önceki tahminlerini 919 bin azaltmıştı. Ağustos BLS raporu, ayda yalnızca 22 bin istihdam yaratıldığını gösterdi; bu rakam, 75 binlik beklentilerin altındaydı. Haziran ve temmuz BLS istihdam rakamları da sert biçimde aşağı yönlü düzeltildi.

(Çalışma İstatistikleri Bürosu)
İŞ KAYBI
Geçen hafta ADP istihdam raporu, eylül ayında 32 bin iş kaybı olduğunu gösterdi. Hükûmetin kapanması, BLS'nin geçen cuma günü planlandığı gibi eylül ayı istihdam verilerini yayınlamasını engelledi. Yatırım şirketi Carlyle'ın kendi analizi, geçen ay yalnızca 17 bin iş yaratıldığını gösterdi.

(Küresel Piyasalar Araştırması)
YAPAY ZEKÂ VE BEYAZ YAKA RESESYONU
İş piyasasındaki bu yavaşlamanın korkutucu yanı iki yönlü. Birincisi, bu kilit ekonomik güç tökezlerken bile hisse senetleri yükselmeye devam ediyor. İkincisi, artan yapay zekâ yeteneklerinin etkisi henüz yeni yeni işçileri yerinden etmeye başlıyor ve potansiyel olarak bir “beyaz yakalı resesyonunu” tetikleyebilir.
Atlanta Fed Başkanı Bostic'in bu hafta başında gelişen trend hakkında güzel bir yorumu olduğunu düşünüyorum, vurguyu ben ekledim.
Giderek daha fazla işletme, üretken yapay zekâyı mevcut iş gücünün tamamlayıcısı olarak görüyor. Ancak şirketler, çalışanlarını yapay zekâyla değiştirme fırsatı gördüklerinde bunu değerlendiriyorlar.
Yani ülke eşi benzeri görülmemiş borç seviyeleriyle karşı karşıya. Tüketicilerin çoğu, artan kredi gecikmeleri ve zayıflayan iş olanakları da dâhil olmak üzere birçok alanda zorluk çekiyor. Bana göre bu, ufukta büyüyen bir fırtına anlamına geliyor.

(ABD İşsizlik Oranı-BLS)
YATIRIMCIDAN AL HABERİ
İşte buyurun… Yazının yayımlandığı kaynak “finans piyasalarıyla ilgili haberleri yayımlayan ve mobil uygulama üzerinden erişilebilen ve hem ücretsiz hem de ücretli abonelikler sunan” internet sitesi Seeking Alpha, kendini nasıl tanımlıyor:
“Seeking Alpha, yatırımcıların ABD'de işlem gören hisse senetleri ve ETF'leri araştırıp tartışabilecekleri lider platformdur. Platformumuz, yatırımcıların başarılı yatırım fikirleri bulmalarına ve portföylerini başarıyla yönetmelerine yardımcı olur. Yatırım fikirleri, analizler, haberler, derecelendirmeler, yatırım araçları ve topluluk tartışmaları sunar.”
İşte bizim dediğimiz bu.
Sonra diyorlar ki, “Yatırım fikirleri ve analizlerine yönelik benzersiz yaklaşımımız.” var, bizi tercih edin…
“Geleneksel yatırım araştırma sağlayıcılarından farklıyız çünkü yatırımcılardan yatırım fikirleri ve analizleri alıyor ve yatırımcı topluluğumuzun bu fikirler hakkındaki tartışmalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Yaklaşımımız, işe alınmış analistler tarafından yazılan ve kullanıcılarından geri bildirim almayan geleneksel hisse senedi araştırmalarıyla çelişiyor.
Sürecimiz, kitle kaynak kullanımını, profesyonel editörler tarafından yapılan kalite kontrolünü ve topluluk geri bildirimlerini bir araya getiriyor.”