ABD’de bıçak giderek daha derin kesikler atıyor
Bugün çok kutuplu bir dünya gerçeği, ABD’nin siyasi ve ekonomik üstünlüğünün inişte olduğu, buna karşılık Asya’nın yükseldiği, artık Atlantik ülkeleri tarafından da kabul ediliyor.
YENİ DÜNYA DÜZENİ VE ABD
Yeni bir dünya düzeninin kurulduğu hemen her uluslararası toplantıda tartışılıyor. Taşlar yerinden oynadı. Yeniden yerleşiyor.
ABD’de yaşanan son olaylar da bu gerçeğin ABD içindeki dengelere yansımasıdır.
Hem uluslararası hem de ulusların içinde bu yeni düzenin kurulması konusunda esas olarak iki ana tasarım tartışması var.
Yükselen Asya’nın çözümü içeride millî, korumacı ve demokratik olmak, uluslararası alanda da kazan-kazan ilişkisini kurmak.

BESLENME DAMARLARI TIKANDI
Kuşkusuz emperyalist ülkeler bu yeni dünya düzeni gerçeğini bizim gibi ülkelerden farklı yaşayacaklardır. Ekonomilerinin ve siyasetlerinin beslendikleri damarlarda tıkanıklıklar yaşanıyor. Üreten ülkelerin alınterlerini eskisi gibi alıp iç ekonomilerine sus payı olarak bile aktaramıyorlar. Üretim ve tüketim kurulumları yapısal değişiklik geçirme sancıları çekiyor.
Bölüşüm ilişkileri giderek her kriz döneminin klasik kuralına uygun olarak çalışan kesimin üzerine ağırlaşarak çöküyor. En altta kalan en yoksullar, ülkesine göre göçmenler, en korumasızlar oluyor. Gelecek umutları tükenen gençlerin çıkış yolu bizim gibi ülkelerdeki gibi hiç değil elbette. Tıkanan zaten kendine bile yetmeyen nefesi tükenen sistemin onlara sunduğu tahmin edilebileceği gibi değiştiricilik, yaratıcılık, özgüven, yani üzerine gelenin “başlarına çuval geçirebilme” gücü ve kararlığı değil; karamsarlık, hiçlik, değersizlik, uyuşturucu, LGBT, her türlü bağımlılık ve en kötüsü her türlü dış oyuncuya alet olabilme zaafı…
Üretici güçleri çok tahrip oldu.
Ama yeniden güçlenmek istiyorlar.
KAYIPLARI EN BÜYÜK ÜLKE
ABD düzleminde bakarsak bu çelişkiyi en şiddetli yaşayan, kayıpları en büyük ülke. Ama koşullara teslim olması zaten düşünülemez. Ayrıca devrim kazanımları belleği de taze. Kurulurken yaşadıkları doğayla, İngiliz sömürgeciliğiyle, vahşi kapitalizmle mücadelelerinin ve çektikleri acıların deneyimleri ve izleri yeni sarsıntılarla yeniden bilinçleri uyarabilir. Filistin’e destek gösterilerindeki o gözü kara ve büyük ölçekli katılımlar bile bir işarettir.

ADALET İSTİYORLAR
Los Angeles’teki olaylar sırasında tutuklanıp serbest bırakılan ülkenin en büyük hizmet sektörü sendikası SEIU Kaliforniya (Service Employees International Union) ve SEIU-USWW başkanı David Huerta, olayları “Başıma gelenler benimle ilgili değil; bu çok daha büyük bir şeyle ilgili. Bu, bir toplum olarak nasıl bir araya gelip yaşanan adaletsizliğe nasıl direneceğimizle ilgili” şeklinde yorumluyor.
Huerta, hastaneden çıktıktan sonra yaptığı açıklamada şöyle diyor:
“Çalışkan insanlar, ailemizin ve toplumumuzun üyeleri suçlular gibi muamele görüyor. Hepimiz bu çılgınlığa topluca itiraz etmeliyiz çünkü bu adalet değil. Bu adaletsizlik. Ve hepimiz adaletin doğru tarafında durmalıyız."
Özellikle salgın döneminde çok bunaldılar. İşsizlik bir yana aç ve susuz kaldılar. Başta siyahlara karşı her zaman zaten yapılan olağan haksızlıklara karşı patlamalar oldu. Sonra sağlık sistemine ulaşmada orta sınıf emekliler vb derken işten atılan binlerce BOEİNG çalışanın grevleri… geldi. ABD ne uçaklarının bakımsızlıktan ve tecrübesizlikten düşüşüne engel olabiliyor ne de yangınlarını söndürebiliyor.
Toplum çöküyor.
Bıçak giderek daha derin kesikler atıyor.
Daha salgının ilk başladığı hafta devlet merkezinin bir ayaklanma karşısında nasıl savunulacağı tatbikatı yapılmıştı.
O zaman New York Times’ta küçük bir haber olarak yer almıştı. Ama anlamlıydı. Büyük devletler olaylara ve sonuçlarına stratejik ölçeklerde bakıyorlar ve gerçekçi davranıyorlar.
KÜRESELCİLER VE TRUMP YÖNETİMİ
Şimdilik tartışma iki çizgi arasında küreselcilerle Yeniden Büyük ABD’yi yaratmak üzere içte ve dışta toparlanmaya çalışan Trump yönetimi arasında gibi görünüyor.
Trump’ın hedefi, rakip olarak gördükleri Çin. Aldıkları bütün kararlar, atılan bütün adımlar buraya odaklanıyor. İsrail’in başında kimin olacağına da Ukrayna Savaşı’na bile bu açıdan bakıyor. Bu savaşlardan ve başka ülkelerin yönetimlerine ve ekonomilerine müdahalelerden nemalanan küreselcilerle ve ABD’nin çelik çekirdeğiyle hedefi farklılaştırıyor, çelişkiyi derinleştiriyor.
Alınan kararlar, örneğin gümrük tarifeleri içeride maliyetleri ve fiyatları tetiklediği için orta sınıfı da etkiliyor toplumsal tepkiler artıyor. Göçmen işçilerin ucuz işçi gücü olduğu da bir gerçek. Bizim ülkemizde bile öyle.
Bu Trump’ın seçim vaatlerinden biriydi. İstihdamı böyle artıracağını düşünüyordu.
SEÇİMLER VAR
2026’da seçimler var.
Küreselciler bu tepkilerden yararlanmak elbette isteyeceklerdir.
Unutmayın ABD’nin emperyalist çelik çekirdeğinin eli sık sık “başkan kanına” bulaşıktır. Epstein’ın bir MOSSAD kurumu olduğunu dünya alem biliyor, yalnızca birçok başka ülkenin yönetiminin tasarımına değil ABD içine de, başkanlara, bakanlara kadar elini kolunu uzatıyor. Elon Musk’la çelişki iki iş insanının… yok baskın kişiliklerin… çatışması filan diye bizim basında yorumlar yapılıyor. ABD’yi Hollywood filmlerinden tanıyorlar besbelli. O kadar basit iki şinin iradesine bağlanabilir mi ABD’nin yönetimi. Trump’ın yanına çok önemli bakanların yerleştirildiğinden, zamanı gelince iktidarın devralınacağından ad verilerek söz ediliyor…
Neresinden baksanız çürümüşlük kokuları geliyor.
BİR KIŞKIRTMA OLABİLİR Mİ
Trump’a karşı bir kışkırtma da planlanmış olabilir ya da en azından yararlanmak isteyeceklerdir. Ama ne zamandır söylüyoruz. ABD kuru bozkır gibi. Kıvılcım çaksa yangın çıkar.
Trump yönetimi bütün bunlarla başa çıkabilir mi…
O yola girişteki son çıkmaz ve belki bir başlangıç olacaktır.
Kaç vakitte?
Keşke işler bizdeki kadar olsa…
Olsa dünya beladan kurtulsa…
Zor.
Bize dönüp ne demek gerek?
Ha gayret!!
Sokağa çıkma yasağı, yağma ve şiddet
Bir haftadır ABD Başkanı Donald Trump'ın göçmenlere yönelik girişimlerini protesto için başlayan gösteriler sürüyor. Pazar günü bölgeye Ulusal Muhafızlar sevk edildi, Trump müdahaleden kaçınılmayacağını açıkladı.
Olaylar giderek büyüyor.
Kaliforniya Eyalet Başkanı Newsom, Trump yönetiminin Los Angeles'ta düzensiz göçmenlerle ilgili gösterileri bastırmak üzere kente gönderdiği Ulusal Muhafızlar ve deniz piyadelerinin kullanılmasını engellemek için federal mahkemeye acil başvuru yaptı.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Trump’ın, ABD ordusunu Amerikan vatandaşlarına karşı kışkırttığını, Trump yönetiminin bu askerleri federal kolluk gücü gibi kullanarak, yönetimin eyaletler üzerinde yasayla belirlenmiş yetki sınırlarını aştığını, bölgedeki Ulusal Muhafızların yönetiminin eyalet başkanı olarak kendisinde olduğunu açıkladı.
Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass protestolarda yaşanan şiddet olaylarının önüne geçebilmek için 10 Haziran’da akşam saat 20.00’yle sabah altı arasında sokağa çıkma yasağı uygulamaya başladı, “kolluk kuvvetleri sokağa çıkma yasağını ihlal eden kişileri tutuklayacak ve hakkınızda dava açılacaktır" dedi.
ABD BAYRAĞI TAŞIYIN AMERİKANCA KONUŞUN
Kuzey Carolina'daki Fort Bragg Üssü'nde düzenlenen törende konuşan Trump göstericilerin çoğunun 'para karşılığı' olaylara karıştığını, diğer ülkelerin bayraklarını gururla taşıdıklarını ancak Amerikan bayrağını taşımadıklarını, onu sadece yaktıklarını söyledi. Bayrak yakanların hapisle cezalandırılmaları gerektiğini ekledi.
-Kaliforniya'da tanık olduğumuz şey, ülkemize yönelik yabancı bir işgali sürdürmek amacıyla yabancı bayraklar taşıyan isyancıların barışa, kamu düzenine ve ulusal egemenliğe saldırısıdır. Bunun olmasına izin vermeyeceğiz.
-Kentte düzensiz göçmen var ve bu kişilerin tutuklanması gerekiyor.
-Los Angeles'ı özgürleştireceğiz.
-ABD Başkomutanı olarak Los Angeles'ta güvenliği sağlamak için gereken her türlü önlemi alacağız. Bu konuda yasalar bana sorumluluk yüklüyor.
-Amerikan ordusunun kuruluşunun 250. yıl dönümünü 14 Haziran'da Washington'da büyük bir geçit töreniyle kutlayacağız.
-Bundan sonra bu kutlamalara devam edeceğiz.
-1. Dünya Savaşı'na ABD olarak girdikten sonra Almanya ve Japonya karşısında savaşı kazanan bizdik. Biz olmasaydık, şu anda hepiniz Almanca konuşuyor olurdunuz, belki biraz da Japonca da karışırdı. Ama savaşı biz kazandık.
BÜTÇEDEN PARA GİDİYOR
ABD Kongresi’ndeki bütçe oturumu sırasında uzun tartışmalar sonucunda Savunma bakanlığı tarafından Los Angeles'ta görev yapacak Ulusal Muhafızlar ile deniz piyadelerinin ulaşım, konaklama ve yiyecek maliyetinin 134 milyon dolar tutacağı, bu paranın Pentagon'un operasyon ve bakım hesaplarından geleceği açıklandı.
İşçi sendikaları: Göçmenleri günah keçesi yapmayın
Büyük sendikaların liderleri pazartesi günü (9 Haziran) Washington DC'deki Adalet Bakanlığı binasının önünde yüzlerce protestocuyu bir araya toplayarak Huerta'nın serbest bırakılmasını ve baskınların sona erdirilmesini talep ettiler.
Ülkenin en büyük işçi sendikası olan Ulusal Eğitim Birliği'nin başkanı Becky Pringle, “David, bunun sadece kendisiyle ilgili olmadığını söyleyen ilk kişiydi.” dedi. “Bu yönetimin ne yaptığını biliyoruz, bu yüzden Donald Trump'a ve tüm müttefiklerine şunu söylüyoruz: göçmenleri günah keçisi yapmayacağız.”
ABD'nin kuzeydoğusundaki işçileri temsil eden SEIU 32BJ'nin başkan yardımcısı Jaime Contreras, Huerta'nın davasının üyeleri ve destekçileri için bir savaş çığlığı görevi göreceğini, çünkü “bizimle aynı fikirde olanların, onlarla aynı fikirde olanlardan çok daha fazla olduğunu” söyledi.