Arjantin: Anarko kapitalizmden kemer sıkmaya
PAZARTESİ günü IMF, Arjantin'in Milei hükümetine borç yükümlülüklerini yerine getirmesi ve hızla düşen döviz rezervlerini geri kazanması için (mevcut borçlara ek olarak) 20 milyar dolar daha borç vermeyi kabul ettiğini açıkladı. Kredi anlaşması ile ilk etapta 12 milyar dolar serbest bırakılacak ve yılın ilerleyen dönemlerinde 3 milyar dolar daha verilecek. Hükümet, 15 milyar doları IMF'den, 6 milyar doları diğer çok uluslu kreditörlerden, 2 milyar doları küresel bankalardan ve 5 milyar doları da Çin ile döviz takasının uzatılmasından olmak üzere sadece 2025 yılında 28 milyar dolar alacağını söylüyor. Milei, brüt döviz rezervlerini ikiye katlayarak 50 milyar dolara çıkarma hedefiyle "Elinizde dağ gibi dolar olacak" diyerek övündü.
Hükümet bu fonlarla Arjantin pesosunu kontrollerden “kurtarmayı” ve hareketli bir bant içinde serbestçe dalgalanmasına izin vermeyi planlıyor. Amaç, mevcut bandı her ay yüzde 1 oranında genişletmek. Hükümet ve IMF bunun sonunda "peso ve ABD dolarının birlikte var olduğu iki paralı bir sistem bağlamında tam esnek döviz kuruna" ulaşılacağını iddia ediyor. Başka bir deyişle, finansal spekülatörler ve yatırımcılar pesonun devalüe edilmesine gerek kalmadan dolara tamamen çevrilebilecek kadar güçlü olduğuna inanacaklardır.
Hükümetin devasa dolar borçları ve pesoyu destekleyecek döviz rezervlerinin olmaması nedeniyle bu durum on yıllardır mümkün değildi. Milei döviz kontrollerinin kaldırılması için yılsonunu ya da IMF'nin öde-meleri hızlandırması halinde daha erken bir tarihi hedefliyor. "Döviz kontrolleri 1 Ocak'ta (2026) artık var olmayacak. Belki de daha erken" dedi. Haberin bir sonucu olarak, “serbest bırakılan” resmi peso kuru yaklaşık yüzde 9 düşerek ABD doları başına 1,170'e gerilerken, bunun aksine karaborsa kuru güçlendi ve böylece son yıllarda keskin bir şekilde genişleyen resmi ve gayri resmi kurlar arasındaki fark neredeyse kapandı. Buna rağmen pesonun dolar karşısındaki kuru, Milei'nin 2024 yılı başında iktidara geldiği dönemden daha iyi değil.
Milei'nin övünmesine rağmen, IMF yardıma gelene kadar döviz rezervleri hızla düşüyordu ve net rezervler (yani borç yükümlülükleri ve akışlarından sonra) negatif 7 milyar dolardı. Bu rakam Milei'nin bir önceki Peronist hükümetten devraldığı açığın çok altında değil.
SÖYLEMLER ERİYİP GİTTİ
Milei 2024'te “serbest piyasa” özgürlükçüsü, “anarko-kapitalist” imajıyla göreve geldi. Merkez bankasını kapatacak ve ekonomiyi “dolarize” edecek, pesoyu ve Arjantin sanayisini piyasa güçlerine bırakacaktı. Ancak çok geçmeden tüm bu anarko-kapitalist söylemler eriyip gitti ve bunun yerine Milei, borç sıkıntısı ve hiperenflasyon içindeki gelişmekte olan bir ekonomi için standart neoliberal ekonomik paketi benimsemek zorunda kaldı; yani büyük şirketlere ve yabancı yatırımcılara teşviklerin yanı sıra kamu harcamalarında ve hizmetlerinde acımasız kesintiler ve elbette bir başka IMF paketinin desteği. Milei, kamu sektörü ve özel sektördeki istihdamı elektrikli testereyle kesti ve Arjantin, Milei yönetiminde sadece birkaç ay içinde, bir önceki sağcı başkan Macri'nin dört yıllık iktidarında görülen iş kayıplarının aynısıyla karşı karşıya kaldı.
Kristalina Georgieva yönetimindeki IMF, Milei ile bol bol fotoğraf çektirerek ve "ülke makroekonomik istikrara 2000'li yıllardan bu yana hiç olmadığı kadar yakın görünüyor" diye yazarak uygun bir şekilde etkilendi. IMF'nin hoşuna giden şey ise Milei'nin “net sıfır” devlet bütçesine bağlı olması. Kamu hizmetlerini “zincire vuran” ve binlerce kamu çalışanını işten çıkaran, çalışanların sosyal güvenlik katkı paylarını arttıran hükümet, 2025 yılında devlet bütçesinde (faiz ödemelerinden önce) fazla vermeyi ve genel dengeyi sağlamayı hedefliyor. AB Troykası'nın on yıl önce kredilerini geri ödemek için Yunanistan'a dayattığı mali kemer sıkma programına benzer şekilde (hala ödüyor), ancak bu kez görevdeki hükümetin coşkulu desteğiyle, gelecek yıllarda fazla vermek için devlet harcamalarını kısmaya ve vergileri artırmaya devam edecek.
IMF’NİN ARJANTİN’E VERDİĞİ BORÇLAR
2018 yılında IMF, Arjantin'deki o zamanki sağcı hükümete 57 milyar dolarlık bir krediyi onayladı - şimdiye kadar tek bir ülkeye verdiği en büyük kredi - bunun yaklaşık 45 milyar doları ödendi. Bunun büyük bir kısmı “carry-trade” spekülatörleri tarafından, yani fonları yabancı tahvil satın almak için kullanarak, yaklaşık 24 milyar dolarlık sermaye kaçışını finanse etti. Geri kalanı ise yaklaşık 21 milyar dolarlık ödenemez devlet tahvilinin itfası için kullanıldı - 2020'de “yeniden yapılandırılması” gereken borçlar.
Şimdi IMF kendi borç verme kurallarını ihlal ederek daha fazla borç veriyor. Çünkü 2018'den farklı olarak Arjantin'de, 2021'de Kongre'nin her iki kanadı tarafından neredeyse oybirliğiyle kabul edilen ve gelecekteki hükümetlerin uygun yasama denetimi olmaksızın döviz cinsinden büyük miktarda borçlanmasını önlemek amacıyla herhangi bir IMF finansman programı için Kongre onayı gerektiren bir yasa var. Ancak Milei hükümeti, Senato onayından tamamen kaçınmak için Trump'ın acil durum kararnamelerinin Arjantin'deki karşılığı olan bir Gereklilik ve Aciliyet Kararnamesi (DNU) çıkararak yasayı baypas etti.
YAPISAL REFORMLAR
IMF de bunu memnuniyetle kabul ediyor. Çünkü IMF, Milei hükümetinin enflasyonun düştüğünü, ekonominin canlandığını ve pesonun istikrarlı olduğunu göstererek Kongre ara seçimlerinden sağ çıkmasını istiyor. IMF'nin raporunda belirttiği gibi, bu "devam eden harcama disiplini, verimlilik önlemleri ve vergi, gelir paylaşımı ve emeklilik sistemlerinde iyi sıralanmış reformlar" ile mümkün olacaktır ve "ekonomiyi serbestleştirmek için devam eden etkileyici çabalara dayanarak, program, enerji ve madencilikteki büyük potansiyeli de dahil olmak üzere Arjantin'in büyümesini artırmak için yapısal reformları derinleştirmeyi amaçlamaktadır. Ürün ve işgücü piyasası esnekliğinin güçlendirilmesi ve ekonominin kademeli olarak açılması; devletin verimliliğinin ve düzenleyici öngörülebilirliğinin arttırılması; ve yolsuzlukla mücadele ve AML/CFT çerçevelerinin uluslararası standartlarla daha fazla uyumlaştırılması da dahil olmak üzere yönetişim ve şeffaflığın arttırılmasına odaklanacaktır."
Enflasyonun astronomik seviyelerden gerilediği doğrudur. Bu, hükümet harcamalarının kısılması ve pesonun dolar karşısındaki reel kurunun yapay olarak üzerinde tutularak ithalatın daha ucuz hale getirilmesiyle sağlandı. Gerçekte hiper enflasyonun yerini büyük bir çöküş almıştır.
Enflasyon oranı yılda yüzde 300'den yaklaşık yüzde 50'ye düşmüştür (hala yüksek). Ancak bu, 2024'ün son yarısında reel ücretlerde bir artış anlamına geldi ve ortalamayı 2023'ün sonuna geri götürdü. Ancak 2024'ün tamamında ortalama reel ücretler yine de yüzde 12 düşmüş ve kamu sektörü çalışanları yüzde 20, haklardan yoksun kayıt dışı çalışanlar ise yüzde 30 darbe almıştır. 2024'ün ortasından bu yana görülen artış tamamen özel sektördeki kayıt dışı işçilerin gelirlerindeki iyileşmeden kaynaklanmaktadır; kamu sektörü ücretli işçileri hala yüzde 20, özel sektör işçileri ise yüzde 5 düşüştedir - ve tüm işçiler 2023'ün başına göre hala daha kötü durumdadır.
Miladi 2024 çöküşü sırasında resmi yoksulluk oranı yüzde 51'e ulaşarak rekor kırmıştı. Enflasyondaki düşüş, kayıt dışı ücretlerdeki göreceli artış ve özellikle yoksul çocuk ve anneleri hedefleyen evrensel çocuk yardımı ve enflasyonu karşılamak için gıda desteğindeki ek yardımların birleşimi nedeniyle bu resmi oran şimdi yüzde 38'e düştü. Bunlar olmasaydı, Dünya Bankası aşırı yoksulluğun yüzde 20 daha yüksek olabileceğini hesaplıyor. Buna rağmen yoksulluk oranı hala Milei'nin iktidara geldiği dönemdeki kadar yüksek.
ÇOCUK YOKSULLUĞU
Arjantin'de 14 yaşın altındaki çocukların üçte ikisi yoksulluk içinde yaşamaktadır. Çok boyutlu yoksulluk (gelir artı temel refah faktörlerine erişim eksikliği olarak ölçülür) yıllar arasında yüzde 39,8'den yüzde 41,6'ya yükselmiş ve bu rakam içinde yapısal yoksulluk (üç veya daha fazla istek) yüzde 22,4'ten yüzde 23,9'a çıkmıştır. Özetle, Arjantinli ailelerin yüzde 25-40'ı derin yoksulluk içindedir. Ve eşitsizlik daha da artmıştır. En yüksek gelire sahip yüzde 10'luk kesim, bir yıl önce 19 kat kazanırken, şimdi en yoksul kesimin 23 katı kazanıyor. Gelirdeki düşüş en yoksul kesimde reel olarak yıllık bazda yüzde 33,5'e ulaşırken, en zengin kesimde sadece yüzde 20,2 olmuştur. Gini eşitsizlik endeksi tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 0.47'ye ulaştı.
Ancak buradan bakıldığında Milei ve IMF iyimserlikle doludur. IMF'ye göre, reel GSYH büyümesinin bu yıl yaklaşık yüzde 5 buçuk oranında artması ve orta vadede yaklaşık yüzde 3'e yakınsaması bekleniyor. Ancak 2024'teki çöküşten sonra, 2025'te reel GSYH'deki böyle bir artış, kişi başına düşen GSYH'yi yalnızca ekonominin pandemiden çıktığı 2021 seviyesine geri götürecektir. Ve gerçekten de kişi başına GSYH endeksi, yaklaşık 15 yıl sonra, 2011'deki zirve noktasının hala çok altında olacaktır.
Enflasyonun, "mali çıpaya sıkı sıkıya bağ-lı kalındığı ve şokları ele almak ve toplam talep yönetimini güçlendirmek için daha fazla döviz kuru esnekliğine sahip daha sağlam bir para / döviz rejimi" olduğu sürece, 2025 sonunda yüzde 18-23 civarına düşmesi ve 2027'ye kadar tek haneli rakamlara ulaşması bekleniyor. Başka bir deyişle, süresiz kemer sıkma.