Asgari ücrete Atatürk kitabı satan konu işçiye gelince bakın ne diyor
CHP bir süre önce metal fırtına başlatacaktı. Ara zam diye çıkış yaptı. Sonra İzmir’de işçilerin rüzgârına tutuldu. Bu kez işçileri suçlamaya başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, halkla işçileri karşı karşıya getirmek için elinden geleni yapıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, “kantarın topuzunu kaçırdılar” diyerek işçiyi hedef aldı.
Dün Sabah yazarı Melih Altınok, yazısında konuya şu sözlerle dikkat çekmişti: “CHP'li siyasiler ve parti medyası günlerdir anayasal haklarını kullanan işçileri ‘hainlikle’, ‘nankörlükle’ suçluyorlar. CHP'nin sendikacı milletvekilleri bile suspus. Muhalefetten, Doğu Perinçek dışında "Arkadaş ne oluyor" diyen solcuya da henüz rastlamadım.”
PROGRAMINA BAK, BİR DE SÖYLEDİKLERİNE
İşçileri suçlama dalgasına son olarak Sözcü yazarı Yılmaz Özdil katıldı. Şu ifadeleri kullanıyor: “Meselenin emek mücadelesiyle, işçi haklarıyla filan ilgisi yok, sözde “devrimci” sendikacı açıkça söylüyor, ya belediyeyi iflas ettirecek parayı bize verirsiniz, ya da AKP’ye oy veririz diyor, 'Cemil Tugay 1 milyon 282 bin oy aldı, iktidarın adayı 922 bin oy aldı, işçilerin aileleriyle birlikte 500 bin oyu var, gerisini siz düşünün' diyor, ‘iktidara oy toplarım’ diyor.”
Özeti şu, AK Parti 23 yıldır İzmir’i kazanamadığı için sözde sendikayı sahaya sürmüş…
Bayramda maaş alamayan işçiler, işten atıldığı için CHP Genel Merkezi’ne yürüyen kadınlar…
Kendilerinin bir suçu yok. CHP belediyeleri için olumsuz ne varsa tek suçlu AK Parti. Bunu eleştirince de, alacağınız yanıt şu oluyor: “AK Parti’nin ekmeğine yağ sürüyorsunuz.”
Programınız NATO’cu, serbest piyasacı, özelleştirmeci… Bütün belediyelerinizde emek problemi var. Hem de yıllardır… Siz işçinin ekmeğini elinden alırken sorun yok, eleştirince yağ sürmece oluyor!
CHP BELEDİYESİ KENDİ TEKLİFİNİ GERİ ÇEKTİ
Peki sürekli suçladıkları sendika ne diyor:
-İzmir Büyükşehir Belediyesinde aynı işi yapan işçiler arasında, ücret farkları yaratıldı.
-Genel-İş üyesi işçilere, diğer şirketlerdeki işçilerden daha düşük teklifler sunuldu.
-Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri geçtiğimiz aralık ayında başladı.
-İşveren tarafı taleplerimizi öteleyerek zamana yaymayı tercih etti.
-Yasal grev uygulamasının başlamasına bir hafta kalmışken içlerinde idari maddelerin de olduğu yaklaşık 30 madde halen görüşülmeyi bekliyordu.
-Cemil Tugay grevimizin başlamasına bir hafta kala Sendikamızın İzmir Şubelerini ziyarete geldi. Kendisine uzun bir süredir, toplu görüşmeler yapılmadığını, masada halen çokça madde bulunduğunu ve bu maddeleri azaltmamız gerektiğini ilettik. Kendisi de bize hak vererek ilgili bürokratlara toplu görüşmelerin yapılması talimatını vereceğini bildirdi. Bu görüşmeden sonra 4 gün boyunca uzun müzakereler yapıldı ve birçok maddede uzlaşı sağlandı, bir kısmı da tutanak altına alındı.
-İşveren yetkilileri, en önemli talebimiz olan ücret artışları konusunda ise daha önce verdikleri teklifi revize ederek birinci altı ay için %29,16; ikinci altı ay için ise 6 aylık enflasyon oranında ücret artışı tekliflerini iletmişlerdir.
-Ertesi gün, yani grevimizin başlamasına 3 gün kala masaya gittiğimizde işveren yetkilileri aylardır teklif ettikleri ikinci altı ay için enflasyon oranında zam tekliflerini geri çektiklerini belirtmişlerdir. Daha önce birinci altı ay için önerdikleri %29,16 olan teklifi ise yıllık zam teklifi olarak önerdiklerini bildirdiler.
Olay bu.
KAÇAK VİLLASINDAN İŞÇİYE BAKANLAR
Peki Sayın Özdil, eşit işe eşit ücret istemek AK Parti planı mı? Görüşmeleri zamana yaymayı AK Parti mi kurguladı? Grev ilanından önce 30 maddeyi imzalamayan AK Parti mi? Önce teklif verip sonra geri çeken belediye de mi AK Parti planlarına hizmet ediyor?
Sayın Özdil, sizin 2019 yılında neredeyse bir asgari ücret olan 2 bin 500 liraya Atatürk kitabı satmanız hakkınız da, emekçinin hakkını istemesi ve anayasal hakkını kullanması mı hakkı değil?
Sayın Özdil bu emekçiler ne yaptı? 14 Aralık 2021 tarihli “Ölmeme günü” yazınızda olduğu gibi Rumlara Kıbrıs’ı mı vermeye kalktı? Şöyle demiyor muydunuz o yazınızda: “Türk'ü de içer, Kürt'ü de, Ermeni'si de, Yahudi'si de… Rumlar öyle meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir!” Kıbrıs’ı mezeye vermek helali hoş da, eşit işe eşit ücret talep etmek haram zıkkım mı?
Ama size bir konuda teşekkür etmeliyiz.
Emek mücadelesi sosyal demokrasi ile yürümez. Sosyal demokrasinin ikiyüzlülüğünü bize çok güzel gösterdiniz.
Eee ne diyelim. Kaçak villasından işçiye bakanlar ancak sarı sendika görür.
Bu görüntüler doğru olmadı
ABDULKADİR SELVİ-HÜRRİYET
Gözaltına alınan CHP’li belediye başkanları ve eski Milletvekili Aykut Erdoğdu dün mahkemeye çıkarıldılar. Ancak mahkemeye çıkarılma şekilleri hiç hoş değildi. Sıraya dizildiler, terör örgütü mensupları gibi içeri alındılar. Bu insanlar seçilmiş belediye başkanları. Onlara terör örgütü mensuplarına ya da dolandırıcılık şebekelerine uygulanan muamelenin yapılması doğru olmadı.
Küresel borç sarmalı 324 trilyon dolar
KEREM ALKİN-SABAH
2019 sonunda, daha küresel virüs salgını yaşanmamışken, küresel borç sarmalı, o tarihte 'rekor' manşetlerinin atıldığı bir seviye olarak 255 trilyon dolara ulaşmıştı. Kimse, 2020 başından 2025 yılının ilk çeyreği sonuna küresel borç girdabının 70 trilyon dolar daha artmasını beklemiyordu. Küresel virüs salgını tek başına 50 trilyon dolarlık bir küresel borç sıçramasına sebep oldu. Son iki yıl üzerine bir 20 trilyon dolar daha eklenmiş durumda. 2025'in ilk çeyreği sonu itibariyle 324 trilyon dolara dayanmış küresel borç sarmalı, bir dizi risk ve tehdidi de beraberinde getirmekte. En temel risk küresel borç sarmalının yönetimi ve borçların servisi. Bu temel sorunun yönetimi küresel büyüme hızının da kabul edilebilir düzeyde olmasını gerektiriyor. Oysa, dünya ekonomisi için yüzde 2,8 ile 3,2 arasında büyüme oranı tahminleri bıçak sırtı bir dengede küresel borç servisinin yönetildiğini göstermekte.
2,5 milyon kurban derisini çöpe at, 120 milyon dolarlık deri ithal et
YAŞAR SÜNGÜ-YENİ ŞAFAK
Konfeksiyon, ayakkabı ve saraciye sektörlerinin yüzlerce ürüne dönüştürdüğü hayvan derisi onlarca sektörün ana ham maddesi.
Her yıl Kurban Bayramı’nda çöpe attıktan sonra yılda 120 milyon dolarlık ham deri ithal eden ülke kalkınabilir mi?
Kalkınamaz.
Zenginleşemez.
Deri sektöründe yıllık 2 milyar dolarlık ihracatımız var ama her yıl Kurban Bayramı’nda vatandaşın kestiği kurban derilerinin en az yarısı çöpe gidiyor ya da toprağa gömülüyor.