20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AUKUS fiyasko ile sonuçlandı

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Atlantik cephesi bir çıkmaz içinde. Ukrayna’da yenildiler; ABD’nin ateşe sürdüğü Avrupa da çıkmaza girdi. Enerji krizi Avrupa’yı kasıp kavuruyor. ABD’nin, NATO’nun peşine takılmanın bedelini ödüyorlar.

Avrupa içine düştüğü bu çıkmazdan kurtulmanın yollarını arıyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Çin ziyareti, Çin devlet şirketi Cosco’nun Hamburg Limanı’ndaki konteyner terminaline ortaklığı Atlantik medyasından ve Almanya’daki Atlantikçi kanattan büyük tepki aldı.

Aslında 2014’de Ukrayna’da ABD’nin Nazi darbesinden sonra gerilen Rusya-Avrupa ilişkilerini siyasi olarak çözmek için Fransa ve Almanya epey çaba harcamıştı. Ama Biden Amerika’sı AB’nin motor ülkeleri Fransa ve Almanya’yı peşine takmayı becermişti.

Her iki ülkenin de başında Atlantikçi hükümetler olsa da bu ülkenin devlet gelenekleri, büyük sanayicileri yani ülke çıkarlarını savunmada ülke dinamikleri ve mecburiyetlerin zorlamasıyla ağa babaları ABD’ye karşı çıkarlarını savunma yönünde adımlar atmaya ve çıkış yolları aramaya yöneliyorlar.

AUKUS’A NE OLDU?

Hatırlanacaktır; Eylül 2021’de ABD Başkanı Joe Biden, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Avustralya Başbakanı Scott Morrison “AUKUS” adı altında yeni bir güvenlik işbirliği paktı kurduklarını, buna göre ABD ve İngiltere'nin Avustralya ile nükleer enerjili denizaltı teknolojisini paylaşacağını duyurmuştu. Böylece Avustralya ve Fransa tarafından 2016 yılında imzalanan ve 12 konvansiyonel dizel elektrikli denizaltı inşasını öngören, 90 milyar Avustralya doları (66 milyar ABD doları) tutarındaki sözleşme iptal edilmişti.

Anglosaksonlar AUKUS Paktı anlaşmasıyla Avustralya'nın Fransa'dan denizaltı alımını iptal ederek Fransa’ya “ihanet etmiş” ve “sırtından vurmuştu”. 2016’da imzalandığında “Yüzyılın Sözleşmesi” olarak değerlendirilen bu anlaşma Fransa açısından “Yüzyılın İhanetine” dönüşmüştü.

FRANSA AVUSTRALYA ANLAŞMA YOLUNDA

Cumhurbaşkanı Macron, Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ile Endonezya'da yapılan G20 zirvesi kapsamında yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada Avustralya ile yapılan 12 denizaltı anlaşmasının ortadan kalkmadığını ve “masada olduğunu” açıkladı.

Mayıs 2022’de iş başına gelen Anthony Albanese hükümeti, AUKUS’u imzalayan bir önceki Avustralya Başbakanı Scott Morrison’dan farklı bir yol izlemeye karar verdi. Seçilmesinden hemen sonra Temmuz 2022’de Paris’te Elysee Sarayında Macron ile bir araya gelerek ilişkilerin düzeltilmesi yönünde anlaşmışlardı.

AUKUS ölü doğmuş bir Anglosakson projeydi. Başbakanı Scott Morrison tercihini ABD ve İngiltere’nin önerdiği nükleer enerjili denizaltıdan yana yapmıştı. Fransa ile anlaşmaları ise nükleer teknoloji içermeyen konvansiyonel dizel elektrikli denizaltıydı. Ve Avustralya ile ortak üretilecekti.

AUKUS’UN NÜKLEER DENİZALTILARI ÇİN’İ TEHDİT EDECEKTİ

ABD ve İngiltere tarafından “sırtından bıçaklanan” Fransa, denizaltılar konusunda ABD karşısında sus pus olurken diğer taraftan da Avustralya ile sorunu çözmek için çaba harcadı. Öyle ki; Macron, AUKUS’un önerdiği nükleer denizaltıların Çin için bir tehdit olduğunu, Fransa’nın ise Avustralya’ya yapacağı denizaltıların “nükleer güç içermeyeceği için Çin'e herhangi bir tehdit olmayacağını” ifade etti.

Macron, ABD ve İngiltere ile anlaşan önceki Avustralya Başbakanı Scott Morrison’un “Çin ile nükleer çatışma riski oluşturacak tercihler yapıldığını” ifade etti. Macron “Kanberra yönetimi ya denizaltıları (Fransa ile birlikte) kendi üretecek ya da nükleer denizaltılara yönelecek.” dedi.

Avustralya Savunma Bakanı Richard Marles, Amerikan Kongresinin birçok raporunun, Amerikan ve İngiliz endüstrilerinin, halihazırda kendi ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele ederken, Avustralya'nın talebini zamanında karşılama yetenekleri konusunda şüpheli olduğunu kabul eden bir açıklamada bulundu.

Belirtiğimiz gibi Atlantik cephesi darmaduman. Söz konusu çıkarlar olunca birbirlerine çelme takmaktan geri durmuyorlar. ABD Çin’i nükleer kuşatmadan yana olurken Fransa Avustralya’ya kendi konvansiyonel denizaltılarını satmak için ABD’nin Çin’e karşı nükleer tehditte bulunmasına karşı açıklama yapıyor. Avustralya ise aslında denizaltıları Çin’e karşı almak istediğini açıklıyordu.

Bakalım ABD ve İngiltere bu gelişmeler karşısında nasıl bir tavır alacak. Bazı gözlemciler, madem ABD ve İngiltere bunun altından kalkamıyor, bu durumda dışlanan Fransa’nın AUKUS’a dahil edilebileceğini savunuyor.  Yani AUKUS olacak FAUKUS.