Avrupa savaşta karar verici olamaz
T24’te Hakan Aksay, bugünkü yazısında “Trump-Putin dansı ve Rusya ile Avrupalı NATO üyelerinin savaş ihtimali”ni yazdı.
Aksay yazısında Trump-Putin dansının Rusya-Avrupa arasındaki savaş ihtimalini artırdığını belirtiyor, Türkiye’yi de “Rusya bana dokunmaz sanma” diye uyarıyor.
Aksay’ı tanımak, bu sözleri daha anlamlı kılıyor. Önce T24’teki yer alan geçmişine bakalım: “Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.
Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.”
RUSYA TÜRKİYE’Yİ VURUR İDDİASI
Aksay yazısının hemen başında, “ABD Başkanı, Kremlin'i eskisinden daha sert uyarıyor ama Rusya'yı savaşta zorlayacak adımlar atmaktan kaçınıyor.” diyor. Ukrayna’nın Tomahawk füzelerini alabilirse savaşın seyrinin değişeceğini belirten Aksay, “Söz gelimi, ABD, Rusya’nın saldırısına uğrayan Polonya, Danimarka veya Estonya için savaşa girer mi? Şu anda bu soruya kimse net olarak olumlu cevap veremiyor. Moskova belki de bunu hissettiğinden dolayı ve bu konuda nabız yoklamak için İHA’larla ve savaş uçaklarıyla Avrupalı ülkeleri test ediyor.” ifadelerini kullanıyor.
Aksay yazısını şöyle sonlandırıyor: “Aylardır süren ‘Trump-Putin dansı’, Rusya ile Avrupalı NATO üyeleri arasında savaş çıkması ihtimalini besleyen en önemli faktörlerden biridir.
“Böyle bir gelişme Türkiye açısından da ciddi bir tehlikedir. Hiç kimse “Erdoğan ile Putin’in arası iyi, Rusya bize dokunmaz” diye kendini rahatlatmasın. Rus askerî kuvvetleri kısa süre önce Kiev yakınlarındaki Bayraktar fabrikasını tesadüfen vurmadı.”
AVRUPA GENİŞLEYEMEZ
Şu bir gerçek: Avrupa silahlanıyor. “Avrupa’yı Yeniden Silahlandırma Planı” (ReArm Europe) dört yıl içinde 800 milyar avroluk yatırımı içeriyor. Buna da “Rusya saldıracak” bahanesiyle yapıyor. Oysa gerçekte Avrupa, içine düştüğü ekonomik krizden savaş sanayisinin çarklarını çevirerek çıkma planını uyguluyor.
Peki, Rusya-Avrupa savaşı çıkar mı? Rusya bunu kesin bir dille yalanlıyor. Daha da önemlisi Rusya, Ukrayna’da NATO’nun genişleme çizgisini yani kendine yönelik tehdidi bertaraf etme çizgisi izliyor ve savunma konumunda. Ayrıca Ukrayna savaşı üç yıla ulaştı. Rusya’nın ekonomisi de silahlı yayılmayı şu anda besleyecek güçte değil.
Peki, Avrupa savaş çıkarabilir mi? Bu da olanaksız çünkü Avrupa gerileyen bir ekonomiye sahip. Fransa ve Almanya başta büyük siyasi krizle çalkanıyor ve hükûmet kurmakta bile zorlanıyor. Bugün Avrupa, dünya paylaşımı iddiasının çok gerisinde. Londra Standart Chartered Bankası, OECD, Dünya Bankası, IMF gibi kurumların 2030 ekonomik yansıtmalarında Satın Alma Partitesine (PPP) göre yaptığı sıralamada dünyanın ilk on ekonomisi içinde Avrupa’da bir tek Almanya kalıyor. Yani Avrupa’nın genişlemeye ne ekonomik ne de askerî gücü yetebilir.
Kaldı ki Avrupa’nın en büyük kabusu durumunda olan ve içinden çıkan, yükselen iki güç var: Milliyetçi dalga ve emekçi hareketi. Batı’nın küreselcilerine karşı milliyetçiler her geçen gün yükseliyor.
Almanya ve Fransa başta olmak üzere milliyetçi partiler, Rusya ve Çin ile işbirliğini savunuyor. Rusya saldırıacak uydurmasına da karşı çıkıyorlar. Milliyetçi ve emekçi hareketin Rusya ile birleşmesi, Avrupalı küreselcilerin en büyük kâbusu durumunda. Avrupa’nın ufuklarında saldırganlık değil, Millî Emek Devrimleri görünmektedir.
KARAR VERİCİ ABD
PEKİ TÜRKİYE’NİN KONUMU?
Savaş sanayisi Avrupa’nın birkaç yılını kurtarabilir ama sürdürülemez.
Avrupa-Rusya savaşı gerçekçi değil. Buna ne Rusya ne de Avrupa karar verebilir.
Fakat buna karar verici tek güç ABD’dir. Avrupa ancak ABD’nin yanına eklemlenebilir.
Türkiye’nin durumunu da Rusya değil yine Türkiye belirler. Türkiye böyle bir senaryoda NATO ile mi hareket edecek yoksa Rusya ile mi? Tarafsızlık yalandır. NATO ile hareket ettiğinizde de, NATO ile hareket etmediğinizde de taraf tutmuş oluyorsunuz. Aynı bugün Bayraktar’ın Ukrayna’ya SİHA verdiğinde, fabrika açtığında tarafsız kalmadığı gibi. AK Parti hükûmetinin denge stratejisinin yanlışlığı da böylelikle zaten ortaya çıkmış oluyor.
Bir notla bitirelim: Sayın Aksay’ın geçmişi aslında bugüne ışık tutuyor. Bir anda “bağımsız gazeteci” olanlar bugün Rusya’ya karşı Avrupa’da dolaşan hayaleti görüyor ve onun Rusya saldıracak propagandasına başlıyor. Türkiye’yi de burada, Avrupa’nın ve NATO’nun yanına konumlandırmaya çalışıyor.
Türkiye’ye düşen ise, “denge” denilen bu yanlış dış politikasından bir an önce dönmesi, NATO’dan çıkması, cephesi ABD-İsrail’e karşı kararlı bir şekilde çevirerek bölge ülkeleri başta olmak üzere Asya ülkeleriyle ittifak kurmasıdır.