Yandex
22 Nisan 2025 Salı
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ay'da arsa sahibi olmak: Uzayda mülkiyet haklarının geleceği ve Uzay Vatan

Uğur Güven

Uğur Güven

Gazete Yazarı

A+ A-

İnsanoğlu, tarih boyunca keşif ve fetihlerle sınırlarını genişletmiştir. Okyanusları aşmış, yeni kıtalar keşfetmiş ve hatta İngiltere ve hatta ABD gibi ülkeler tarihleri boyunca sömürgecilikle birçok toprağı işgal etmiş ve sonra da kontrol etmiştir. Ancak şimdi aynı şekilde insanoğlu gözünü gökyüzüne, özellikle de Ay'a dikmiş vaziyette. Uzaya gitme başarısı elde etmiş ülkeler şimdiden uzaydaki mülkiyetleri paylaşma derdindeler. Fakat Ay'da veya diğer gök cisimlerinde mülkiyet hakları konusu, uluslararası hukuk ve politikada karmaşık bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Bu yazıda, uzayda mülkiyet haklarının mevcut durumu, gelecekteki olası senaryolar ve bu konuda yaşanabilecek uluslararası çatışmaları ele alacağız.

BM DIŞ UZAY ANTLAŞMASI VE AY ANTLAŞMASI: HUKUKİ ÇERÇEVE

1967 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Dış Uzay Antlaşması (Outer Space Treaty), uzay faaliyetlerinin barışçıl amaçlarla yürütülmesini ve hiçbir ülkenin uzayda egemenlik iddiasında bulunmamasını öngörür. Antlaşmanın temel maddelerinden biri, Ay ve diğer gök cisimlerinin ulusal egemenlik tesisine kapalı olduğunu belirtir. Yani, hiçbir devlet Ay üzerinde egemenlik iddia edemez.

Bununla birlikte, 1979 yılında hazırlanan ve 1984'te yürürlüğe giren Ay Antlaşması (Moon Treaty), Ay ve diğer gök cisimlerinin "insanlığın ortak mirası" olduğunu vurgular ve bu cisimlerin kullanımı ve keşfi konusunda daha detaylı düzenlemeler getirir. Ancak, bu antlaşma beklenen ilgiyi görmemiş ve sadece 17 ülke tarafından onaylanmıştır. Önde gelen uzay güçleri olan ABD, Rusya ve Çin gibi ülkeler, antlaşmayı imzalamamışlardır.

ÖZEL ŞİRKETLERİN AY'DA ARSA SATIŞI: YASAL VE ETİK SORUNLAR

Uluslararası antlaşmalar, devletlerin Ay ve diğer gök cisimleri üzerinde egemenlik iddia etmesini yasaklarken, bireyler ve özel şirketler konusunda net bir düzenleme getirmemiştir. BM Tüzüğü'nde, mülkiyet haklarıyla ilgili iki uluslararası hukuk kavramı vardır. Biri bir ülkenin kendini savunma hakkı, diğeri ise müdahale etmeme ilkesidir. Uluslararası hukukun müdahale etmeme ilkesi (noninterference policy), uluslara başkalarını uzay nesnelerinden ve devam eden faaliyetlerinin olduğu alanlardan dışlama hakkı verir. Peki uluslar bu kavramı kendi özel vatandaşlarına ve şirketlerine nasıl uygulayacak? Bireysel kişiler ve şirketler, faaliyetlerine müdahale edilmesini önlemek için başkalarını dışlama hakkına sahip mi? Yabancı bir kişi müdahale ederse veya zarar verirse ne yapabilirler? BM Tüzüğü'ndeki müdahale etmeme ilkesi, bireyler arasındaki ilişkileri değil, uluslararasındaki ilişkileri düzenler. Sonuç olarak, yerel mahkemeler muhtemelen iki özel tarafın dahil olduğu bir davada müdahale etmeme ilkesini uygulamayacaktır.

Bu boşluktan faydalanan bazı girişimciler, Ay'da arsa satışı yapmaktadır. Örneğin, Dennis Hope adlı bir girişimci, 1980'lerden itibaren Ay'da arsa satışı yapmaya başlamış ve milyonlarca kişiye "Ay tapusu" satmıştır. Hope, BM'nin 1967 tarihli uzay mülkleri ile ilgili makalesindeki bir boşluktan yararlanarak, Ay'ın sahibi olduğunu iddia etmiş ve bu iddiasına dayanarak arsa satışları gerçekleştirmiştir.

Türkiye'de de benzer bir ilgi söz konusudur. 2012 yılında yapılan bir habere göre, Türkiye'de 100'ün üzerinde kişi Ay'dan arsa satın almıştır. Her biri 4 dönüm olan bu arsalar, hediye amaçlı alınmıştır. Ancak, bu tür satışların uluslararası hukukta bir geçerliliği yoktur. Zira, mevcut antlaşmalar, bireylerin veya şirketlerin Ay üzerinde mülkiyet iddia etmesine izin vermemektedir. Bu durumun, gelecekte hukuki ve etik tartışmalara yol açabileceği kesin gibidir.

GELECEKTE OLASI SENARYOLAR VE ULUSLARARASI ÇATIŞMALAR

Uzayda mülkiyet hakları konusundaki belirsizlikler, gelecekte çeşitli sorunlara ve hatta uluslararası çatışmalara yol açabilir:

1. Kaynakların Kullanımı ve Paylaşımı: Ay ve asteroidler, su, helyum-3 ve nadir toprak elementleri gibi değerli kaynaklara ev sahipliği yapmaktadır. Bu kaynakların çıkarılması ve paylaşımı konusunda uluslararası bir mutabakat olmaması, devletler ve şirketler arasında rekabete ve çatışmalara neden olabilir. Hatta şimdi bile özellikle Çin ve ABD arasında bu Ay madenlerine erişme konusunda ciddi bir rekabet vardır.

2. Üs ve Koloni Kurma: Devletler veya özel şirketler, Ay'da veya Mars'ta üsler veya koloniler kurduklarında, bu yerleşimlerin hukuki statüsü ve egemenlik hakları konusunda belirsizlikler ortaya çıkacaktır. Hangi yasaların geçerli olacağı, yerleşimlerin hangi ülkenin yetki alanında sayılacağı gibi konular, uluslararası hukukta tartışmalara yol açabilir. Bu tür durumlarda askeri çatışmalar bile yaşanabilir.

3. Çevresel Etkiler: Uzay madenciliği ve diğer faaliyetler, gök cisimlerinin doğal yapısını bozabilir. Bu durum, uzayın korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda etik ve hukuki soruları gündeme getirecektir.

4. Askeri Kullanım ve Güvenlik: Uzayın askeri amaçlarla kullanımı, silahların yerleştirilmesi veya düşmanca eylemler, dünya üzerindeki jeopolitik dengeleri etkileyebilir ve yeni bir silahlanma yarışına yol açabilir. Örneğin bir ülkenin Ay’da bir üs kurduğunu ve başka kimsenin Ay’a iniş yapmasına izin vermediğini düşünün. Bu durumda dünyadaki diğer tüm ülkelerin hakkı gasp edilmiş olacaktır.

SONUÇ: UZAYDA MÜLKİYET HAKLARININ GELECEĞİ

Uzayda mülkiyet hakları konusu, teknolojik ilerlemeler ve artan uzay faaliyetleriyle birlikte daha da önem kazanmaktadır. Mevcut uluslararası antlaşmalar, bu konudaki birçok soruya net cevaplar sunmamaktadır. Bu nedenle, uluslararası toplumun, uzayın barışçıl, adil ve sürdürülebilir kullanımı için yeni ve kapsamlı bir hukuki çerçeve oluşturması gerekmektedir. Aksi takdirde, uzayda yaşanacak mülkiyet ve egemenlik tartışmaları, dünya üzerindeki çatışmaların uzaya taşınmasına neden olabilir.

Gelecekte, Ay'da veya Mars'ta kurulacak kolonilerde yaşayan insanlar, hangi yasalara tabi olacak? Uzayda işlenen suçlar nasıl yargılanacak? Bu ve benzeri soruların cevabı, insanlığın uzaydaki geleceğini şekillendirecektir. Bu nedenle, uluslararası işbirliği ve hukuki düzenlemeler, uzayın barışçıl ve ortak kullanımını sağlamak için elzemdir. Ancak ülkemizde derhal bu konuda bir bilimsel ve hukuki çalıştay düzenlemeli ve ülkemizin Uzay Vatan’da çıkarlarının korunması için gerekli önlemler alınmalarıdır, böylece torunlarımızın uzaydaki hakları korunmuş olacaktır.

Uzay