Bağımlılık belası
Çağımızda en çok konuşulan konulardan bir de bağımlılık meselesi. Geçenlerde bir metro çıkışında e-sigaralarını tüttüre tüttüre giden ergen öğrencileri görmesem böyle bir yazı aklıma bile gelmeyecekti.
Yapılan çalışmalardan birinde 19-30 yaş aralığındaki Amerikalıların en çok kullandığı üç madde alkol, esrar ve nikotinli elektronik sigaralar olduğu bildiriliyor. Türkiye’de benzer çalışmalar vardır. Bağımlılık yapıcı maddeler; Sentetik haplar, kimyasal uyuşturucular ve bağımlılık yapan başka maddeler.
UYUŞTURUCUYA HAYIR!
Bağımlılık yapıcı maddeler yalnızca kullananı değil, aileleri ve toplumu da derinden etkiliyor. Gençlerimiz başta, merak, arkadaş baskısı ya da bir kaçış yolu görerek bu ölümcül tuzağa düşüyor. Yolun sonu karanlık ve çıkmaz. Yaşanmayan hayatlar, yıkılan hayaller ve sönen umutlar. Ve ne yazık ki geri dönüşü zor bir çöküş.
ZOMBİ İNSANLAR
Uyuşturucu madde kullanan kişiler kriz anlarında veya bilinçlerini yitirdikleri durumlarda kendilerine veya en yakınındakilere zarar verebiliyorlar. Bağımlılıkla bağlantılı olarak şiddet olayları, hırsızlık, cinayet ve toplum düzenine yönelik tehditler artıyor.
Özellikle son yıllarda hızla yayılan sentetik haplar, insanları adeta birer zombiye döndürüyor. Beden ve zihin kontrolünü kaybedenler, ne yaptıklarını bilemez hale geliyor.
ÖLÜMCÜL TUZAK: BAĞIMLILIK
Bağımlılık çeşitli şekillerde anlaşılabilir. Pek çok kişinin düşüncesine göre; bağımlılığın birincil nedeni duygulardır. Duygularınızı kontrol edemediğinizde örneğin kız /erkek arkadaşınızdan ayrıldığınızda öfke, kaygı, üzüntü gibi birçok duygu hissedersiniz.
Bu duyguları unutmak için geçici olarak kendinizi bu duyguları dizginlemenize yardımcı olan alkol, sigara gibi şeylere yöneltirsiniz. “Batsın bu dünya!” diye arabesk şarkılar dinlersiniz. “Bir cigara ver tüttüreyim” dersiniz. Bu da kısa bir süreliğine rahatlama sağlar ancak bağımlılık yaratır. Örneğin yalnız hissettiğinizde yeni arkadaşlar edinmek ve yalnızlıktan kaçınmak için telefona, oyunlara bağımlı olma olasılığınız yüksektir. Dolayısıyla duygular bağımlılıkta rol oynar. İnsan duyguların esiri olmaktan kendini alamayabilir.
İfade edildiği gibi psikolojik bağımlılık sadece uyuşturucuyla değil her türlü şeyle ortaya çıkan zihinsel bir süreçtir. Hepimizin hayatında düşünmesi acı verici veya rahatsız edici olan ve ya kabul ettiğimiz ya da çözmek için çabaladığımız şeyler vardır. Bazen canımızı sıkan bu şeylerden kaçınmak isteriz, bu yüzden zihnimizi onlardan uzaklaştıracak bir şey ararız. Bu uyuşturucu veya alkol olabilir ama aynı zamanda yemek, uyku, video oyunları, TV, okuma, şiddet veya başka birçok şey olabilir. Bazen, tekrar tekrar canımızı sıkan şeyle uğraşmak yerine dikkat dağıtmayı seçeriz. Bunu ne kadar çok yaparsanız, zihnimizdeki sorunu çözmek o kadar zorlaşır. Çünkü o şeyden kaçınma alışkanlığı edinirsiniz ve bazen ondan kaçınmak var olan bir sorunu çok daha kötü hale getirir. Ve bazen, kaçındığınız şey tüm hayatınızdır.
YASADIŞI UYUŞTURUCU KULLANIMI VE SAĞLIK
Yasadışı uyuşturucu kullanan kişilerde bağımlılığı bir suç sorunu olarak değil, bir sağlık sorunu olarak ele alınması yerinde olur. Yasadışı uyuşturucular olumsuz sağlık etkilerine yol açar ve sağlık riskleri kullanım sıklığı ve dozuyla artar. Ne var ki, insanlar uyuşturucu kullanımının neden olduğu sağlık sonuçlarının farkına dönülmez bir noktaya varıncaya kadar anlayamazlar.
Yasadışı uyuşturucu kullanıcılarında olumsuz sağlık sonuçları denilince; Ruhsal bozukluklar, karayolu trafik kazaları, kan yoluyla bulaşan bakteriyel ve viral enfeksiyonlar (HIV ve Hepatit C), şiddet, intiharlar sayılabilir.
Yasadışı bazı uyuşturucuların kullanımı da aşırı dozdan kaynaklanan önemli bir ölüm nedeni olduğu rapor edilmektedir. Bazı yasadışı uyuşturucuların kullanımının kısa vadeli etkileri arasında huzursuzluk, anksiyete, hipertermi ve beyinde şişme bulunur.
Uyarıcı uyuşturucu doz aşımı kalp ritmi bozukluğuna, felce ve kalp durmasına yol açabilir. Uzun vadeli etkiler olarak; örneğin kokain gibi bir uyuşturucu karaciğer, böbrek ve akciğer hasarından psikoz gibi zihinsel sorunlara kadar uzanan uzun vadeli sıkıntılara yol açabilir.
Yasadışı uyuşturucularla ilgili bu ciddi sonuçlar nedeniyle yetkililer hep alarm durumdadır. Bağımlılık kriziyle mücadele için gereken sağlık hizmetlerine daha çok imkanlar sağlanmalı. Madde kullanım bozukluklarının tedavisi için daha yaygın örgütlenme ağı kurulması gerekebilir. Önce kendimizi değiştirelim ki dünyayı değiştirmiş olalım. Aslında çok basit bir adım, insanlar sadece değişmeye niyet etmeli. Ama ne yazık ki çoğu insan çok fazla değişmeyi istemiyor. Ama hayatın aslı değişimdir.