Yandex
15 Kasım 2025 Cumartesi
İstanbul 16°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Barrack’ın tebriği ve HAMAS’a baskı

Nadir Temeloğlu

Nadir Temeloğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilci Tom Barrack, dün sosyal medyasından şöyle bir paylaşım yaptı: “Tebrikler ve teşekkürler Türkiye - Thank you and congratulations Türkiye.”
Bu tebrik bir haberin üzerine iliştirilmişti. ABD’li The Wall Street Journal’ın haberinin başlığı şuydu: “Koordineli bir sıkıştırma, Hamas'ı istemediği bir anlaşmayı kabul etmeye zorladı.”
Haberde İsrail tarafından büyük ölçüde değiştirilen Trump Barışı’na HAMAS’ın ilk olarak hayır dediği ama iki gün sonra evet dediğine dikkat çekiyor. Ve bu kararın değişiminin arka planını yazıyor:

Barrack’ın tebriği ve HAMAS’a baskı - Resim : 1

HAMAS NASIL
SIKIŞTIRILDI

“Anlaşma değişmemişti. Hamas üzerindeki baskı artmıştı.
“Yetkililere göre Mısır ve Katar, Hayya'ya anlaşmanın savaşı sona erdirmek için son şansı olduğunu söylediler. Hamas'a, rehineleri tutmanın stratejik bir yük haline geldiğini ve İsrail'e savaşmaya devam etmesi için meşruiyet kaynağı sağladığını anlaması için baskı yaptılar.
“Yetkililer, ertesi gün Türkiye'nin de katılımıyla Hamas'ın planı onaylamaması halinde tüm siyasi ve diplomatik korumasının elinden alınacağı, Katar ve Türkiye'nin grubun siyasi liderliğine ev sahipliği yapmayacağı ve Mısır'ın Hamas'ın Gazze'nin savaş sonrası yönetiminde söz sahibi olması için baskı yapmayı bırakacağı konusunda uyardıklarını söyledi. (…)
“Türkiye ve Körfez ülkeleri ile daha iyi ilişkiler, Trump'a Hamas'la bağlantısı olan ülkeler nezdinde nüfuz sağladı. (…)
“Trump da Türkiye'ye kur yapmaya başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Washington ile yıllardır süren diplomatik gerginliğin ardından Başkan Joe Biden tarafından saf dışı bırakılmıştı. Erdoğan ile daha sıcak bir ilişki içinde olan Trump, Eylül ayında Türk lidere yarım on yıldan uzun bir süre sonra ilk kez Beyaz Saray'da görüşme fırsatı verdi. Erdoğan ayrıca, Birleşmiş Milletler'de Müslüman çoğunluklu ülkelerin liderlerinin Gazze'deki savaşı çözme yollarını tartıştığı toplantıda masanın başında oturdu.”

MİT BAŞKANINA NEDEN
ÖVGÜLER BAŞLADI?

Görüldüğü üzere, Barrack’ın tebriği aslında Türkiye’nin HAMAS’ı köşeye sıkıştırma ve Trump Barışı’na ikna etme tebriği. Bu çalışmalar üzerine tebrik ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında ABD Başkanı Donald Trump’ın “Türkiye’ye meşruiyet verdiğine” ilişkin küstahlığının sözcülüğünü yapmıştı. Şimdi de HAMAS’ı sıkıştırdığı için Türkiye’ye teşekkür ediyor.
Tüm bunlar yaşanırken, İsrail basını da MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı övmeye başladı. İsrailli Yedioth Ahronoth gazetesinde Smadar Perry imzasıyla çıkan analizde şu ifadeleri kullandı:
“Kalın, İsrail devletini tanıyor ve Türkiye’nin istihbarat başı olarak İsrailli mevkidaşlarıyla profesyonel teması sessizce sürdürüyor. Geçtiğimiz hafta Şarm El-Şeyh’te bunun küçük bir kanıtı görüldü: İsrail Savunma Kuvvetleri Rehineler ve Kayıplar Merkezi’nin başındaki General Nitzan Alon, Kalın’a yaklaşıp son derece doğal bir şekilde onu kucakladı.
“Kalın, İsrail’le ilişkileri kademeli ve temkinli bir şekilde yeniden kurmak istiyor. Kalın’ın yakın çevresine göre, o bu gerginliği kırmak, Tel Aviv’e bir Türk büyükelçi göndermek ve Ankara’da bir İsrail büyükelçisi görmek istiyor. Kalın ayrıca uçuşların yeniden başlamasını, İsrailli turistlerin geri dönmesini ve tarım ile ticaretteki geniş işbirliğinin sürmesini arzuluyor.”
Bu analizde en önemli vurgulardan bir tanesi de, “İsrail kamuoyunda açıkça dile getirilmese de, son günlerde Hamas liderliği üzerinde Türk tarafından gelen ciddi bir baskı olduğu konuşuluyor.” ifadeleri oldu. Yani The Wall Street Journal ile Yedioth Ahronoth gazetesindeki bilgiler örtüşüyor.

Barrack’ın tebriği ve HAMAS’a baskı - Resim : 2

TEHDİT EDENLERLE
YOL YÜRÜMEK

Gazze’de silahlar şimdilik sussa da, HAMAS’ı silahsızlandırmayı ve İbrahim Anlaşmalarını bölgeye dayatmayı öngören Trump Planı’nın uygulanması zor. Gazze cephesi, yeniden İran cephesine dönüyor.
İran ile İsrail arasındaki 12 Gün Savaşı’ndan sonra iki ülkenin de savunma kabiliyetlerini onarma ve güçlendirme süreci devam ediyor.
Geçen hafta Amerikalı yayıncı Ben Shapiro’nun podcast programına katılan Netanyahu, İran’ın kıtalararası balistik füze geliştirdiğini belirtti. Netanyahu, İran’ın gelecekte ABD’yi vurabilecek menzilde füzeler ürettiğini öne sürdü. Hatta bu füzelerin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Florida’daki golf kulübünü bile kapsama alanına alabileceğini söyledi.
Tüm bunlar, bölgede ABD-İsrail ittifakının yüzünü tekrar İran’a döndüğüne işaret ediyor.
CHP’nin NATO Parlamenterler Asamblesi’ne “İran’ın Bölgesel ve Avro-Atlantik Güvenliğine Tehdidi” başlıklı sunduğu rapor, ABD ve İsrail’in İran'a saldırı hazırlığına gerekçe sunuyor.
Ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da geçtiğimiz günlerde ABD-İsrail’in Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den kuşatmaya çalıştığını söyledi. Devlet Bahçeli’nin ABD-İsrail şer cephesine karşı Türkiye-Rusya-Çin-İran ittifakını önermesi de bir tehdit ve tehdidi bertaraf edecek güçlerin saptanması.
Devlet katında yapılan bu saptamalara rağmen, AK Parti hükûmeti şu sıralar Trump şovuna katılmakla meşgul.
Hürriyet’den Abdulkadir Selvi, Erdoğan yönetiminin Trump’ı nasıl değerlendirdiğini bugün şu sözlerle yazdı:
“Peki Erdoğan cephesinden Trump nasıl görülüyor? “Trump’ın birinci dönemi var bir de ikinci dönemi var. İlk dönemde de ilişkilerimiz çok iyiydi ama bu dönem çok daha farklı bir Trump var. Biden’den sonra Trump’ın kazanması hem ABD için bir kazanım oldu hem de bizim için önemli bir kazanım oldu” diye değerlendiriliyor.
Anlaşılan Erdoğan’ın, Trump’la yürüyeceği daha çok yol var.”
Türkiye’nin Barrack’ın sırt sıvazlamasıyla Trump’la yürüyeceği bir gelecek yok. Aksine burada Doğu Akdeniz’de tehditlerin ağırlaşması, Filistin Devleti’nin ortadan kaldırılması, Suriye’nin kuzeyinde İkinci İsrail’in kurulması için atılan adımların sıkılaştırılması ve İran’ı hedef alma siyasetleri var.
Trump’la yürürseniz bölge ülkeleriyle karşı karşıya gelirsiniz ve yalnızlaşırsınız.
Fakat Avrasya’da yer alırsanız hem birlikte güç doğar hem de sorunların çözülmesinde önemli eşikler aşınır.

Medyanın Halleri Donald Trump İsrail HAMAS İbrahim Kalın