Yandex
29 Nisan 2025 Salı
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir İngiliz darbesi nasıl İran'dan Güney Afrika'ya sürgüne sebep oldu?

Halim Gençoğlu

Halim Gençoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

Sürgün, bir kişinin ülkesini terk etmeye ve yabancı ülkede yaşamaya zorlandığı bir cezadır. On dokuzuncu yüzyılda, Zanzibar Sultanı Halid bin Barghash, 1917'de Britanya İmparatorluğu tarafından Saint Helena adasına sürgün edilmiş ve bu tarihten 1927'de ölümüne kadar Mombasa'da yaşamasına izin verilmişti. Benzer şekilde, Ashanti Kralı Asantehene Agyeman Prempeh Seyşeller'e sürülmüş ve orada yirmi dört yıl sürgün hayatı yaşamıştır. Bugün, Seyşeller'de Ashanti Kralı'nın büyük torunlarıyla karşılaşmanız muhtemeldir. Kolonyal dönemden Afrika'da pek çok benzer üzücü hikaye vardır ancak bunlardan biri, İran'dan Güney Afrika'ya yapılan garip bir Britanya sürgünüdür.

Güney Afrika Ulusal Arşivleri bazen araştırmacıları ilginç belgelerle şaşırtmaktadır. Bunlardan bazıları, Britanya İmparatorluğu tarafından tutuklanan ve 1942'de Johannesburg'a sürgün edilen İran Şahı Reza Pehlevi'ye ait dosyalardır. Reza Şah, 1944'te Johannesburg'da ölmüştür.

1940’LARDA İRAN’DA NE OLDU?

İkinci Dünya Savaşı sırasında, pek çok dinamik Batı ülkelerini etkilemişti. Almanya'daki durum değişmiş, Adolf Hitler Aryanların üstün ırk olduğunu iddia etmişti. Bilindiği üzere İranlılar da Aryanlardan türemekteydi. Almanlar Britanyalıların ülkeye olan etkisini kesmek istemişti zira böylece “Tam bağımsız İran” hayali gerçekleşecekti. Moskova cephesi kötü durumdaydı. Müttefik güçler, Ruslara mühimmat göndermek istiyorlardı. Reza Şah bu öneriyi reddetti. Bu yanıt karşısında, müttefik güçler ülkeye girmeye başladılar. Ağustos 1941'de Ruslar kuzeybatıdan, İngilizler ise güneyden İran’a girdiler. Reza Şah, orduyu hazır olmaya çağırdı. Ancak, ordunun hazırlığı bu hamleye karşı yeterli değildi. O dönemde Ruslardan alınan silahlar, Ruslara karşı etkili olmamıştı. Yine de İran batılı güçlerin politik oyunlarına kurban oldu. Britanya güçleri İran'a girdi ve Reza Şah, daha fazla gerilim ve kargaşayı önlemek için istifa etmek zorunda kaldı. Muhammad Ali Furugh'un diplomatik çabaları sonucu, Britanya, Reza Şah’ın oğlu Muhammed Reza Pehlevi’nin tahta çıkmasına izin verdi. Britanya'dan gelen mesaj: "Mirasçınızı tahta oturtmanızı kabul ediyoruz, ancak yüksek majesteniz başka bir seçenek olduğunu düşünmesin” şeklinde netti.

Britanya işgali tamamlanmış ve müttefik güçler İran demir yollarını kullanma hakkı elde etmişti. Bu dönemde Winston Churchill, İran’ı Zafer Köprüsü olarak adlandırmıştı.

Britanyalılar hâlâ Şah Reza'dan korkuyorlardı. Onu, Bandır Abbas'tan tutukluyken gemiyle yurt dışına götürdüler, çünkü tekrar onlara karşı bir girişimde bulunabileceğini düşünüyorlardı. İran'ın babası Şah Reza ve büyük lider, yanına aldığı birkaç İran toprağıyla birlikte ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Britanyalılar, önce onu Mauritius Adası'na götürdüler. Reza Şah, alışık olmadığı tropikal hava nedeniyle hastalandı. Uzun bir diplomatik mücadele sonrası, Britanyalılar onu Güney Afrika'nın Johannesburg şehrine götürmeyi kabul ettiler.

ŞAH PEHLEVİ’NİN SON YILLARI

Reza Şah, İran’a daha yakın bir ülkeye gitme talebinde bulunmuş ancak İngiltere onu İran’a yakın bir yerde tutmanın kendi çıkarlarına zararlı olacağına inandıkları için bu talebi reddetmişlerdi. Hayatının son iki yılını Şah Pehlevi Johannesburg'da sürgünde geçirdi ve 26 Temmuz 1944'te, İran hükümetinin müze olarak dönüştürmeyi planladığı evde hayatını kaybetti. Şah'ın ölümü, birçok tarihçi ve diplomata göre İngilizler tarafından planlanmıştı, ancak bu halen tam olarak doğrulanmadı. Doktoru, sindirim problemi olduğunu ve bilinen bir kalp problemi olmadığını söylemişti.

Güneşin batmadığı imparatorluğun, Afrika'da acı bir sömürge mirası bıraktığını biliyoruz fakat bunun tarihi kahramanların torunları üzerindeki duygusal etkisini olduğu gibi kaleme almak pek mümkün olmuyor.

İngiltere İran Güney Afrika