Yandex
16 Mart 2025 Pazar
İstanbul 15°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Derin keşiflerin ışığındaki rekabet

Ali Alsaç

Ali Alsaç

Gazete Yazarı

A+ A-

Ufkumuz çok boyutlu bir anlayışla, uzayın ve maddenin derinliklerine doğru genişlemeye devam ediyor. Bir yandan kuantum boyutlarda maddesel gerçeklikleri anlamaya çabalarken, öte yandan gökyüzünde en uzaklarda anlamlar ve utkular peşinde. Şairin dediği gibi, “derine hep derine kazıyoruz...”.

Son yazımızda ülkeler, toplumlar ve insanlar arasındaki temasları “yeryüzünü besleyen rekabet” diye nitelendirmiştik. Rekabetin seviyesi, rakiplerin olanaklarına, kuvvet derinliklerine bağlı olarak artmakta ya da azalmakta ve bazı yükselişlerin şiddeti beraberinde getirme ihtimali olduğunu vurgulamıştık.

Çin ve ABD örneğini ortaya koyarak rekabet ortamında ülkelerin avantajlı konuma yükselmek ve bu konumlarını korumak için çeşitli yöntemlerle savaşan kuvvetlerini desteklerinden bahsetmiştik. Savaşan kuvvetler sadece silahlı kuvvetler değildir. Mecazi bir anlatım olsa bile yüksek teknoloji üreticileri, bilim kurumları ve bilim insanları, nadir element madencileri, mühendisler ve diğer ilgili meslek gurupları bu rekabetin ön cephesindeler. Ancak süreci daha derinlikli kavramak için rekabetin ticaret ve piyasa boyutlarını bilincimizin en yüksek seviyelerinde tutmalıyız. Büyük güçler arasındaki rekabetin er meydanı piyasadır, pazardır. Orada insan vardır. Talep vardır. Ürünlerin ve üreticilerin performansı orada anlaşılmaktadır. Ülkelerin sistemlerinin kabiliyetlerini karşılaştırmak için en önemli alandır. Liberallerin savunduğu serbestlikte olmadığı ise artık bir gerçekliktir. Bilimsel sosyalistler haklı çıkmıştır. Devletler işin içindedir.

ÇİN’İN DERİN KEŞFİ

İçinde bulunduğumuz şartları rekabet olarak nitelendirmek bir masumca kalıyor. Taraflardan biri barış içinde bir değişimi hedeflerken diğeri elindeki olanaklar sermayesini savaşlara yatırmaktadır.

Amerika’nın başını çektiği güçler gerileyen kuvvetlerden oluşmaktadır. Gerilemek tamamen etkisizleşmek ya da yaptırım gücünü kaybetmek değildir. Ancak bilinir ki bu bir süre meselesidir artık. Yalnızlaşmaktadır. Kum saati akıştadır. Zenginlikleri yağmalanan mazlumlar dünyası uyanmıştır.

Kara propagandalar ile yaşamın pratiğinden doğan gerçekliği boğmak imkansızdır. Bugünlerde ortalığı kasıp kavuran, etkileri uzun soluklu olacak bir teknoloji gelişmesi yaşandı. Birçok yazımda işaretlerinden bahsettiğim Yapay Zeka’nın Büyük Dil Modelleri alanında Amerikan hegemonyasına karşı Çin merkezli bir süper hamle geldi.

Amerika’nın BigTech ünvanlı sermaye gruplarının desteği ve Amerikan devletinin himayesi ile kısa sürede milyonlarca kullanıcı sayısına ulaşan OpenAi’ın GPT’sine neredeyse rakipsiz gözüyle bakılıyordu. Rakip diye ortalarda dolaşan modellerin de Amerika kökenli firmalara ait olması da ayrı bir sorundu. Özellikle sorun kelimesini kullandım çünkü Amerika’nın yapay zekâ alanında devlet teşvikli girişimlerle tam kontrol elde etmesi insanlık için hayırlı sonuçlar doğurmayacaktı. Verilerimiz yaşantılarımızın izleridir. İzlerden elde edilen desenler ise geleceğe tutulan bir öngörü kaynağıdır. Gelecek kuşaklar şu an hayatta olan nesillerden oldukça farklı yaşam kültürlerine sahip olacaklar. Yapay zekâ bu yeni tekno kültürün sürekli gelişen hesaplayıcı, planlayıcı ve hatta uygulayıcı hizmetkarı olacaktır. İşte bu gelecek öngörümüze dayanarak tüm insanlığın faydasına hizmet edecek bir yeni yolun oluşturulması ihtiyacından bahsedip durduk. Amerika öncülüğündeki batı bloğunun insaf ve kontrolüne kalırsak geleceğin insanının hangi yaşam modelinde olacağını açın Netflix yapımlarından anlayın. Büyük dil modelleri için yüksek kapasiteli GPU’lar, işlemciler, özel çip setleri ve daha bir çok yüksek maliyetli donanımlara ihtiyaç olduğu bir düzen kuruluyordu. Türkiye ölçeğinde örnek verirsek teknoloji üretmek isteyen kurumlarımız, kobilerimiz, üniversitelerimiz ve hatta anlı şanlı holdinglerimiz dahil kimse bu alanlara yüksek maliyetler nedeniyle yatırım yapamayacak duruma geleceklerdi. APİ denilen kullanım yolu araclığıyla lisanslara yüksek bedeller ödenecekti. Şöyle düşünelim bir dil modelini eğitmek için Open Ai ürünlerinin gelişmiş versiyonlarını kullanmak için aylık 200 Amerikan doları ödemeniz gerekiyordu. Emin olun bu ürünler hiçbir zaman tam paket sunulmayacak pazar payı arttıkça, rakiplerden ayrışma başarıldıkça kademe kademe ve daha yüksek bedellerle kullanılacaktı.

Tamam da bu Amerikan firmaları pazar paylarını nasıl hızla arttırarak tekelleşebiliyorlar? Cevaplar içinde en önemlisi şu, dünya genelinde en çeşitli ve yoğun veri bankalarına sahipler. Dil modellerini bu büyük veri kümeleri ile besleyerek rakipsiz hale geliyorlar. Google kullanmayan var mı? Oradan hesap edebilirsiniz.

Karanlığı dağıtan gelişme, yukarıda çok çok kısaca değindiğim umutsuz tabloyu yerle yeksan edecek türden bir etkiyle kendini gösterdi. Çin kaynaklı DeepSeek dil modeli çok daha gelişmiş yetenekleriyle Amerikan hegemonyasını yardı geçti.

DeepSeek’in teknik özelliklerini uzun uzun yazmayacağım. DeepSeek bir marka ismi olsa da Türkçe çevirisini Derin Keşif olarak düşünebiliriz. Sonuçlara bakalım. Uygulama marketlerinde (App Store) birkaç gün içinde en fazla indirilen mobil uygulama oldu. OpenAi’ın GPT’si 200 dolar iken DeepSeek daha yetenekli bir yapay zekâ uygulamasını ücretsiz olarak tüm insanlığın kullanımına açtı. Bir diğer sürpriz de AliBaba grubundan QWEN modeliyle geldi. QWEN de ücretsiz kullanıma açıldı. Olan biteni sadece mali çerçeveden izleyenler ücretsiz sunumların pazar payı elde etmek için yapıldığını savunabilir. Biz öyle yapmıyoruz; iki medeniyetin endamı arzıdır bu. Biri yağmacı diğeri insancıl.

Amerika’nın Çin’in yapay zekâ ve bağlantılı teknoloji yapılarında ilerleyişini durdurmak için kullandığı stratejik engel olan çip ihracatı da bu hamle ile çok ağır bir darbe aldı. NVİDİA isimli çip devi özel nano çiplerini harika bir pazar olmasına rağmen Çin’e vermiyordu. Kara propagandacılar için göbek havası çalan bir olaydı. Batı medyasında Çin’in çip bağımlılığı büyük bir mutlulukla sıklıkla işleniyordu. Bugün ise şu haberi yapmak zorunda kaldılar; Nvidia Reels After China’s A.I. Breakthrough. Tükçesi: sarsıldılar!

Open Ai yöneticileri itiraf ediyorlar; Amerikalılar verilerini bedava şeyler karşılığında ÇKP'ye vermeyi çok seviyorlar. Adama sormazlar mı, siz dünyanın verisine hiçbir kısıtlama olmaksızın yıllarca hükmetmediniz mi? Her birimizin yaşantılarının dökümleri çarşaf çarşaf önünüze dökülmedi mi? Yenildikçe saldırganlaşmanın çok güzel bir örneğini sunuyorlar. “Rekabet mi, yarış mı, savaş mı?” sorusunun yorumu ve cevabını size bırakıyorum.

Savaş Sanatı kitabını bilmeyenimiz yoktur. Çin milletinin en önemli bilgelerinden Sun Tzu bu eserinde, savaşın galibiyetinin stratejiyle elde edileceğini kadim gözlem ve deneyimler ışığında anlatmaktadır. Çin için savaş deneyimleri yok, Amerika karşısında tutunamazlar diye kendini kandıranlar için hayatın pratiği eşsiz dersler veriyor.

Çok can alıcı bir nokta daha var vurgulayalım. Çin’in hamle zamanlaması Sun Tzu’nun öğrencilerine yakışır bir tercihle hazırlanmış. DeepSeek’in duyurusu tam da OpenAI CEO'su Sam Altman, SoftBank CEO'su Masayoshi Son ve Oracle Yönetim Kurulu Başkanı Larry Ellison, Trump'ın "tarihteki en büyük yapay zekâ altyapı projesi" olarak adlandırdığı Stargate’i (Yıldız geçidi) duyurmak üzere ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray'da bir araya geldikleri güne denk geldi.

Şirketler başlangıçta projeye 100 milyar dolar yatırım yapacak ve önümüzdeki yıllarda Stargate'e 500 milyar dolara kadar yatırım yapmayı planlıyorlar. Trump, projenin 100.000 ABD'li istihdam yaratmasının beklendiğini söylemişti.

Yön ve Eylem

Olaya sadece iki teknoloji şirketinin ya da iki devletin çekişmesi olarak bakmayalım. İki medeniyetin karşılaşması çerçevesinden yaşananları incelediğimizde, Amerika’nın başını çektiği eski nizamın emperyalist kuşatmasına ve yağma düzenine karşı Asya Çağı’nın teknolojiyi toplumsallaştırmasını görebiliriz.

Sürecin yönü, internetin toplumsallaştırılması, altyapıların çok kutuplu kontrole kavuşması yönünde ilerleyecektir. Sürecin yönü, insanın merkezde olduğu, üretkenliğin ve iletişimin daha da arttığı, bilimsel sosyalizmin ve kamuculuğun etkisinin yaygınlaştığı bir güzergahtadır.

Büyük Dil modelleri çığır açacak bir ilhamla geliyor. Çin bunun için hazırlanıyordu. DeepSeek muharebe meydanını yardı geçti. Şimdi açtığı yerden içeri tüm insanlık girecek. Türkiye’nin de insanlığa bir Büyük Dil Modeli müjdesi olacaktır. Güzel Türkçe’mizi yüceltmek, medeniyetin zirvesine taşımak bizim boynumuzun borcudur.

Devrim yaşanıyor! Türkiye’nin birikimi büyük insanlıkla buluşuyor. Asya’nın öncü ülkelerinden biriyiz. En öndeyiz. Kendimize güveniyoruz.

Vatan Partisi’nin iktidarında izleyen konumlarda olmayacağız. İddiamızın arkasında duracağız. İnsanlığın emperyalist tekelleşmeye, yağmaya, vatansızlaşmaya, ailenin yıkımına karşı mücadelesinde Türkiye’ye yaraşır bir etki oluşturacağız.

Kitap Önerisi; George Basalla’nın 1988 tarihinde “The Evolution of Technology” başlığıyla yayınladığı kitap, Doğu Batı Yayınları tarafından Cem Soydemir çevirisiyle ve Teknolojinin Evrimi ismiyle yayımlanmaktadır. Türk okurunun 1996 tarihli Tübitak yayınları baskılarından günümüze tanıdığı bir kitap ama benim karşılaşmam biraz geç olmuş. Bilim tarihi alanında okumaya hevesli okurlarımıza bu kitabı öneriyorum.

“Gereksinim icadın anasıdır”.

Çin ABD