29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Doğum günün kutlu olsun Mintonette

Savaş Eskigülek

Savaş Eskigülek

Gazete Yazarı

MERHABA kıymetli okurlarımız…

Aslında bildiğiniz gibi cuma günleri sizlerle ‘Haberiniz Olsun’ köşesini paylaşıyorum ancak bugün özel bir gün! Belki başlıktan kolayca anlaşılmayabilir. O halde başlayayım anlatmaya…

Salonda, plajda ve karda oynanan türleri günümüzde tüm dünyada büyük ilgi gören voleybol sporu, bundan tam 127 yıl önce bugün, yani 9 Şubat 1895 yılında ilk kez ABD’de ortaya çıktı.

Bir spor eğitimcisi olan William Morgan, farklı takım sporu branşlarında birbirlerine rakip olan sporcuların oyun sırasında fiziksel temaslarının çok fazla olduğunu düşünmeye başladı. Özellikle de 1892 yılında basketbol oyununun mucidi James Naismith ile tanıştıktan sonra basketboldaki temaslı rekabetin sporcu psikolojisine etkilerini görünce daha az temas gerektiren bir oyun fikri beyninde canlandı. Daha az güç ve daha az temasla oynanacak bir müsabakanın daha fazla keyif vereceğini düşünüyordu.

Morgan, tenis, beyzbol ve hentboldan özellikler barındıran bir oyun hayal etmeye başladı. Tarihler 9 Şubat 1895’i gösterdiğinde fileyi tenisten, elle oynamayı hentboldan, oyundaki sporcuların farklı görevleri yerine getirmesini ise beyzboldan alarak iki takım halinde oynanan, oyuncuların rakiplerine neredeyse hiçbir temasının olmadığı, tempolu ve heyecanlı bir yarışma ortaya çıkarttı ve adını da Mintonette koydu.

Doğum günün kutlu olsun Mintonette - Resim: 1

MINTONETTE’NİN DOĞASINDA BARIŞ VAR

ABD’deki gelişimi sürerken, Young Men's Christian Association isimli bir dini bir organizasyon; Mintonette’nin bir temas oyunu olmaması, rakibe faul yapmanın ve işleri kurallar dışına çıkartmanın kesinlikle engellenmesi, sporun ruhunu ve sportmenliği ön plana çıkartması dolayısıyla kendi hayat görüşlerine çok uygun olduğunu keşfetti. Dünyanın her yerinde faaliyet gösteren bu birlik, üyelerinin gittiği her yere Mintonette’yi götürüp sadece 20 yıl gibi kısa bir sürede bu spor dalının dünyanın en popüler oyunlarından biri haline gelmesini sağladı. Grup üyeleri 1896 yılında oyuna “volleyball” adını verdi. İşte voleybolun doğum hikayesi böyle.

‘DÜRÜST SPORCULUK’ KURALI

Ülkemizdeki voleybolun hikayesini bir başka yazıda sizlerle paylaşacağım.

Bunca ansiklopedik bilgiden sonra kuralları ile gerçekten farklı bir spor olan voleybolun pek bilinmeyen bazı özelliklerinden bahsetmek istiyorum.

Oyun kuralları içinde en dikkat çekici özellik 20. Madde’de yazar. 20.1.1.’de “Oyuna katılanlar Resmi Voleybol Oyun Kurallarını bilmek ve onlara uymak zorundadırlar.” ifadesiyle her türlü karışıklığın önüne geçilir.

Resmi Voleybol Oyun Kurallarında ‘Dürüst Sporcu Anlayışı’ başlıklı bir kural vardır mesela. 20.2 numaralı kuralın 1. Bendi’nde “Oyuna katılanlar dürüst sporculuk (FAIR-PLAY) anlayışı içerisinde sadece hakemlere karşı değil; aynı zamanda diğer görevlilere, rakiplerine, takım arkadaşlarına ve seyircilere karşı da nazik ve saygılı davranmalıdırlar” denir. Maç seyrederken görmüşsünüzdür, sayıyı kazanan takım, fileye arkasını dönerek sevinir ve rakibine karşı tahrik edici herhangi bir hareket veya söylemde bulunmaz.

Voleybolda en büyük yetki karşılaşmanın başhakemindedir. 23. Madde’nin 2. Fıkrası’nın 3. Bendi’ndeki “Başhakem, kurallarda belirtilmemiş olan konular da dahil olmak üzere oyuna ilişkin her türlü konuda karar verme yetkisine sahiptir” ifadesiyle son nokta konmuştur.

Doğum günün kutlu olsun Mintonette - Resim: 2

RESMİ BİR TÖREN GİBİ…

Maçın başlangıcı resmi bir devlet törenini andırır. Hakem Heyeti maçın başlama saatine 30 dakika kala oyun alanına giriş yapar. 17 dakika kala file ölçülür. 16 dakika kala kura atışı yapılır ve maç kağıdına imzalar atılır. Başhakem 15 dakika kala takımlara 10 dakikalık ısınma süresini başlatır. Takımlar, 12 dakika kala maça başlayacakları pozisyon kağıtlarını teslim ederler ve 5 dakika kala artık her şey tamamlanmış olarak seremoni için hazır olunur. Maçı yönetecek başhakem ve yardımcı hakem, karşılaşmanın gözlemcisine giderek maçın başlatılması için son izni alırlar. Artık maçın başlaması için her şey tamam olur; önce hakemler, sonra servisi atacak oyuncular ve diğer takım anons edilerek maç başlar.

Bugün de voleybolun doğuş hikayesi ve ender bilinen bazı özelliklerinden ‘Haberiniz Olsun’ istedim.