Yandex
15 Kasım 2025 Cumartesi
İstanbul 16°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ekonomi-politik meşruiyet mi teslimiyet mi: Türkiye-ABD ilişkisi

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD Başkanı sarı kuğu (yellow swan) Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki görüşme tam bir siyasal ekonomi ders malzemesi oldu!

GÖRÜŞMENİN AMACI NEYDİ SAHİ?

Amaç siyasal mıydı yoksa ekonomik miydi? Elbette ekonomi-politikti! Zaten bunlar birbirinden ayrılmaz ki! Londra’da ünlü bir okul vardır ve adı şöyledir: The London School of Economics and Political Sciences. Bakmayın siz kısaca LSE dendiğine, açılımında ‘siyasal bilimler’ de var bitişik olarak! Bu okulun mottosu (ana savsözü) ise şöyle: ‘şeylerin nedenini bilmek’. Okulun kuruluş amacı da ‘toplumun daha iyi hale getirilmesi’.

Bizde de nedense bu ekonomi ve politikayı ayrı ayrı ele almak pek yaygındır. Bu birlikteliği ele alırken hem stratejik hem de taktik yaklaşımlara dayandırmak gerektiği açıktır.

Ekonomi-politik meşruiyet mi teslimiyet mi: Türkiye-ABD ilişkisi - Resim : 1

SİYASAL MEŞRUİYET İÇİN SİYASAL TESLİMİYET

Dünyada sağ iktidarlar meşruiyeti genelde tekelci kapitalizmin merkezlerinde ararlar. Bu merkezler de hegemonik siyasal, ekonomik ve kültürel ilişkiler bağlamında patronaj yaptıkları ve/veya yaptıklarını sandıkları çevre ülkelerine bu gözle bakarlar. Sarı kuğu Trump’ın ABD’nin Ankara Büyükelçisi Barrack aracılığıyla dile getirdiği ‘meşruiyet’ meselesi bu biçimde anlaşılabilir. Bu meşruiyet kavramını Türkçe açısından anlamsal olarak biraz didiklesek mi acep? Meşru kavramını ‘yasaların, gelenek ve göreneklerin, kamu vicdanının doğru ve haklı bulduğu; kabul edilmiş kurallara uygun olma durumu’ olarak anlarsak, meşruiyeti de meşru olma durumu olarak tanımlarsak sorun biraz aydınlanmış olur sanırım. Şimdi can alıcı sorular: Kimin eşdeyişle hangi sosyo-ekonomik sınıf(lar)ın koyduğu yasalar? Hangi toplumsal evrenin gelenek ve görenekleri? Hangi bilinçle aydınlanmış/yıkanmış kamu vicdanı (cüzdanı?) tarafından hangi ölçütlere göre doğru (yanlış) ve haklı (haksız) bulunan? Kim(ler)in nasıl, ne için, ne zaman, nerede ve kim(ler) için kabul ettiği kurallar?

Örneğin ABD’nin yazıp elimize tutuşturduğu ve yasalaştırdığımız Petrol Yasası’nı yurtseverlik açısından bağdaştırmak olanaklı mı? Muhafazakarların NATO’ya bağlılık geleneği hangi toplumsal evrenin geleneği? Yolsuzluk endeksindeki yerimizin kamu vicdanını rahatsız etme(me) durumunun ait olduğu kamu vicdanı tipi nedir? Tom Barrack’ın ‘otoriter demokrasi gibi’ olarak tanımladığı ülkemiz dizgesindeki emekliler ve kamu emekçileri aleyhine koyduğu çıkar bozucu kurallar kim için? Bu resmi genişletmek olanaklı, ama zaten okurlarımızın hep içinde yaşadığı gerçekler! Yeter ki, soruna sınıfsal temelde yurtseverlik açısından bakılsın, kolayca çözümlemek olanaklı!

Emperyalist ABD’nin çevre ülkeler olarak gördüğü ülkelerdeki iktidarlara meşruiyet hakkı desteği verirken onlardan da teslimiyet istediği bir gerçektir. Bu hem siyasal teslimiyet hem de ekonomik teslimiyettir. Siyasal teslimiyet derken, bu Kıbrıs sorunu, Suriye sorunu, İsrail sorunu gibi birçok parçadan oluşan bir puzzle (yap-boz) niteliğinde bütünsel teslimiyettir. Zaten günümüzü yeni Ortaçağ olarak tanımlarsak burada bir derebeyliksel ilişkiden söz edebiliriz. Bu tür bir ilişkide beylerbeyi ona tabi olduğunu düşündüğü beyliğin beyine ‘bana tabi ol, biat et, gereklerini yap; beyliğinin içinde de ne istersen yap’ der! Bu derebeyliğin raconudur icabında! Barrack’ın sözlerini böyle yorumlasak mı yoksa sarımsaklasak da saklasak mı? Cem Karaca’nın ‘Rap Rap’ şarkısını bilir misiniz? Mutlaka dinleyiniz: (https://www.youtube.com/ watch?v=3DgfKdnUBkA)

Cem Karaca’nın bu şarkısını hem avukat hem de kaptan olan Sn. Cahit İstikbal çok güzel yorumlamış, bir şarkı bu kadar mı ayrıntılı ve güzel yorumlanır? Şöyle diyor İstikbal:

“Şarkının sonundaki “Şarkıyı burda yasaklasak da mı saklasak, oh George / Şarkıyı yoksa yasaklamasak da mı saklasak, oh George’ dizeleri, Evren döneminin yarattığı sansür paranoyasını ve sanatçının ifade özgürlüğü üzerindeki baskıyı yansıtır. Sanatçılar neyin yasak olduğunu bilemez hale gelmiştir. Bu belirsizlik ortamında herkes kendini sansürler. ‘Oh George’ ifadesi, dönemin uluslararası bağlamına, belki George Bush dönemine ve Türkiye'nin Körfez Savaşı'ndaki pozisyonuna, dolayısıyla dış güçlerin iç politikaya etkisine işaret eder.” (Yazının tümü için bkz. https://www.denizhaber. com/yazarlar/cahit-istikbal/cem-karacanin-raptiye-rap-rap-sarkisi-bir-toplumsal-kaos-manifestosu/124636)

EKONOMİK MEŞRUİYET İÇİN EKONOMİK TESLİMİYET

Anılan görüşmede gündeme gelmese de Demokles’in Kılıcı da vardır. Ne demişti Trump ünlü mektubunda: “Rahip Brunson meselesinde bunun küçük bir örneğini gösterdim, Türkiye ekonomisini mahvetmenin sorumluluğunu üstlenmek istemiyorum, bunu yapacağım….Aptal olma!” Anımsamıyorum ama, Dışişleri Bakanlığımız aracılığıyla bir nota verilmiştir sanırım! Brunson’u da salmadık zaten! Ne o inanmadınız mı? Buna bazen disinformation (yanıltıcı bilgi), bazen de misinformation (yanlış bilgi) deniyor.

Gelelim görüşmede gündeme gelen ekonomik teslimiyet için istenen kalemlere:

- Boeing maddesi

Görüşmenin yapıldığı salonda sehpanın üzerinde bir Boeing uçak maketi vardı! Ayrıntısıyla anlatırsak, THY için 2029-2034 döneminde 50’si kesin, 25’i opsiyonlu B780-10 VE B7879 Boeing uçak alınması anlaşması! Boeing CEO’su S. Pope gurur duyduğunu söylemiş! THY Genel Müdürü Bilal Ekşi de böylece uçak sayısı açısından 800 uçakla dünyanın en büyük beş havayolundan biri olacaklarını belirtmiş. Acaba onu ilgilendiren sadece bu mu olmalı? Mesela Boeing ile savunma sanayi işbirliği de var mı? Örnekse JDAM güdüm kitleri gibi mühimmat paketleri? Siyasal ilişkiler gerginleştikçe Boeing’den alışveriş mi yapılıyor acep? Bu Boeing pek de matah bir şirket değil, uçak satmak için lobi yapıp rüşvet vermek, İsrail’e ABD’nin izniyle Filistin katliamında (F151A savaş uçaklarıyla, JDAM kitleri, GBU-39 gibi hassas bombalarla) destek veren 15 şirketten biri olmak, düşen 737 Max’lar ile ilgili Federal ve kişisel davalara muhatap olma vs. kara kalemleri çoook! Boeing ile ilişkimiz II. Dünya Savaşı’ndan sonra başlamış ama esas yakınlaşma 2003’ten sonra AKP döneminde: 15 uçak (2012), 70 uçak (2013), 15 uçak (2014), 30 uçak (2018)… Acaba Boeing şirketi için ‘key customer (kilit müşteri)’ olmuş muyuzdur? Haa, görüşmede Trump’ın yakasında da F-35 rozeti vardı. Barrack demiş ki: “Türkiye en büyük alıcı, Lockheed’i ayakta tutuyor!” Oh maşallah! Sevaptır sevap!

- Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (LGN) maddesi

20 yıl boyunca yaklaşık 70 milyar metreküp doğal gaz eşdeğeri ABD kaynaklı LNG tedariki yapılacak. Yıllık doğal gaz tüketimimiz olan 53 milyar metreküpün yarısını böylece Batı’ya bağladık! Hesaba ABD’li Exxon Mobil, ABD’li Cheniere, İngiliz-Hollandalı Shell, İtalyan ENI, İngiliz BP anlaşmalarını da katarsak! Hey, LNG yüzde 25 daha pahalı bir gaz! ABD kendi LNG’sini Avrupa’ya dayatıp Rusya’dan ucuz enerji alımını keserek Avrupa’yı stagnasyona (durağanlık) hatta stagflasyona (enflasyonlu durağanlık) sokmadı mı? Ders almak önemlidir!

- ABD’ye vergi kolaylıkları

Türkiye birçok üründe ek vergileri kaldırararak pazarı ABD’ye açtı!

- Nükleer enerji maddesi

Küçük Modüler Reaktör (SMR) geliştirme anlaşması imzalandı!

- Nadir toprak elementleri

Neodimyum, İtriyum, Skandium, Toryum, Barit gibi nadir elementlerin olduğu Beylikova (Eskişehir) kaynaklarının ABD’ye sunumu konusu da masadaydı.

Bu konuda sonuç hakkında net bilgi edinemedik.

SONSÖZ

Halk demokrasilerinde meşruiyetin kaynağı halktır. Sınıflı toplumlarda sağ iktidarlar meşruiyeti tekelci kapitalist merkezlerde arar. Bu merkezlerdeki yeni Ortaçağ beylerbeyi de derebeylik ilişkilerinde ister, alır ve karşılığında da egemenlik bağlayıcı ilişkiler getiren mal ve hizmetler verir! Bu tür meşruiyet aslında teslimiyetin ta kendisidir. Kapanışı Mustafa Kemal Paşa’nın 1922 yılında, 6 Mart günü yaptığı bir konuşmada söylediği sözlerden yapalım: “Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklâl vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.”

Türkiye ABD