Ekonomik gidişat

Eşimin arkadaşı gemi brokerliği yapıyor. Mesleğinde çok eski, tecrübeli bir broker. Gemi brokerliği meslek olarak gemilere yük bulan kimselere verilen isim. Yıllardan bu yana aynı şirket için çalışıyor. Bu şirketin 2 tane kuru yük gemisi var. Bu gemiler Akdeniz ve Karadeniz içi kuru yük taşıyan gemiler. Gönül Hanım her eşimi ziyaretinde beş dakika onunla işlerinin nasıl gittiği konusunda sohbet ederiz. Önceki yıllarda konuştuğumuzda zaman zaman işlerin azaldığından bahsederdi. Genel ticaretin akışını onun yorumundan anlamak gayet rahat olur. Son derece objektif olarak durumu aktarır.

Bu kez işlerin vahim olduğunu, Akdeniz’de nerdeyse ticaretin durduğunu söyledi. Avrupa ülkeleri ne mal alıyor ne de mal satıyor, bütün gün oturuyoruz, iş güç yok diye yorum yaptı. Ben ilk kez Gönül hanımın bu kadar karamsar olduğunu gördüm. İşi ile ilgili öyle sıkıntılı idi ki, “Artık işi bile bırakmayı düşünüyorum” dedi.

ZEYBEKÇİ’NİN KENDİ PARTİSİNİN POLİTİKALARINA ELEŞTİRİLERİ

Geçtiğimiz hafta AK Parti Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Nihat Zeybekçi kendi partisinin uyguladığı ekonomi politikalarını ağır bir dille eleştirdi. Zeybekçi’yi iş hayatından tanıyorum Denizli’li bir sanayici. Ben EGS Bank Ortaklardan Sorumlu Krediler Müdürlüğü yaparken Denizli seyahatimde kendisi ile tanışma fırsatı bulmuştum. Denizli’de ihracat yapan bir tekstil işletmesinin sahibi idi. Zeybekçi Denizli’de tanınan iyi bir sanayici idi. EGS grubunun da ortaklarındandı. Bunun için kendisine nezaket ziyaretinde bulunmuştum. Denizli’nin tanınırlığı ve repütasyonu yüksek sanayicilerindendi. İş hayatını gayet iyi biliyor ve başarılı işler yapıyordu.

Bu hikâyeyi şunun için anlattım, eğer Zeybekçi kendi partisinin ekonomik uygulamaları için ağır eleştirel konuşuyorsa burada ciddi sorun var demektir. İş hayatının içinden gelen bir insan çok zor ağır eleştiri yapar. Hem de eleştirdiği kendi partisinin bakanı ise.

Sayın Mehmet Şimşek’in verdiği yanıtı aktarmak dahi istemiyorum. Son derece basit ve seviyesiz bir yanıt verdi.

Dünyada çok ciddi bir ekonomik sorun var. Bu sorunun üstüne Trump sonrası gümrük vergileri uygulamaları nedeniyle başlayan ticari ve siyasi istikrarsızlıklar eklenince biz de bu olumsuzluklardan ister istemez etkileniyoruz. Ekonomimiz ağırlıklı şekilde Avrupa ihracatına bağımlı. Avrupa’nın aksırması bizi hasta ediyor. Bugün Avrupa kendi deyimleri ile “hasta adam” yani bizim durumumuz da iyi değil.

İŞSİZLİK ORANI GERÇEKÇİ DEĞİL

Son açıklanan işsizlik verileri işsizliğin yüzde 7,9 oranına gerilediğini söylüyor. Bana bu oran hiç gerçekçi gelmedi. İşsizlik verilerini tahlil etmek çok güç. Belki açılan Suriye sınırı nedeniyle geri dönen mülteciler işsizlik oranını düşürdü diye düşünüyorum. Ancak, genel olarak bu kadar iflas ve konkordato artışı ile iktidarın içinden yükselen nerdeyse isyan şeklindeki ekonomik eleştiriler hayra alamet olmayan gelişmelerin ayak sesleri.

Evet dünyada bu kadar olumsuz ekonomik ve siyasi gelişmelerin yanına bir de bizde uygulanan “kemer sıkma” politikaları eklenince vahamet bizim için bir üst boyuta tırmanıyor.

Mehmet Şimşek tarafından uygulanan enflasyonu düşürme ve fiyat istikrarı politikaları Türkiye’yi ciddi olarak sorunların içinden çıkılamayacak duruma doğru sürüklüyor. Ama ihracatı destekliyoruz yanıtı ise artık doğru yanıt olmadığı çok açık.