A+
A-
Emperyalizmin zorladığı kapının bekçileri Türkiye ve İran
Yayınlanma:
Bağlantıyı Kopyala
HER yıl 18 Nisan'da kutlanan İran İslam Cumhuriyet Ordusu Günü İran’ın önemli bir ulusal bayramı. “Vatan savunmasında halkın gücünün ve birliğinin bir simgesi” olarak görülür. Vatandaşlar ile askerler arasındaki bağların güçlendirilmesi hedeflenir.
1979 yılında İslam Devrimi'nin ardından ilan edilmiş ve resmi bir kutlamaya dönüştürülmüş. Daha önce 18 Nisan 1921'de İran Ordusu’nun “modernizasyonu ve güçlendirilmesinin” başladığı gün olarak kutlanıyordu.
Ankara’da İran Büyükelçiliğinin davetine katıldık. Çok kalabalıktı. Şu dönemde anlamlı. Ankara’da diplomatik davetlerin bir dili vardır.
Türkiye, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Kemal Yeni başkanlığında çok üst düzey bir heyetle temsil edildi.
İYİ ÇİFTÇİ İYİ ASKER YETİŞTİREN MİLLETLER
Bizim bölgemiz pek değerlidir. Özel bir konumdadır.
Yükselen Asya’nın kapısını tutuyoruz. Ne zaman emperyalizm darda kalsa bu kapıyı gelir zorlar.
Bir devletin silahlı kuvvetleri, varlığının biricik savunucu gücüdür.
Atatürk 1923’te “Memleketimiz şu iki şeyin memleketidir” demişti:
- “Biri çiftçi diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve asker yetiştiren bir milletiz. İyi çiftçi yetiştirdik, çünkü topraklarımız çoktur. İyi asker yetiştirdik, çünkü o topraklara kasteden düşmanlar fazladır... bundan sonra da daha iyi çiftçi ve asker olacağız.
Lakin bundan sonra asker oluşumuz artık eskisi gibi başkalarının hırsı, şanı, şöhreti ve keyfi için değil; yalnız ve yalnız bu aziz topraklarımızı korumak içindir”…
Vatan Partisi yöneticileri de resepsiyona katıldı ve Büyükelçi Habibullahzade ile sohbet etti. Parti heyetinde; Genel Sekreter Özgür Bursalı, Genel Başkan Yardımcısı Hasan Korkmazcan, Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Hacer Şule Perinçek, Merkez Karar Kurulu Üyesi Mustafa Berke Berkil yer aldı
YALNIZCA SİLAHLA TESLİM ALAMIYORLAR
Bizim bölgemizde emperyalizm bu kahraman halkları ve ordularını yalnızca silahla teslim alamıyor…
18 Nisan 1980 Cuma namazı sonrasında Humeyni bir konuşma yapmıştı:
- “Ekonomik yaptırımlardan ya da askeri müdahaleden korkmuyoruz. Bizim korktuğumuz Batı üniversiteleri ve gençlerimizin Batı ya da Doğu çıkarları doğrultusunda yetiştirilmesidir.”
Şu zor günlerde emperyalizm can havliyle elindeki bütün silahları kuşanmış üzerimize üzerimize geliyor.
Her türlü saldırıya hazırlıklıyız.
CUMHURİYET’İN İLK YILLARINDAN BU YANA DOSTLUK
Sayın Genel Kurmay İkinci Başkanımızın vurguladığı gibi, Türkiye ile İran arasındaki dostluk Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana bölgesel işbirliği temelinde gelişti.
Kader kardeşimiz.
Namlunun ucundayız.
İki ülkenin atacağı her adım, söyle-
yeceği her söz hele şu günlerde o kadar önemli ki…
Büyük sorumluluk.
Yalnız kendi ülkelerimiz için değil, bölgemiz için değil… Yükselen Asya ülke-lerinin geleceği için!
İMAN DOLU GÖĞSÜMÜZ SİPER
Varsın gelsinler.
Geleceklerse görecekleri de var. Garbın âfakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Bizim iman dolu göğsümüz gibi ser-haddimiz var!
Korkmuyoruz.
Bütün silahlarını kuşansa gelse de emperyalizm böyle bir imanı ve birlikteliği boğamaz.
İran İslam Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Muhammed Hassan Habibullahzade ve İran'ın Ankara Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Pilot Albay Turay Zeyneddin konuşmalarında şu vurguları yaptılar:
İran'ın Ankara Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Pilot Albay Turay Zeyneddin:
İRAN VE TÜRKİYE ORDULARI BÖLGENİN EN GÜÇLÜ ORDULARIDIR
- İran İslam Cumhuriyeti Ordusu, ağır yaptırımlara rağmen savunma diplomasisini güçlendirmenin yanı sıra, yüzlerce tatbikat yapmış, insansız hava araçları, füzeler, uydular, muhripler, tanklar ve hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere binlerce savunma ihtiyacını tasarlayıp üretmiş, kara, hava ve deniz olmak üze-re sahip olduğu uzun sınırlarını güvence altına almış, okyanuslarda varlık göstermiştir ve ayrıca sel, deprem ve salgın hastalıklarda fedakarlıklarda bulunarak onlarca insani projeye imza atmıştır.
- Bugün, İran Ordusu sadece bölgenin değil, dünyanın da en hazırlıklı ve kendine yetebilen ordularından biridir.
- İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti, savunma ve askeri alanda siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda olduğu gibi ikili iyi ilişkilere sahip olmanın yanı sıra, İran ve Türkiye silahlı kuvvetleri de tehditler konusunda ortak bir anlayışla, bölge istikrarını ve ortak sınırların güvenliğini sağlamada gerekli işbirliğine sahiptir.
- Bu işbirliği sonucunda iki ülke arasındaki ortak sınırlar, uzun yıllar boyunca barış, istikrar ve dostluk sınırı olmuştur.
EN GÜVENİLİR KOMŞULARIMIZ OLARAK GÖRÜYORUZ
- Biz, Türkiye'yi ve Türkiye ordusunu en güvenilir komşularımızdan biri olarak görüyoruz. Biz, en zor zamanlarda birbirine destek olan, sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşan, ortak idealleri en güçlü şekilde içselleştirmiş iki ülkeyiz. Maruz kaldığımız doğal afetler ve büyük hadiseler karşısında bu iki ülkenin birbirine yardıma koştuğu herkes tarafından bilinmektedir.
- Çok yüksek muharebe gücüne ve gelişmiş yerli savunma sanayisine sahip bölgenin en güçlü orduları olan İran ve Türkiye orduları, son yıllarda giderek gelişmekte olan ilişkilerini daha kapsamlı işbirlikleri ile mevcut seviyeden daha ileri taşıyarak güçlendirme konusunda azimli ve kararlıdırlar.
BÜYÜKELÇİ MUHAMMED HASSAN HABİBULLAHZADE:
ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRECEĞİZ
- Dost, kardeş ve komşu iki ülke olan İran ve Türkiye, bu önemli coğrafyada yüzyıllardır bir arada yaşamak suretiyle, ortak kapasitelerine dayanarak, işbirliği ve sinerji ve birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılıklı olarak karşılama noktasında başarılı bir model olabileceklerini anlamışlardır.
- İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler son yıllarda yükseliş trendi göstererek, belirlenen hedeflere doğru istikrarlı bir şekilde ilerlemiştir.
- İran ve Türkiye, çok yönlü işbirliğini güçlendirme ve geliştirme yönündeki çabalarını kararlılıkla ve net bir vizyonla sürdürmektedir.
Halklar arası etkileşimler ve turizm de komşuluk bağlarımızı ve kültürel yakınlıklarımızı sürekli olarak genişletmekte ve derinleştirmektedir.
KATMA DEĞER YARATABİLİRİZ
- İran İslam Cumhuriyeti, komşu ülkelerin birbirleri için önemli bir katma değer yaratabileceğine inanmaktadır.
- Ayrıca, tüm özgürlüksever ve vicdan sahibi insanların kalplerinin Filistin ve Gazze'de yaşanan soykırım tra-jedisi nedeniyle kederli ve üzgün olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla, herhangi bir platformda, çocuk katili Si-yonist rejime karşı dayanışmanın, kararlı bir tutum sergilemenin ve direnişin gerekliliğine değinmeden söz etmek ve bu trajediyi görmezden gelmek düşünülemez.
KİTLE İMHA SİLAHLARINA KARŞIYIZ
- İran İslam Cumhuriyeti her zaman barış, dostluk ve barış içinde bir arada yaşama arayışında olmuş, sahip olduğu kadim, zengin kültürü ve medeni-yetine dayanarak, milletler arasında diyalog, anlayış ve karşılıklı anlayışa sürekli ilham vermiştir.
- İran İslam Cumhuriyeti, kurbanlarının acılarını ve ızdıraplarını yakından yaşamış ve derinden idrak eden bir ülke olarak, kitle imha silahlarının her türlüsüne kesin olarak karşıdır.
- Bu yaklaşımla, İran İslam Cumhuriyeti, belirsizliklerin ve kaygıların giderilmesi, tek taraflı ve insanlık dışı yaptırımların kaldırılması amacıyla, her türlü müzakereye ve diyaloğa hazır olduğunu her zaman dile getirmiş ve bunu memnuniyetle karşılamıştır.
