Yandex
21 Haziran 2025 Cumartesi
İstanbul 26°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Estetik ve güzellik baskısı

Selenga Artar Yağcı

Selenga Artar Yağcı

Gazete Yazarı

A+ A-

Kadınlığın ne olduğuyla ilgili felsefi tartışmalar insanlık tarihi kadar eskiye dayanıyor. Modern çağda bu tartışmaların sonucu çoğu zaman aynı yere çıkıyor: “Güzel olmak…”

Peki, kim için, neye göre, hangi bedelle?.. Bu sorulara aranan cevaplar günümüzde çok ciddi ve büyük bir endüstrinin gelişmesine sebep oluyor.

Reklam panolarındaki kusursuz ciltler, sosyal medyada filtrelenmiş yüzler, televizyon ekranlarında sürekli aynı kalıplar. İnce beden, pürüzsüz ten, uzun kirpikler, biçimli dudaklar… Bu görüntüler, kadınlara sadece nasıl görünmeleri gerektiğini söylemiyor; aynı zamanda nasıl hissetmeleri, nasıl yaşamaları ve nasıl var olmaları gerektiğini dayatıyor.

ZİHİNLERE KAZINAN EMİRLER

Her yıl milyarlarca dolarlık büyüklüğe ulaşan güzellik ve estetik endüstrisi, kadınların bedenlerinden ve özgüvenlerinden besleniyor. “Daha genç görün”, “kırışıklarını gizle”, “fazlalıklarından kurtul…” Bunlar reklam sloganı olmaktan öte, birer emir gibi zihinlere kazınıyor.

Küresel estetik endüstrisinin tüm o abartılı ürünleri ve teknikleri, görünüşleri aynılaştıran sözde hizmetleri insanlara kendilerini yetersiz ve çirkin hissettirdikleri için değerleniyorlar.

Kadınların kendini yeterli görmesi, çoğu zaman kendi bedenini sevmekle değil, başkalarının onayını almakla ölçülüyor. Oysaki özgüvenin kaynağı başkalarının bakışından çok insanın kendiyle kurduğu bağdan beslenmelidir.

KIZ ÇOCUKLARINA KADAR İNEN BASKI

Estetik baskısının sadece dış görünüşle sınırlı olduğunu düşünmek yanıltıcı olur. Bu baskı, kadınların iş hayatındaki varlığını, ilişkilerdeki özgüvenini doğrudan etkiliyor. Yapılan araştırmalar, kadınların bedenlerinden duydukları memnuniyetsizlikle depresyon, kaygı bozukluğu, yeme bozuklukları arasında güçlü bağlar olduğunu gösteriyor. Üstelik bu baskının, günümüzde ergenlik çağındaki kız çocuklarına kadar indiği görülüyor.

Güzel hissetmek, beğenilmek duyguları çok doğal ve normaldir ama bu “güzel”e kim karar vermektedir? Estetik endüstrisi, kadınlar üzerinden milyar dolarlar kazanırken, gerçekçi olmayan ve sürekli değişen idealler yüzünden kadınlar bedenlerine yabancılaşmaktadır.

Estetik yaptıranların estetik yaptırdıkları için, yaptırmayanların estetik görünmedikleri için zorbalığa uğradıkları bir kadere, ne yaparsak yapalım bedenimiz üzerinde söz sahibi olmaya çalışan bu sisteme razı olmak doğru mudur?

Bu kaderi değiştirmek zor da olsa mümkün. İlk adım, baskıyı fark etmek ve sorgulamakla başlayabilir.

İnsanlar varoluşlarını sadece görünüşleri üzerinden inşa etmek yerine hayatlarının merkezine daha başka, anlamlı değerler koymaya çalışabilirler. İçimizde neyi karanlıkta bıraktık ya da bıraktırdılar ki dışarıyı bu kadar parlatma ihtiyacı duyuyoruz diye sorgulayabilirler.

GÜZELLİK KALIBA SIĞMAZ

Kadın, güzelliğini, değerini ve yeterliliğini sadece aynadaki yansımayla tanımlamamalı, kendini nasıl hissettiğiyle, neleri başardığıyla tanımlamalı. Güzellik çeşitlidir, yaş alır, şekil değiştirir, tek bir kalıba sığdırılamaz.

Bedenimiz bir vitrin değil, yaşamla kurduğumuz bağın taşıyıcısıdır. Kendimize şefkat gösterdiğimizde, kızımıza, arkadaşımıza, kardeşimize de bu sevgiyi aşılarız ve miras bırakırız. Estetik baskıya karşı çıkmak, kadınların gerçek potansiyeline alan açmaktır. Güzellik bir seçenek olabilir ama zorunluluk olmamalıdır.

Çünkü kadınlar sadece “güzel” değildirler. Zekidirler, çalışkandırlar, yaratıcıdırlar, yeterlidirler. Ve en önemlisi, oldukları halleriyle değerlidirler.

Estetik
Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları
Eyyam yüklü bulutlar 01 Haziran 2025
17 kadın 04 Mayıs 2025