23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Faşizm önce kitapları yakar

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

Batılılar, Mushaf-ı Şerif yakma eyleminin ciddiyetini anlamamakta ısrarcılar. En aklı başında olanları bile “yanlış bir şey ama, sonuçta ifade özgürlüğüdür” demekten ileri gidemiyor. Avrupa’nın en anti-faşist, en demokrat kesimlerinden bile küçücük bir kınama olsun duyulmuyor!

Oysa bu eylem, Avrupalıları da en az Müslümanlar kadar dehşete sürüklemeliydi. Çünkü yakın geçmişte Avrupa’nın göbeğinde başlayıp 80 milyon insanın yaşamına mal olan felaket de kitapların yakılması ile başlamıştı.

ÖNCE KİTAPLAR SONRA İNSANLAR

1933 yılının Nisan ayında, Nazi Öğrenci Birliği “Alman olmayan kitapların yakılması” çağrısı yaptı. Aralarında Mann, Benjamin, Freud, Brecht, Einstein, Musil, Seghers gibi isimlerin de bulunduğu “yeterince Alman olmayan” yüzlerce yazardan oluşan “imha listeleri” düzenlendi. Dostoyevski, Hemingway, London, Sinclair gibi pek çok yabancı yazarın kitapları da “Alman ruhuna düşman” oldukları gerekçesi ise yakılacaklar listesine alındı. Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat da listenin baş köşesindeydi.

Kitap yakma eylemleri, Almanya genelinde bir tür Pagan ayinine dönüştürüldü. Kütüphanelerden toplanan kitaplar şehir meydanlarına yığıldı, marşlar ve nutuklar eşliğinde büyük ateşler yakıldı. Bu “şölenler” Alman radyosundan canlı yayınladı.

1933’te kitapları yakarak işe koyulan Naziler, çok değil, sadece sekiz yıl sonra, artık insanları yakıyorlardı. 1940’lara gelindiğinde, özel olarak tasarlanmış gaz odaları, komünistleri, Romanları ve Yahudileri öldürüyor, katliamın verimini artırmak için gece gündüz çalışan fırınlardan şehirlerin üzerine insan külü yağıyordu.

Avrupalıların bu basit bilgiye, her şeyin kitapları yakarak başladığı gerçeğine sırtlarını dönmeleri ne kadar vahim! Üstelik, Mushaf-ı Şerif’i yakan alçak, tam da bu katillerin siyasi çizgisinden geliyor. Avrupa’da faşizm, son derece tehlikeli bir şekilde yükseliyor. Türkiye düşmanlığı ile gözü bağlanmış olan siyasetçiler ise, düşünce özgürlüğü masalları ile kendi halklarını kandırıyor.

İDEOLOJİK TERCİH

Batılıların belki de en büyük başarısı, kibir ve ırkçılığı “medeniyet” kılıfında pazarlayabilmeleri. Batı’nın düşünce özgürlüğü diskuru, aldatmacalarla dolu bir gölge oyununu andırıyor. İstanbul’da eşcinsel yürüyüşü yapılmamasını bile kınayan ABD, Müslümanlara yönelik faşist eylemi kınamayı reddediyor, “saygısızca ama yasal” diyerek geçiştiriyor.

Amerika’nın kınamamak için bulduğu gerekçe gerçekten evlere şenlik. Terör hükümlüleri Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın hapiste olmaları da yasal ama, Amerikalılar bu kararlara hiç de saygı duymuyor. Yasa, İsveç’e ait olursa saygıyı hak ediyor, Müslümanların, Türklerin kanunları ise kanundan sayılmıyor!

Müslümanlara hakareti özgürlük sayan Avrupa’da bugün en az beş ülkede “Ermeni soykırımı yoktur” demek suç olarak kabul ediliyor, bunu söyleyenler hapse atılıyor. Düşünce özgürlüğü denilen şeyin sadece Batılı beyaz adam için geçerli bir lüks olduğu anlaşılıyor.

Mushaf’ın yakılması ne bize ne de İslam’a zarar verir, lanetleyip geçeriz. Ancak müsamaha gösterilen faşizm, her an Batı’yı yiyip bitirecek bir canavara dönüşebilir.

KİTAP ÖNERİSİ

Ahmet Yıldız’ın “Edebiyatta Doğu’ya Dönmek” kitabı, edebiyatta yerlilik üzerine makalelerden oluşuyor. Türkçe edebiyat/Türk edebiyatı tartışmalarının yeniden başladığı bir dönemde okunması zihin açıcı olabilir. 2020 tarihli kitap, Boyalıkuş Yayınları tarafından basılmış.