Gençlere güvenelim
Bu yazıyı yazarken, henüz Trabzonspor’un Avrupa Gençler Ligi’ndeki finali oynanmamıştı. Finale kadar gelen bu gençleri övmek, özel bir yere koymak ve geleceklerine yatırım yapmak için illaki kupayı almaları gerekmiyor. Hepsi özel olduğunu kanıtladı. Eğer bu Trabzonsporlu gençler, dün akşam kupayı aldıysa, FIFA 20 Yaş Kıtalararası Final karşılaşması için bu yılın Güney Amerika Gençlik Ligi ve geçtiğimiz senenin Kıtalararası Şampiyonu Flamengo ile karşılaşmaya da hak kazandılar.
Çeyrek finalde ve yarı finalde gördüğüm tek eksikleri, golden sonra forma çıkarma alışkanlıkları. Bu gençleri sahiplenmeyi, önce bu disiplinsiz davranışlarından vazgeçirerek başlamalıyız. Çeyrek finalde attığı golden sonra formasını çıkardığı için Ekrem Terzi yarı final karşılaşmasında Trabzonspor’u eksik bıraktı. Boran Başkan da yarı finalde attığı golden sonra formasını çıkardı. Finalde de kart gördüyse; belki Kıtalararası Finalinde forma giyemeyecek.
Gençler kendini kanıtladı. Sıra artık büyüklerde. Genç yetenekleri harcamada üzerimize yok. Fatih Terim’in başında olduğu 1991 Akdeniz Oyunları’nda ev sahibi Yunanistan’ın ardından ikinci olan ve 1993’te de Fransa’daki Akdeniz Oyunları’nda yarıfinalde efsanevi bir kadroya sahip Fransa’yı eleyip Şampiyon olan Olimpik Milli Takımımızı harcamadık, bu kadrodaki oyuncuların A Milli Takım’a kadar yükselmesini takip ettik. O takıma sahip çıkıldı, 9-10 yıl içinde; Galatasaray UEFA Kupası’nı ve Milli Takımımız da Dünya Kupası Üçüncülüğünü kazandı. Trabzonspor’un tamamı Türk oyuncularla kazandığı bu başarısı; bu gençlere sahip çıkılırsa hem kulüp hem Milli Takım düzeyinde benzer başarıların müjdecisidir.
ULUSAL KANAL’DA VOLEYBOL ŞÖLENİ
Yine, dün Ulusal Kanal’da yayınlanan Zehra Güneş, Cansu Özbay, Xinyua Yuan ve Banu Can’ın konuk olduğu söyleşileri izleyemeden bu yazıyı yazıyorum. Ama; eminim, Savaş Eskigülek’İn emekleri ile ortaya çıkan bu söyleşiler çok başarılı oldu. Zehra ve Cansu Genç Milli Takım’dayken kendilerini gösterdiler. 2015’teki U18 Dünya Şampiyonası’nda Zehra en başarılı 2 orta oyuncudan biriydi. 2018’deki Milletler Ligi başlarken Guidetti, bir sürpriz yaptı ve bu genç oyuncuları Nebraska’ya götürdü. Milletler Ligi ilk etabında İtalya’yı 3-0 ABD’yi evinde 3-2 ve Polonya’yı 3-0 yenmiştik. Ben de “Guidetti Farkı” başlıklı yazımı yazmıştım. Gençleri aldı ve oynattı. Sonra, o gençler katıldıkları her turnuvada oynadıkları mevkinin en iyi beş oyuncusundan biri olarak kaldılar. 2015’te U23 Dünya Şampiyonası’nda Hande Baladın, Kübra Akman, Çağla Akın, Gizem Örge istatistikleri ile mevkilerinin en iyileri arasına girdiler. 2017’deki U23 Dünya Şampiyonası’nda Hande Baladın MVP seçildi. Bu yıllarda gençlere güvenmenin ödülünü 2023’te tüm şampiyonlukları kazanarak aldık. Geçtiğimiz hafta, 30 kişilik Milli Takım kadrosu açıklandı. Eda Erdem, Tuğba Şenoğlu ya da Neriman Özsoy’un bu kadroda olmamasını artık önemsemiyorum. 2024 U20 Avrupa Şampiyonası’nın en iyi pasörü Dilay Özdemir ve 2020 U17 Avrupa Şampiyonası’nın en iyi smaçörü Ege Melisa Bükmen kadroda. Bu 2 oyuncuyu görünce Guidetti’nin cesaretini hissettim. Peki, 30 kişilik geniş kadroda 2024 U20 Avrupa Şampiyonası’nın en iyi smaçörü Liza Safranova, 2024 U20 Avrupa Şampiyonası’nın ve 2023 U19 Dünya Şampiyonası’nın en iyi pasör çaprazı Beren Yeşilırmak, 2023 U19 Dünya Şampiyonası’nın ve 2023 U17 Avrupa Şampiyonası’nın en iyi ortası Begüm Kaçmaz, 2023 U17 Avrupa Şampiyonası’nın en iyi liberosu Ece Esepaşa, 2022 U21 Avrupa Şampiyonası’nın MVP’si İpay Özar Kurt ve 2022 U21 Avrupa Şampiyonası’nın en iyi liberosu Gülce Güçtekin olamaz mıydı? Geniş kadro 30 değil de 40 kişi yapılamaz mıydı? Katıldıkları altyaş turnuvalarında en iyiler arasına girerek kendini kanıtlayan bu gençleri hiçbir zaman unutmamalıyız. Gençlere güvenmenin sonu hep başarı olur.
BUZ HOKEYİNDE ÇIKAMADIK AMA UMUTLANDIK
Buz hokeyinde Erkek A Milli Takımımız 3A Ligi karşılaşmalarını İstanbul’da oynadı. Son maçımızda Kırgızistan’ı yensek, geçtiğimiz sene düştüğümüz 2B Ligi’ne çıkacaktık. Beceremedik, ama ben millilerin oyunundan memnunum. Gençleşen kadromuz geleceğe ümit verdi. Karşılaşmaları TRT Spor Yıldız’dan izledik. Karşılaşmaları sunan Fırat Irmak’ı da beğendim. Az bilinen oyunun kurallarını sık sık hatırlattı. Turnuvanın statüsü hakkında bilgi verdi. En fazla hoşuma giden ise, bazı buz hokeyi terimlerinin Türkçesini kullanması oldu. Icing yerine buzlanma dedi örneğin. Keşke, tüm terimlerin Türkçe karşılığını kullanabilsek. Futbolda kornere köşe atışı, avuta kale atışı demeyi TRT’den öğrendik. Keşke ofsayt ve gol kelimelerine de; Fransızlar gibi kendi dilimizde karşılıklar üretebilseydik.
JUDODA DÖKÜLDÜK
Geçen haftanın bir başka önemli organizasyonu da Avrupa Judo Şampiyonası idi. Ne yazık ki, şampiyonayı madalyasız tamamladık. 19 farklı ülkenin sporcusunun madalya kazandığı şampiyonayı madalyasız kapattık. Halbuki, mart ayında yine Karadağ’da düzenlenen Avrupa Kupası’nda 6 altın, 3 gümüş, 3 bronz kazanarak takım olarak birinci olmuştuk. Son Avrupa Şampiyonası’nda 4 madalya kazanmıştık. Olimpiyat Beşincisi Salih Yıldız, geçen yıl Zagreb’deki Avrupa Şampiyonası’nda bronz kazanmıştı. Salih’i kadroda göremedim; Avrupa Kupası’nda altın kazanan iki sporcumuz da kadroda yoktu.
Şampiyonadaki judokalarımızın giydiği judogilerin üzerinde kulüplerinin logosunun bulunmasını yadırgadım. Milli takım giysisinin üzerinde kulüp logosu olmaz. Bu Uluslararası Judo Federasyonunun bir tercihi ise; buna da tepki göstermek gerekirdi. Milli takım giysisine kulüp takımı logosunu bulaştırırsanız, böyle başarısız olursunuz. Judo Federasyonumuz da milli takım kadrosunu gençleştirmekten korkmamalı. Nasıl olsa; madalya kazanamıyoruz; hiç değilse geleceğimize yatırım yaparız.