25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gündelik faşizm

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

Eminönü’nde toraman bir hanım, bir yandan zıplarken diğer yandan bas bas bağırıyor: “Türk ülkesinde Türkçe konuşulur, Allah’ına kadar Türk’üm.”

Konu, karşısındaki genç adamların Kürtçe konuşmuş olması.

Ne büyük suç değil mi?

Adamlar saf saf konuyu açıklamaya çalışıyorlar, hatta biraz da şaşkınlar. “Yahu ne var Kürtçe konuşmakta” diyerek gürbüz faşiste dertlerini anlatmaya çalışıyorlar ama, nafile. Faşist teyze, belli ki fazla Ümit Özdağ’a maruz kalmış, “kümesin kralı” benim der gibi boğazını yırtarcasına höykürüyor…

***

İspanyol gazeteci Miguel Hurtado, İstanbul’un göbeğinde üç adamın tacizine uğruyor. Yanıt vermiyor. Karısının üzerine sigara izmariti atılınca “yapmayın” demeye kalkıyor... Dayak yiyor.

Saldırganların gerekçesi çirkefin boyutunu daha da artırıyor: Hurtado’yu Arap zannetmişler! Belli ki bu hamam böcekleri de Ümit Özdağ’a maruz kalmışlar. Gündelik faşizm, toplumun en düşük tiplerinde “hayat ideolojisine” dönüşüyor.

***

Bir şeref fukarası, cemevlerine saldırıyor. Güya “akıl hastası” imiş. Yersen! Gündelik faşizm, bir ton yarım akıllı esrarkeş arasından kullanılmaya hazır bombalar üretiyor. İstihbarat servisleri için bulunmaz nimet, çek pimini istediğin yere sal… Sonra Türkiye ayıklasın pirincin taşını!

Başka bir çakal sürüsü, bir Alevi dedesine saldırıyor. Hepsi yakalandı, Allah bilir onlar da “depresyondayız” falan derler. Ekranlarda, sosyal medyada bunca kaba faşisti görüp o tür “depresyonlara” giren çok olur. Bugün Arap, yarın Kürt, öbür gün Alevi… Suçu işleyene değil, nefret iklimini üretene bakmak lazım.

***

Mısırlı bir turist, İstanbul’da belediye otobüsünde saldırıya uğruyor.

“Suçu” her turistin yaptığı gibi otobüsün camından dışarıyı çekmek!

“Sen kadınlarımızı, kızlarımızı çekiyorsun” diye üstüne 5-6 kişi saldırıyor. Adam bu yamyamların elinden zor kurtuluyor. Faşist siyasetin gündelik programı sahada tıkır tıkır işliyor…

***

Sevilay Yılman, “süper” müdahalede bulunmuş. Neye? Sokak köpeği “sorununa”

Aşırı hijyen… bembeyaz vatandaş… ne ister?

Hepsi toplatılsın, tıkın içeriye, basın şırıngayı uyusunlar. Öldürelim denmiyor artık, şık hanımların beylerin dillerinde kaba kaçıyor. Öldürmeye “uyutmak” diyorlar.

Biri Alevi’ye, biri Kürt’e, biri Arap’a… Yılman’ın gücü de köpeklere yetiyor işte.

Gündelik faşizm konusunda kendini biraz daha geliştirmeli.

***

Demet Akalın şampanyayı beğenmemiş garsonun kafasından aşağı boca ediyor….

Üzümü belki ancak dalında görmüş Demet Hanım gibiler, şampanya uzmanı olmuş, “ne bu elma suyu mu” diyor. Sanki elma suyunu biraz kekrettip gaz bastıklarında “şampanya” diye lıkır lıkır içmeyecekmiş gibi!

Kendisi kadar “görgülü” bir müşterisinin hediye diye yolladığı şişe, ihtimal garsonun bir aylık maaşıdır.

Demet Hanım, sadece şampanyadan yana değil, yumurtadan da dertli. Birkaç gün önce “Suriyeliler bedava tavuk yemi alıyor, o yüzden yumurta yiyemiyoruz” diye ipe sapa gelmez bir yalan uydurmuştu. Kaynağı ise bir taksici abi…

Demet Hanım’ın hala “abi” diyebileceği taksicilerin olması kendisi açısından moral verici olmalı. Ama yazdığı yalanı silememiş olması…..

***

Paçozluğun norm halinde geldiği sosyal çevrelerde küçük faşizmler de hayatın standardı oluyor, şaşırmıyoruz.

Kontrol edemediğimiz cahillik, faşist siyasetçilere devasa bir alan açılıyor. Bolca nefret zaten üretiliyor, toraman faşistlerimize düşen sadece onu hedefe yönlendirmek oluyor.