25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İki Batılı profil, Ukrayna ve Yunanistan

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

Adı Aiden Aslin. 1994 yılında Newark kentinde doğmuş bir İngiliz. Doğduğu kasabada kendi halinde çalışan bir yaşlı bakım görevlisi iken 2015 yılında YPG/PKK’ya katılmaya karar veriyor ve atlayıp Suriye’ye gidiyor. Terör örgütü saflarında bir yıl savaştıktan sonra İngiltere’ye dönüyor. İngiliz yasalarına göre başka bir ülke için savaşmak suç olduğundan göz altına alınıyor ama hemen salıveriliyor. Hakkındaki yargılama devam ederken tekrar elini kolunu sallayarak Suriye’ye dönüyor. Yine terör örgütü saflarında Türk askerine kurşun sıkmaya devam ediyor.

2017’de ne oluyorsa oluyor, Aslin, Ukrayna’ya gitmeye karar veriyor. Ama bu gidiş sıradan bir göç değil. Ülkeye ayak bastıktan kısa süre sonra Ukrayna ordusuna katılıyor. Nasıl bu kadar hızlı vatandaşlığa kabul ediliyor, nasıl eline silah verilip orduda “komutan” yapılıyor, orası muamma. 2018’den beri Donbas bölgesinde çatışmalara katıldığı bilinen Aslin, dün Mariupol’de Rus kuvvetlerine teslim olunca İngiltere’de yeniden imza kampanyaları başlatıldı. “Medeni” İngilizler “medeniyet savaşçısı” kahramanları Aslin’in başına bir şey gelmesinden endişe ediyorlarmış!

İngiltere’nin gözden ırak bir kasabasında kendi halinde yaşayan 21 yaşındaki bir gencin önce Suriye’ye gidip PKK’ya katılması, Türk askerine kurşun sıkarak eğitildikten sonra Rus-Ukrayna savaşından üç yıl önce bu sefer Ukrayna’ya geçip Ukrayna ordusuna “komutan” yazılması pek de tesadüfen gelişmiş bir süreç olmasa gerek. DAEŞ’i kuran, PKK’nın YPG kolunu organize eden Batılı istihbarat servisleri belli ki Ukrayna savaşında da birinci derecede rol almışlar.

Şimdi Aslin’den çok daha yüksek profilli birinden, bir diplomattan söz edelim. İsmi Geoffrey Pyatt. Yale’yi bitirdikten sonra uzun süre dış işleri kadrolarında pişen Pyatt, Soros destekli Meydan ayaklanmalarından önce, 2013 yılında ABD’nin Kiev Büyükelçisi olarak atanıyor. 2014’teki turuncu darbede aktif rol alıyor. O dönem ABD büyükelçiliği -tıpkı başka ülkelerde olduğu gibi- Ukraynalı sokak isyancılarına para dağıtılan, olayların organize edildiği bir karargah gibi çalışıyor. Ukrayna’da faşist çetelerin ortaya çıkışı ve ülke yönetiminde etkin hale gelmeleri de aynı döneme rastlıyor. Pyatt, Kiev büyükelçiliği görevini 2016’ya kadar yürütüyor. Ukrayna hükümetlerinin şekillenmesinde ve Rusya ile Minsk’te yapılan barış anlaşmasının bir türlü devreye alınamamasında Pyatt’ın rolü olduğu biliniyor. 2014’te Pyatt ile Dış işleri bakan yardımcısı Nuland arasındaki bir görüşme Youtube üzerinden sızdırılınca, Ukrayna’da hükümet üyelerinin ABD tarafından isim isim seçildiği ortaya çıkıyor.

Pyatt, Ukrayna’nın bugünkü krizinin baş aktörlerinden biri olarak görülebilir, görevini başarı ile yerine getirdiği anlaşılıyor. Peki bu başarısının sonunda ABD hükümeti Pyatt’ı hangi göreve atıyor dersiniz? Sıkı durun: Pyatt, 2016’da -15 Temmuz’dan iki ay önce- ABD’nin Atina büyükelçisi oluyor. Pyatt göreve geldikten sonra ABD’nin Yunanistan’daki askeri varlığı elli kat artıyor, ülke adeta bir ABD askeri üssüne dönüşüyor. Aynı şekilde Yunanistan’ın Adalar ve Akdeniz’deki taciz ve hukuk ihlalleri de hızla artıyor. Yunanistan’ın doğusu namluları Türkiye’ye bakan Amerikan silahları ile dolduruluyor. Pyatt ise Yunan siyasetine aktif olarak müdahale ediyor, Yunanistan’ın Türkiye’ye yönelik düşmanca bir tutum geliştirmesi için özel çaba harcıyor.

En son Biden, “Türkiye’ye F16 verebiliriz” dedikten hemen sonra Pyatt Yunan basınına konuştu. Türkiye üzerine şekillenen konuşmasındaki en önemli nokta şuydu: Rusya’ya yönelik yaptırımlara uymayan ülkeler ortak düşmanımızdır, onlara karşı beraberce mücadele edeceğiz. Pyatt, “ortak düşman” derken doğrudan Türkiye’yi kast ediyordu. Pyatt’ın aynı konuşmadaki “Artık beş yıl önceki Yunanistan yok. ABD sayesinde bugün çok daha güçlü ve kendini savunabilen bir ülke var” sözleri de dikkat çekti.

Anlaşılan o ki ABD, bir yandan Yunanistan’ın sırtını sıvazlayıp gaz verirken diğer yandan “ısırması gereken” düşman olarak Türkiye’yi gösteriyor. Tıpkı bir zamanlar Rusya’ya karşı Ukrayna’yı kışkırttığı gibi, şimdi aynısını Yunanistan’a yapıyor.

Bölgemizde cirit atan Batılılar arasından rastgele iki örneğe göz attık. Bu profiller, -diplomatından paralı askerine kadar-  yaşadığımız sorunların asıl kaynağına dair ciddi ipuçları veriyor.