Yandex
15 Kasım 2025 Cumartesi
İstanbul 16°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

James Jeffrey’den SDG için yol haritası

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD’nin eski Türkiye Büyükelçilerinden ve Suriye Özel Temsilciliği görevi sırasında SDG ile de yakın mesaisi bulunan James Jeffrey, Washington Enstitüsü için Devorah Margolin ile Suriye’deki son durum üzerine bir çalışma yayınladı. Türk basınında fazla yer bulmayan bu inceleme birçok bakımdan dikkat çekici öneriler içeriyor. Özellikle SDG’ye öneriler bakımından. 7 Ekim 2025 tarihli yazının başlığı “Kürtlerin kuzeydoğusunu Suriye’nin diğer bölgeleriyle birleştirme zamanı” (Washington Enstitüsü web sitesi, 7 Ekim 2025).

Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü, ABD’deki en etkin İsrail yanlısı kuruluşlardan birisi. James Jeffrey’nin özelliği ise pragmatik olması. ABD’nin önde gelen “Kürt meselesi” ve Türkiye uzmanlarından olan Jeffrey’e göre “birleşik Suriye” hedefini ABD de paylaşıyor. Şöyle diyor Jeffrey: “Gerçek şu ki, birleşik bir Suriye, İran ve IŞİD gibi kötü niyetli aktörlerin saldırılarına karşı çok daha dirençli olacaktır. Bu iki aktör, Suriye genelinde sık sık yönetilmeyen bölgeleri hedef almıştır. Bu nedenle, DAANES ile Şam arasındaki müzakereleri hızlandırmanın zamanı gelmiştir. (…) ABD’nin tutumu açık: Azınlıklara yönelik şiddet, yerel dil sorunları ve dini haklar konusundaki kaygıları görmezden gelmeden, Suriye'nin birleşmesi için harekete geçme zamanı geldi.”

Jeffrey, Trump yönetiminin Suriye’den askerlerin çekilmesi kararını verdiğini fakat belirsizlik durumunun devam etmesi nedeniyle bunu askıya almak zorunda kaldığını belirtiyor.

DÖRT MADDE

Jeffrey, SDG’lilere mealen “endişelerinizde haklı olabilirsiniz ama mevcut durumun devam etmesi SDG’nin işine yaramaz” diyor. En dikkat çekici vurgusu ise, Türkiye’nin, SDG ile Şara yönetimi arasındaki 10 Mart anlaşmasından bu yana sabırla ilerleme beklediği, fakat bu sabrının sonsuza kadar sürmeyeceği. Jeffrey, SDG’ye, önce bazı adımlar atması, aksi takdirde herhangi bir konunun konuşulabileceği bir zeminin de kalmayacağını hatırlatıyor. SDG’nin, Şam’ın Suriye’nin tamamı üzerindeki egemenliğini tanımasının elzem olduğunu vurgulayan Jeffrey, ancak bundan sonra “kültürel ve idari özerklik konuları” üzerinde konuşulabileceğini savunuyor. Jeffrey’nin “ABD yönetimi SDG’ye kabul ettirmeli” diye önerdiği öncelikli dört adım şöyle:

SDG içinden PKK ve Suriyeli olmayan unsurları çıkarın ve Türkiye’nin talebini kabul edin.

Kuzeydoğudaki petrolün ulusal mülkiyetinin Şam’a ait olduğunu kabul edin ve mevcut sevkiyatı yazılı hale getirin.

Uluslararası sınırların kontrolünü Şam’a devredin. (ABD askeri malzemelerinin geçisini sıkıntıya sokmayacak şekilde). Böylece Türkiye’nin sınır bölgesinden SDG güçlerinin uzaklaştırılması talebi de kabul edilmiş olacaktır.

Arap nüfusun yaşadığı Deyrizor vilayetinin Şam’a devredilmesine ilişkin müzakereleri hızlandırın. Böylece, geniş bir özerk bölge için çaba gösterilmediği ortaya konmuş olacaktır.

DEĞİŞEN DENGELER

Jeffrey’nin önerileriyle, ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile CENTCOM Komutanı Brad Cooper’un geçen hafta Mazlum Abdi ile görüşmesinde gündeme gelen konular arasında bir paralellik olduğu anlaşılıyor.

Öte yandan bu satırlar yazıldığı sırada Suriye Geçici Yönetimi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Moskova’ya giderek Putin ile görüşeceği açıklanmıştı. Türkiye ile Rusya arasında Suriye konusunda giderek artan bir paralellik olduğunu daha önceki yazılarımızda işlemiştik. Şara’nın ziyareti, Rusya’nın Esad dönemindeki Suriye ile kurduğu stratejik ilişkiyi yeni yönetimle sürdürme yönündeki isteğinin bir göstergesi. Ama daha önemlisi, ABD ve İngiltere’nin uzantısı olduğu iddia edilen Şara yönetiminin de Rusya ile stratejik işbirliğini geliştirme yönünde bir irade ortaya koyması.

Sonuç olarak bu son gelişmeler, ABD’nin değil Türkiye ve Rusya’nın da içinde olduğu bölge ülkelerinin inisiyatifinin baskın hale geldiğini ortaya koyuyor.

James Jeffrey SDG