Yandex
12 Temmuz 2025 Cumartesi
İstanbul 27°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kayınbaba, gelinin evini füzeler mi?

Latif Bolat

Latif Bolat

Gazete Yazarı

A+ A-

İran Şahı’nın yarım asra yakın ABD’de sürgünde olan oğlu, ABD doğumlu kızını, Yahudi bir milyardere gelin yapmış. Ama Yahudilerin Kâbe’si olan İsrail’in, bu düğüne ayarladığı hediyesi, bir füze olarak düğünden sadece 4 gün sonra yanlış adrese, yani İran’a gönderilmiş! Hikâye, bizim hiciv ustamız Aziz Nesin’in bir “masterpiece”si, yani en iyi eseri sayılabilecek bir ilginçlikte.

Kızımız İman’ın adı bile, bu hikâyeye bir çeşni katıyor aslında. İman ne demek? TDK’ye göre İman’ın tanımı şöyle:

“İman; bir şeyi gönül huzuru ile benimseme, ona içten ve yürekten inanmadır. İslâm'a göre iman, Peygamber Efendimizin Yüce Allah'tan getirdiklerinin doğru olduğunu kabul edip, onlara gönülden inanmaktır.”

Kayınbaba, gelinin evini füzeler mi? - Resim : 1

ÖLÜMCÜL BİR DÜĞÜN HEDİYESİ!

Şimdi diyeceksiniz ki, kızımız İran’da doğmadı ki bu tanımdaki özellikte biri olsun. Diyalektik Materyalizm bize öğretir ki, “insanoğlu ve kültürü, içinde bulunduğu maddi dünyanın bir eseridir.” Buna göre de kızımızın adının İman oluşu, bu anlamda hiçbir önem taşımaz. Kolaylıkla Elizabeth veya Beatrice de olabilirdi. Kendisi kişi olarak çok da güzel birisi olabilir, mutlaka da öyledir. Ama Paris’teki muhteşem düğününden sadece 4 gün sonra, kayınbabası sayılacak Netanyahu’nun füzelerinin, İman’ın anayurdunu delik deşik etmesi konusunda, damat beyi birazcık da olsa pişirmiş midir acaba, diye merak ediyor insan. Mesela şöyle diyebilirdi sevgili Yahudi iş adamı Bradley Sherman’a: “Bu füzeler biraz abartılı hediyeler olmadı mı sevgilim? Kaldı ki bizim adresimiz çoktandır ABD’de. Bunları doğru adrese, yani New York City’ye neden göndermedi baban Netanyahu ki?”

Böyle bir konuşmayı ve protestoyu, tüm çocukluk ve gençlik hayatı dedesi Rıza Pehlevi’nin muhteşem saraylarının ve hele de Pers İmparatorluğunun iki bininci kuruluş yıldönümü için dedesinin hazırlattığı abartılı Persepolis kutlamasını dinlemekle geçiren İman Pehlevi’den beklemek doğru olmazdı elbette. Çünkü şimdi Kaliforniyalı haline gelen annesi ve babası, İman’ı böyle protestolar yapıp anavatanını savunması için yetiştirmiş değiller ya! Baksanıza baba Rıza Pehlevi ne demiş bu konuda: “İslam Cumhuriyeti olmadan bir dünya hayal edin. Ortadoğu’nun nükleer şantaj ve tehditlerin gölgesinden kurtulduğunu hayal edin. Savaşların, aşırı ideolojilerin ve terörizmin olmadığı bir bölge hayal edin. Tüm bunlar, İran sınırlarının çok ötesinde kitlesel göçlere, istikrarsızlığa ve acılara yol açan bu rejim tarafından organize ediliyor.”

Kayınbaba, gelinin evini füzeler mi? - Resim : 2

DİASPORA BİR AJAN DERLEME TARLASI MI?

Bu sembolik düğün ve 4 gün sonra İran’ın başına yağdırılan, o kadar da sembolik olmayan füzelik düğün hediyeleri, bu evlilik ve ABD’deki İranlı göçmenlerin hayatları ve gelecekleri konusunda ilginç tahlillere gebe bir konu. Bizim de yakından içinde bulunma şansını elde ettiğimiz İran diasporası hem çok zengin hem de milyonlarca kişi ile ifade edilebilecek bir nüfusa sahip. Bu nüfusun büyük çoğunluğu, İran’da Şahlık rejimin geri gelmesini ve gelin kızımız İman’ın prensesliğini o muhteşem Gülistan sarayında yaşamasını isteyen cinsten de değildir. Hanedenlığın yok edilmesini çoktan beri isteyen demokrat ve ilerici bir kesimi oluşturmaktalar. Ve hemen hepsinin, İran konusunda büyük bir milliyetçilik içinde bulunduğunu da ifade edelim. İran müziği, kültürü ve gelenekleri hala bu çevrenin içinde aradan geçen 50 seneye rağmen sapasağlam yaşamakta.

O zaman sorun nedir diyeceksiniz?

Kayınbaba, gelinin evini füzeler mi? - Resim : 3

KAFASINI KALDIRAN: DİKTATÖR

Sorun İran’ın kendisiyle değil elbette. İran’ı yönetenler ile ilgili. Bunu kendi ülkemiz Türkiye’nin son 23 senesindeki olan biten ile kolaylıkla açıklamak da mümkün. Aslında sorun yüzde yüz aynı ve yaratılan sorunun yaratıcıları da aynı: İktidara devrim ile de gelseniz, seçim ile de gelseniz, Batı emperyalistlerinin işine gelmiyorsanız ve hatta onların tekerine taş koyuyorsanız, hapı yuttunuz! Size hemen bir yafta asarlar ve diktatör, baskıcı, Molla, faşist, tek adam, dinci, muhafazakâr bu kelimelerden sadece birkaç adedidir. Etrafa bir bakalım: Macarların Orban’ı, Venezuela’nın Maduro’su, Türkiye’nin Erdoğan’ı, Rusya’nın Putin’i, Filipinler’in Duterte’si, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Xi’si ve elbette İran’ın Hamaney’i bu isimlendirmelerden isim beğenebilirler. Her haberde veya makalede bu aşağılayıcı isimlendirmelerden birini veya birkaçını dinlemek veya okumak zorundasınızdır. Yani Türk atasözünün dediği gibi, “Birisine kırk kere deli derseniz, deli olurmuş” tarzında bir propoganda işi. Böyle diye diye, Libya’da Kaddafi’yi, Irak’ta Saddam Hüseyin’i hallederken, güçleri ve zekâları Macar Urban’ı, Türk Erdoğan’ı, Rus Putin’i ve Çinli Xi’yi alt etmeye yetmedi bir türlü.

Kayınbaba, gelinin evini füzeler mi? - Resim : 4

İNGİLİZLER BİLE MONARŞİYİ SÜPÜRÜRKEN…

İranlı Yahudi blog yazarı Nıoh Berg, X (eski Twitter) üzerinden şu ifadeleri kullanmış:

-Prenses İman Pehlevi ve Brad Sherman’ın düğün günü için tüm İran ulusundan tebrikler!

-Hepimiz size sağlık ve mutluluk diliyoruz ve yakında Kraliyet Ailemizi İran’da halkla birlikte görebilmeyi umuyoruz.

-1979 hiç yaşanmasaydı, bu düğün diğer monarşilerdeki gibi dünyanın dört bir yanından davetlilerin yer aldığı bir devlet töreni olurdu.

Şimdi, sevgili İranlı “prenses” kızımız İman Pehlevi’nin, Yahudi milyarderi Sherman ile yaptığı muhteşem evlilik haberinin, neden bir “haber değeri” olduğunu anlamışsınızdır herhalde!

İran ABD