29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kim milyoner olmak ister?

Kemal Ateş

Kemal Ateş

Gazete Yazarı

Yarışma programlarındaki bazı dil sorularının ardından bizi arayanlar olur. Kenan Mirzalioğlu’nun sunuculuğunu yaptığı Kim Milyoner Olmak İster programı bunlardan biri. “Emlak” sözcüğüne –i, -e gibi ekler getirildiğinde sözcüğün nasıl yazılacağı/söyleneceği sorusu belli ki epey kafaları karıştırmış, bize de soranlar oldu. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, böylesi tartışmalı dil soruları bu tür yarışmalarda sorulmamalı.

Önce kılavuzlara bir bakalım. TDK bu sözcüğe –i eki getirildiğinde “emlaki” demek gerektiğini yazıyor, -e getirirseniz “emlake” olur. Yani “Bütün emlakımızı elimizden çıkardık” derseniz yanlış konuşmuş olursunuz, “Bütün emlakimizi elimizden çıkardık” demeniz gerekiyor. Halka kulak verdiğinizde, genel eğilime baktığınızda “emlakımız” diyenler çoğunluktadır, ancak TDK ince söylenişi (emlakimiz) doğru kabul etmiş. TDK uzmanları Osmanlıca bilirler, Türkçenin kurallarını yazarken, Osmanlıca bilgilerini kullanmaktan çok hoşlanırlar, bunun sonucu olarak da Türkçenin gerçek sahibi halkın söyleyişine bazen ters kararlar alırlar. Osmanlıcada kaf ve kef dediğimiz iki türlü “k” vardır, kef ile yazılanlara ince ünlü getirmeyi bu uzmanlar uygun görmüşler. Ancak aynı TDK’nin kılavuzu “emlakçi” değil, “emlakçı” demeyi uygun görmüş. Bu örnekte daha önceki izlediği yoldan farklı davranıp, halkın söyleyiş biçimini esas almış. Bize göre, “emlakçı” demeyi doğru kabul ettiysek, “emlakı/emlaka/emlakımız” demek de doğru olmalı.

BAY/BAYAN SÖZCÜKLERİNİ RAHAT BIRAKIN!..

Daha önce de yazdım, kitaplarımda (Kendi Diliyle Kavrulmak vb.) eski metinlerden örneklerle ayrıntılı bilgiler verdim; feministlerin içi rahat olsun, “bay” sözcüğünün ilk anlamı “zengin” demektir, “erkek/bey” anlamını sonradan kazandı. “Bayan” sözcüğünden bazı feministlerin rahatsız olmasının nedeni buymuş. Kadını anlatan bir sözcüğün erkeği anlatan bir sözcükten türemiş olmasından rahatsız olmuşlar… Çok tuhaf, dilbilimden yoksun bir bakış!.. Abuk sabuk din kuralları uyduran yobazlardan ne farkları var bunların?

Bay/bayan dil devrimiyle kazanılmış, birbirinden ayıramayacağımız iki sözcüktür, biri varsa öteki de olacaktır. Bu iki sözcükle uğraşanların devrimciliğinden, ilericiliğinden, cumhuriyetçiliğinden, hatta feministliğinden kuşku duyarım. Nurullah Ataç, bu sözcüklere özellikle soyadı yasasından sonra gereksinme duyulduğuna dikkatimizi çekiyor:

“Bay, bayan sözleri için de öyle. Bunları soyadı yasasıyla birlikte düşünmüyoruz. Ahmet Bey yerine Bay Ahmet demeye dilimiz kolay kolay alışamıyor. Peki. Ama ‘Evliyaoğlu Bey’ demek de bize o kadar aykırı gelmiyor mu? Hele o şairin, evliyse eşine, yahut annesine Evliyaoğlu Hanım diyebilir miyiz? ‘Bayan Evliyaoğlu’ deyince de o aykırılık kalkıyor.” (Dergilerde, s. 196)

Kitap önerisi: Karakarga Yayınlarından iki masal kitabı: 1) Yunan Masalları, 2) Alman Masalları.