29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kısa çöp uzun çöpten hakkını alıyor!

Adnan Akfırat

Adnan Akfırat

Gazete Yazarı

'Yaşayanlar bir gün ölür'

                                elbette

                ağaçlarla

                balıklarla

                kuşlarla ben

                               âmenna

 

'ağlayanlar bir gün güler'

                               elbette

                uyanmakla

                anlamakla

                bilmekle ben

                               âmenna

 

'kısa çöp uzun çöpten hakkını alır'

                               elbette

                direnmekle

                kurtulmakla

                barışla ben

                               âmenna”

Amenna, Hasan Hüseyin Korkmazgil (1)

 Büyük ve değerli şairimiz Hasan Hüseyin Korkmazgil, “Amenna” şiirinde, şairce sezişiyle bugünlerin haberini veriyor!

Arapça “inandık” anlamına gelen amenna sözcüğü Türkçemizde, “bu söylediğiniz doğrudur”, “diyecek yok”, “tamam” gibi kabulü ve onamayı belirtir.  Amenna! Kısa çöp uzun çöpten hakkını alıyor.

Hasan Hüseyin’in gençliğimizde elden ele dolaşan “Haziranda Ölmek Zor” şiir kitabını çağrıştırırcasına, Haziran 2022 dünya tarihine geçecek bir ay. Haziran ayının son haftası, “Yıkıcılar Cephesi”nin çırpınışını sergilerken “İnsanlık Cephesi”nin büyük atağına sahne oldu. 

23-24 Haziran’da Pekin’de BRICS+ zirvesi toplanıyor, iki gün sonra G7 ülke liderleri Bavyera Alperi’nde biraraya geliyor, ay sonunda 29-30 Haziran’da ise Madrid’de NATO zirvesi toplanıyor.

G7 ve NATO zirvelerinde, doğu cephesine daha fazla askeri yığınak, Avrupa’da uzun süreli savaş ve Rusya ile Çin’e karşı blok oluşturma çırpınışları var. BRICS+ zirvesinde ise, İnsanlık Cephesi’nin, insancıl, eşitlikçi, adil, kardeşlik hukuku temelinde bir uluslararası düzenin çatısı inşa ediliyor.

PUTİN: ORTAK REZERV PARA BİRİMİ YARATIYORUZ

ABD’nin haydutluğunun açık göstergesi olan dolar hegemonyasını bitirecek en önemli hamlenin haberini 22 Haziran gecesi Rusya Devlet Başkanı Putin verdi. Putin, BRICS İş Forumu’ndaki konuşmasında, BRICS üyesi ülkelerinin para birimlerine dayalı uluslararası bir rezerv para birimi oluşturma konusunun üzerinde çalışıldığını duyurdu. Putin, "Rusya’nın stratejisinin değişmediğini vurgulamak isterim: ekonomik, teknolojik ve bilimsel potansiyelimizi güçlendirirken, birbirimizin çıkarlarına saygı, uluslararası hukukun koşulsuz üstünlüğü ilkeleri üzerinde, ülkelerin ve halkların eşitliği temelinde tüm adil ortaklıklara ve açık işbirliğine hazırız." dedi. (2)

XI JINPING: BRICS YENİ AŞAMAYA GEÇTİ

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ise Pekin'deki BRICS İş Forumu'nun açılış töreninde çevrimiçi yaptığı açılış konuşmasında, insanlık için günün sorunlarına çözümlerini açıkladı. Xi, 23 Haziran'da 14. BRICS Zirvesi'ne ve 24 Haziran'da Küresel Kalkınma Üzerine Üst Düzey Diyalog'a ev sahipliği yapacak.

Xi Jinping konuşmasında, ABD’nin ve NATO’nun yaptırımlarını cepheden eleştirdi (3):

"Çin'de, ‘Tarih eğer unutulmazsa, geleceğe rehberlik edebilir.’ görüşü vardır. Geçen yüzyılda insanlık iki dünya savaşının belasını ve Soğuk Savaş'ın karanlık gölgesini yaşadı. Geçmişin trajedileri bize hegemonyanın, grup siyasetinin ve blok çatışmasının barış veya güvenlik getirmediğini söylüyor; kamplaşma sadece savaşlara ve çatışmalara yol açarlar. Ukrayna krizi, dünyadaki herkes için bir başka uyanış çağrısıdır. Bize, güce dayanan sözde konumuna körü körüne inanmanın ve askeri ittifakları genişletme ve başkalarının pahasına kendi güvenliğini arama girişimlerinin, yalnızca bir güvenlik ikilemine düşmeye getireceğini hatırlatıyor."

Xi Jinping, yaptırımların, aslında yaptırım koyanları vurduğunu hatırlattı: "Yaptırımların bir bumerang ve iki tarafı keskin bir kılıç olduğu defalarca kanıtlanmıştır. Uluslararası finans ve para sistemlerindeki birincil konumunu kullanarak küresel ekonomiyi politize etmek ve onu bir araç veya silah haline getirmek ve kasıtlı olarak yaptırım uygulamak, yalnızca kişinin kendi çıkarlarının yanı sıra başkalarının çıkarlarına da zarar vermesiyle sonuçlanacak ve herkese acı çektirecektir.” dedi. Xi, çözüm olarak da BRICS’in uluslararası konularda daha etkin olacağının haberini verdi: "BRICS mekanizması, yükselen pazarlar ve gelişmekte olan ülkeler için önemli bir işbirliği platformudur. BRICS işbirliği şimdi yüksek kaliteli gelişimin yeni bir aşamasına girdi."

Atlantik Kampı’nın yaptırımlarına boyun eğmeyen Putin de BRICS zirvesinde, Batı ile alay edercesine boy gösterdi ve "Sürekli olarak daha fazla siyasi saikli yaptırımlar getiriliyor, rakipler üzerinde baskı uygulama mekanizmaları daha da güçlendiriliyor. İşbirliği bağları kasıtlı olarak yok ediliyor, ulaşım ve lojistik zincirleri yok ediliyor. Ve tüm bunlar sağduyuya aykırı ve temel ekonomik mantıkla, küresel ölçekte ticari çıkarları baltalıyor, aslında tüm ülkelerdeki insanların refahını olumsuz etkiliyor," diyerek güçlü bir çıkış yaptı. (4)

Hindistan Başbakanı Modi ise "BRICS, bu yükselen ekonomiler grubunun küresel büyümenin motorları olarak ortaya çıkabileceği inancıyla kuruldu. Dünyanın COVID sonrası toparlanmaya odaklandığı günümüzde, BRICS ülkelerinin rolü çok önemli olacak." dedi. (5)

NATO: DAHA FAZLA SAVAŞ DAHA FAZLA KAMPLAŞMA

Gelişmekte olan ülkeler, bütün insanlık için çözümler ararken, Atlantik Kampı yıkıcılığını artırmaya çabalıyor. NATO savunma bakanları toplantısının ardından, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "NATO, doğu kanadındaki muharebe birliklerini artıracak." dedi.

Stoltenberg'e göre Madrid'deki NATO zirvesi, "Ukrayna ve risk altındaki diğer ülkelere yardımın sürdürülmesi ve NATO'nun caydırıcılık ve savunma yeteneklerinin güçlendirilmesi gibi kritik alanlarda kritik kararlarla dönüşümsel olacak." (6)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yakın tarihli bir basın toplantısında şunları söyledi: "NATO topraklarının her santimetre karesini koruduğumuzdan emin olacağız. Savaş başladığından beri NATO'nun doğu kanadına 20.000'den fazla, fazladan asker gönderdik. Pek çoğu Müttefikler aynı zamanda Doğu ve Güneydoğu Avrupa'daki askeri varlıklarını da artırıyorlar. NATO'nun iki uzun süreli ortağı olan Finlandiya ve İsveç, geçen ay NATO üyeliği arama kararı aldılar” diyen Bakan Blinken, "ABD, Finlandiya ve İsveç'i güçlü bir şekilde destekliyor. Her iki ülke de mümkün olan en kısa sürede İttifak'ın tam üyesi olmak için fazlasıyla nitelikli. NATO'ya katılarak NATO'yu güçlendirecekler. Onları hızla tarihin en güçlü savunma ittifakına getirmeyi dört gözle bekliyoruz." (7)

ABD sözcülerinin yüksek perdeden konuşmalarına rağmen, NATO yönetimi Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusundaki direnişini aşamadılar. Türkiye, hem Baltık ülkelerinin terör örgütü PKK ve Gülen örgütlerine verdiği desteği kesmesini hem de Türkiye'ye yönelik askeri ambargoyu kaldırmasını istiyor. Nitekim Finlandiya Cumhurbaşkanı NATO üyelik tarihini "En geç Eylül" olarak açıkladı. (8)

Türkiye'nin NATO ve ABD ile tek sorunu PKK ve Gülen'i destekleyip Türkiye'ye saldırtması değil. NATO, Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Ege'deki haklarını korumasına karşı çıkıyor. Son iki yılda ABD ve İsrail'in başını çektiği, Fransa ve İngiltere'nin desteklediği ve Yunanistan'ın kullandığı askeri kuşatma hızlandı. Bu ülkeler, Türkiye'den intikam alacaklarını ima eden, “Nemesis”, “Noble Dina” gibi isimlerle kapsamlı askeri tatbikatlar yürütüyor.

İngiliz Genelkurmay Başkanı'nın Avrupa'da savaşa hazırlanma emri, duyanları şaşkına çevirdi. 16 Haziran'da BBC tarafından görülen bir iç mesajda, General SirPatrick 1941'den bu yana Avrupa'da büyük bir kıta gücünün karıştığı bir kara savaşının ortasında Ordunun komutasını üstlenen ilk Genelkurmay Başkanı olduğunu ve "Biz hazırlık yapması gereken nesiliz. Ordu bir kez daha Avrupa'da savaşacak." dedi.

BRICS+ DÜNYANIN DENGESİNİ KURUYOR

Mevcut uluslararası durumda, ABD’nin tek kutuplu dünya hakimiyetini sürdürmek için, savaş kışkırtmalarının gölgesinde, dünya ekonomisinin COVID-19 salgınının etkilerinden kurtulmasına yardımcı olmak için BRICS üye devletlerinin kendi arasında ve diğer gelişmekte olan ülkelerle işbirliğini derinleştirmesi belirleyici öneme sahip.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 42'sini, kara yüzeyinin yüzde 26'sını ve GSYİH'nın yüzde 25'ini oluşturuyor. Yükselen ekonomilerin temsilcileri olarak BRICS üyeleri dünya ekonomisinin dinamosu gibi işlev görüyor ve uluslararası kalkınmaya büyük katkı sağlıyor.

Zirve temasının vurguladığı gibi, BRICS'in odak noktası şimdi işbirliğine, özellikle Güney-Güney işbirliğine, yüksek kaliteli ortaklıklar kurmaya ve küresel kalkınmayı önleyen Batı saldırılarını göğüslemek için ortak tutum almaya yoğunlaştı.

2013'ten bu yana, her yıllık BRICS Zirvesi'nde, başkanlığı elinde bulunduran ülke, BRICS üyesi olmayan bazı ülkeleri zirveye gözlemci olarak katılmaya veya BRICS üyeleriyle diyaloga girmeye davet ediyor. Ve 2017'de Xiamen'deki BRICS Zirvesi sırasında Çin, BRICS üyeleri ile diğer önemli yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomiler arasındaki işbirliğini teşvik etmek için "BRICS Artı" çerçevesini belirledi. "BRICS+" çerçevesi, davetli ülkeleri BRICS işbirliğinin kuralları ve ruhu hakkında bilgi sahibi olmaya teşvik eder.

SONUÇ: TÜRKİYE, BRICS’E KATILMALI

Atlantik kampı çatışma ve parçalanmayı dayatırken, Asya'dan insanlığın sorunlarına kalıcı ve sürdürülebilir çözümler için doğayı insanlığı koruyan bir inisiyatif yükseliyor. BRICS+ zirvesinde eşitlik, adalet ve kardeşliğe dayalı insani çözüm arayışları hızlanıyor. İnsanlık tarihinin uzun tecrübesinden çıkan ders: Yıkıcı olan gider, yapıcı olan gelir. Elbette kısa çöp, uzun çöpten hakkın alır!

Türkiye, kendine yakışanı yapıp, NATO’dan derhal çıkmalı ve BRICS’e katılmalıdır. Dahası Türkiye, Türk Cumhuriyetleri’nin ve Batı Asya’nın lider ülkelerinin BRICS’e katılmasına öncülük etmelidir.

Hak geliyor, batıl zail oluyor. (10) Olay budur!

Dipnotlar:

1. Hasan Hüseyin Korkmazgil, Acılara Tutunmak, s. 40-42, Bilgi Yayınevi

2. https://tass.com/economy/ 1469823?utm_source= google.com&utm

3. https://www.globaltimes.cn/page/ 202206/1268816.shtml

4. https://www.globaltimes.cn/page/ 202206/1268816.shtml

5. https://www.globaltimes.cn/ page/202206/1268816.shtml

6. https://www.nato.int/cps/en/natohq/ opinions_196623.htm

7. https://editorials.voa.gov/a/blinken-on-upcoming-madrid-nato-summit/6620199.html

8. https://www.aa.com.tr/en/world/

nato-entry-unlikely-before-september-finnish-president/2619022

9. https://www.bbc.com/news/uk-61858476

10. Isra Suresi, 81. Ayet.