KKTC halkı doğru kararı verecek
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nde, 19 Ekim’de seçimler yapılacak.
Bugün Ege, Doğu Akdeniz ve Suriye tek cephe durumunda.
Bugün KKTC tüm dünyanın merkezi olmuş durumda. Doğa Akdeniz’in stratejik ve zengin enerji kaynakları bakımından büyük çarpışmanın alanı olduğu koşullarda, Kıbrıs herkes için büyük bir uçak gemisi görevi görüyor.
Özellikle İsrail’in Gazze saldırısı, bir kez daha KKTC’nin dünyaya tanıtılmasının önemini ve aciliyetini gözler önüne serdi.
ABD-İsrail’in Güney Kıbrıs’a yaptığı askerî yığınak, ABD-İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs’ın Türkiye karşıtı tatbikatları, Türkiye’yi kuşatma hamlelerinden. Zaten Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın birkaç gün önce, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den kuşatılmaya çalışıldığını söylemesi de, devlet katında bu meselenin ciddi olarak ele alındığını da gösteriyor.
KARAR SEÇİMİ
Bu koşullarda KKTC seçimi, sıradan bir seçim değil, bir karar seçimi niteliğinde.
Çünkü seçimlerde esas olarak iki seçenek yarışıyor:
Birincisi mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın savunduğu “iki devletli çözüm.”
İki devletli çözüm, adadaki Türk varlığının korunması ve KKTC’nin egemenliğinin sürdürülmesi açısından temel.
İkincisi, bazı muhalif isimlerin temsil ettiği federasyon temelli siyasetler. Federasyon ve benzeri çözümler ise egemenlik ve güvenlik kaybı riski içeriyor.
Federasyoncuların adayı ise Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)’nden Tufan Erhürman.
Son günlerde Türk basınındaki federasyoncular da kendilerini göstermeye başladı. Gazete Pencere yazarlarından Kaya Türkmen dün “Kıbrıs Türk toplumu liderini buldu” başlıklı bir yazı yazdı. Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “çözüm yanlısı” siyasetlerinin Ankara tarafından engellendiğini ve Cumhurbaşkanlığının anti-demokratik yollarla resmen elinden alındığını belirten Türkmen, şunları söylüyor: “Olası bir çatışmayı önlemenin yolu cumhurbaşkanlığı seçimini bir referanduma dönüştürmek ve Erhürman’ın kazanması halinde Kıbrıs Türk toplumunun seçimini iki devletli çözümden değil, federasyondan yana yaptığını ilan ederek hükümeti ısrarından döndürmektir.”
“Kıbrıs Türkü değişim istiyor, dünyayla entegre olmak istiyor.” diyen Türkmen, “Bunu da iki devlet sakızını çiğneyen Tatar’ın değil, Erhürman’ın başarabileceğini görüyor.” ifadelerini kullanıyor.
AB HAYALİYLE KKTC’Yİ
TEHLİKEYE ATIYORLAR
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, federasyoncu CTP’yi “kardeş parti” ilan etmişti.
CHP de CTP de, AB hayalleriyle her iki toplumu da kandırmaktadır.
Güney Kıbrıs’a askerî yığınağın ve Türkiye’ye yönelik kuşatmanın arttığı bir dönemde federasyon demek; KKTC’nin bütün kazanımlarının kaybedilmesi demektir.
Güvenlikçi siyasetlerin yükseldiği bir dönemde Kıbrıs Türk halkını, güvencesiz bırakmaktır. Çünkü federasyon sıfır asker, garantilerin sona ermesi demektir.
Avrupa Birliği şekeriyle Kıbrıs halkı kandırılmaya çalışılmaktadır. Türk basınında hortlayan federasyonculuk, Kıbrıs Türkü’nün geleceğini tehlikeye atmaktadır.
Evet, Kıbrıs halkı dünyayla buluşmak istiyor ama bu federasyonla değil KKTC’nin tanınması ile olacaktır.
KKTC’nin varlığı ve egemenliği için iki devletli çözümden başka bir seçenek bulunmamaktadır.
KKTC seçmeni, federasyon masalarında 57 yıl kaybedildiğini görüyor, biliyor. Bir 50 yıl kayba yol açacak oyunları da bozmasını bilecektir.