KKTC’de yarın seçim var
Evet ekonomi her şeyin başıdır. Çünkü uygarlık, paylaşım üzerine kurulmuştur. Üretenden ve üretilenden daha fazla pay alarak herkes kendi geleceğini oluşturmaya çalışır.
Ancak bazen her şey ekonominin önüne geçer. Ne asgari ücret ne planlı ekonomi ne de cari açık artık önemlidir.
Bu, her şeyin aslında başı olan bağımsızlıktır. İşte yarın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılacak seçim de böyle bir durumun tespitinden başka bir şey değildir.
Burada artık ekonomiyi ve ekonomik paylaşımı konuşmaya gerek yoktur. Burada kendi kararlarını kendin mi vereceksin, yoksa başkası senin yerine karar verip sana dayatacak mı? Bu tercihler söz konusudur.
Kıbrıs Adası Doğu Akdeniz’de yer alan çok stratejik bir adadır. Bugün dünya hakimiyetini kaybetmek üzere olan Atlantik Sistemi, son çare olarak kendini daha üstün gördüğü Doğu Akdeniz üzerinden enerji havzalarını ele geçirecek olan projenin düğmesine basmıştır.
Burada projenin başlangıcındaki adımlar bellidir. İlk adım Suriye’nin bölünmesi ve Gazze’nin Filistinlilerden arındırılması idi. Suriye’de kısmi başarı sağladılar. Ancak Esad’ın yerine getirdikleri Ahmed Şara hafta içinde Rusya’da Putin’i ziyarete gitti. Yani Suriye’de de işler istedikleri şekilde gitmiyor. Filistin’de ise sözde ateşkes ile aslında başaramadıklarının altına imza attılar.
İşte Kıbrıs Adası burada jeostratejik olarak öne çıkıyor. Kıbrıs Adası’nda Türklerin varlığı ve bu varlığa ait bir devletin olması, Atlantik’in Doğu Akdeniz projesinin önünde çok ciddi bir engel. Adayı diledikleri şekilde üs olarak kullanamıyorlar. Burunlarının dibinde Türk askeri rahatlıkla hareket etmelerinin önünde engel. Hatta askeri bir harekât durumunda hareketi engelleyecek bir varlık. Dolayısıyla Ada’dan Türk askeri ve Türk varlığının temizlenmesi gerekiyor.
Yani KKTC seçimlerini Batıcılar kazandığında özgürleşme olmuyor. Avrupa Birliği pasaportu alındığında Avrupa’ya yerleşerek rahat bir hayat olanağı olmuyor. Her zaman ikinci sınıf olarak yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Bunun karşılığında da vatanınızı terk ediyorsunuz.
Bugün Gazze’de Filistinlilerin direnişi bize çok şey öğretiyor. Başta, vatanının olmasının ne kadar önemli olduğunu. Halbuki Filistinliler isteselerdi Gazze’yi terk edip başka yere barış içinde yerleşme şansları vardı. Ama bunca zulmü ve ölümü göze alıp vatanlarını terk etmediler. Çünkü terk ederlerse başka yerde yaşayacaklar, ama ikinci sınıf olmayı ve zaman içinde yok olmayı da içlerine sindirmek zorunda kalacaklardı.
Sonucu yarın göreceğiz. Türk milletini diğer milletlerden ayıran en önemli özelliği, mutlaka kendine ait bağımsız bir devlet çatısı altında yaşama isteğidir. Bu bilinçaltında bir reflekstir. Yarın bu refleksin tekrar işlediğini göreceğiz.