Koca yürekli paralimpikler
Hani diyorlar ya, “Türk spor basınında futbol var, ötesi yok!” Yalan… Hani diyorlar ya, “Türkiye’de taraftar sadece futbol izliyor, diğer sporları izlemiyor!” Koca bir yalan… Geçtiğimiz hafta sonu 21 Yaş Altı Millî Takımımız Esenler’de İrlanda ile oynadı. Esenler Stadı 5.296 kişilik, karşılaşmayı izlemeye gelen kişi 2.188.
Ben bu 2.188 kişiyi de göremedim aslında, birkaç yüz kişi gördüm, UEFA’nın yalancısıyım. 21 yaş altı Millî takımımız ilk karşılaşmasında Sakarya’da İtalya ile oynamış, 2.358 seyirci gelmiş. Ümraniye’de San Marino ile oynamış, 472 seyirci gelmiş. Norveç ile Alanya’da oynamış, 457 seyirci gelmiş. Millî takımlarımıza gelen taraftar sayısı bu kadar.
U20 Elit Lig’de bu hafta sonu İngiltere ile oynadık. 1960 kişi kapasiteli Pendik Stadı’nda oynanan karşılaşmayı izleyen seyirci birkaç yüzü geçmiyordu. Bir yaz akşamı, stadın çevresindekiler hakemin düdük sesini duysa ve stada gelse o stat dolar. Ama, nerede? Futbolu bile izlemeye gitmiyoruz.
BOŞ TRİBÜNLERLE OLİMPİYAT OLMAZ
Paris’te Olimpiyatlardan sonra Paralimpik Oyunları da sona erdi. Tüm karşılaşmalar yine kalabalık tribünlere oynandı. Fransa’nın olmadığı paralimpik branşlardaki mücadelelerde bile tribünler doluydu. Biz İstanbul’da Olimpiyat yapacağız ya; millî takımlarımızın futbol karşılaşmalarında bile tribüne gelmeyen İstanbullularla bu sadece bir hayal!
Paralimpik Oyunları sona erdi. Oyunlardan önce ne yazdıysam oldu.
EMEĞE 26 MARŞ BORÇLU OLMAK
Oyunların en büyük utancı yine Rus ve Belaruslu sporculara yapılan ambargo idi. Oyunlara “Bağımsız Sporcu” adıyla katılan engelli sporculara ülkelerini temsil etmeyi yasaklayanlar ahlaksızlıklarıyla tarihe geçtiler. Toplam 71 Rus veya Belaruslu sporcu kürsüye çıktı.
Ancak göndere ülkelerinin bayrağı çekilmedi. Beyaz üzerine kocaman siyah NPA yazısı göndere çekildi. 26 Rus veya Belaruslu sporcu altın kazandı. Kürsünün en tepesinde, kendi marşları yerine ne idüğü belirsiz Paralimpik Oyunları Marşı adı verilen bir zırva çalınırken; başarılı engelli sporcular acı çektiler. Dudaklarını büktüler, yüzlerini ekşittiler, bayraklar yerine sağa sola baktılar. Başarı ödüllendirilmek içindir.
Rusya ve Belarus’un kamucu politikaları sayesinde hayata bağlanan bu başarılı sporcuları ülkelerinin marşlarından ve bayraklarından mahrum bırakanlar vicdansızdır. Paralimpik Oyunları’nda 4 kez İsrail Millî Marşı’nı çalanlar; hangi yüzle Rus ve Belaruslu sporcuların marşını engeller?
KAMUCU ÇİN KAPİTALİST ABD’Yİ EZDİ
Rusları engelleseler bile, engellisine sahip çıkan kamucu politikalar Paralimpik Oyunları’nda zafere ulaştı. Dağıtılan 549 altının 94’ünü Çin kazandı. Toplam altınların %17’inden fazlasını Çin kazandı. Toplam 1707 madalyanın 220’sini Çin tek başına kazandı. Madalyaların %13’ü Çin’in oldu. Çin 94 altın 76 gümüş 50 bronz, toplam 220 madalya kazanırken; ABD 36 altın 42 gümüş 27 bronz toplam 105 madalya azandı.
ABD, Çin’in kazandığı altının anca %38’ini kazandı, bazılarını da masa başında kazandı. ABD’nin görme engellilerin yarıştı T12 sınıfında kazandığı iki altın Türkiye’nin hakkı idi. Daha birkaç ay önce, Kobe’de Serkan Yıldırım’ın hem 100 hem 400 metrede geçtiği Amerikalı önce 100 metreyi kazanmadan Serkan’ın haksız diskalifiyesi ile altın kazandı. Serkan 400 metrede Amerikalıyı daha farklı geçecekti. Serkan’ı 400 metrede yarıştırmadılar ve ABD’liye bir altın daha kazandırdılar.
Halbuki, hukuksal süreç devam ediyor. Serkan Yıldırım’ın uygunluğu teyit edilirse 100 metre altınına geri alacak. 400 metrede çalınan altını nasıl geri alacağız? Hırsız Atlantik!
TÜM PARALİMPİKLERİMİZ BAŞARI KAZANDI
Türkiye 6 altın 10 gümüş 12 bronz ile madalya sıralamasını 23. bitirdi. Çalınan 2 altınımız olsa 14. sıraya yükselecektik. Toplam 23 madalya ile 17. olduk. 2 altınımızı çalmasalar, toplam madalya sıralamasında 13. olacaktık. Oyunlara katılan 95 sporcumuzdan 35’i madalya kazandı. %37’den fazla oyuncumuz kürsüye çıktı. 8 sporcumuz 7 madalyayı kıl payı kaçırdı 4. Oldu.
Judoda 4, Masa tenisinde 2 üçüncülük mücadelesi kaybettik. Bu 6 beşincilikle beraber toplam 15 beşincilik kazandık. 56 sporcumuz ilk beşe girdi. Oyunlara katılan sporcularımızın %60’ı yarışlarında ilk 5’e girdi.
Golbol Kadın Millî Takımı 3 kez üst üste Paralimpik Şampiyonu oldu. Masa tenisinde 3. olan Ebru Acer’in özür dilemesi yüreklerimizi burktu. Hem madalya kazanıp hem özür dileyecek kadar koca yürekli kız. Havuzda Sevilay Öztürk yine madalya kazanırken, Sümeyye Boyacı ve Turgut Aslan Yaraman kıl payı madalyayı kaçırdı. Ama, havuzdan iki altın madalya çıkarıp İstiklal Marşı’nın en güzelini okuyan Umut Ünlü’nün azminin karşısında duygulanmamak mümkün müydü?
ÜNLÜ HEPİMİZE DERS VERDİ
Umut başarısıyla tüm milletimize ders verdi. Tembellik yapmaya hakkımız yok! Bahane bulmaya yüzümüz yok! Çalışmak ve ülkemizi gururlandırmak zorundayız. Yoksa nasıl bakarız Umut’un yüzüne, ne yüzle kutlarız Umut’un başarılarını? Uluslararası paralimpik Komitesi’nin sınıflandırmalarına akıl sır ermiyor. Umut, engeli daha az rakiplerle yarıştı. Bahane bulmadı, şampiyon oldu, hem de iki kez. Umut’un azmini örnek alırsak başaramayacağımız imkânsız yok! Umut ile bir taraftan gururlanırken diğer taraftan hepimiz kendimizi sorguladık.
ŞEHİRLER ENGELLİYE UYGUN OLMALI
Emperyalizmi bozguna uğratan bir millet olduğumuzu hatırlattınız, Türkiye’nin en güzel insanları. Neden asla vazgeçmememiz gerektiğini gösterdiniz? Yorulsak bile çalışmaya devam etmek zorunda olduğumuzu kanıtladınız. Aileleriniz ve hocalarınıza da sonsuz teşekkür ederiz. Sizi dört senede bir hatırlamayacağız.
Yolda yürürken, otobüse binerken, alışveriş yaparken, evde dolanırken; sizi düşünmeyen yöneticilerin aklına girdiniz. Bu ülkenin engellilerinin kocaman yüreği var. Belki bir kazada, belki orduda, belki doğuştan; ama muhtemelen bir kusur yüzünden engelli kalsalar da; nefret ile değil azim ve sevgi ile dolmuş yürekleri bu yiğit canların. Şehirlerimizi ve ülkeyi yönetenlerin; engellilere uygun yaşam alanları yapmak gönül borçlarıdır.
CİNAYET BU KAPAĞIN ALTINDADIR
Başarıları her zaman ödüllendirmiyoruz. İlkan Karaman’ı kaybettik. İlkan; Fransa ve Taipei liglerinde de ülkemizi başarı ile temsil etti. Formosa Dreamers’de 46 sayı atarak rekor kırdığı maçın görüntülerini gururla izlemiştim. Hem kulüplerimize hem Basketbol Millî Takımımıza çok emeği geçti. Datça’da alkollü sorumsuz bir sürücü, İlkan’ı yaya iken ezdi. Türk basketbolu çok büyük bir değerini kaybetti. Alkollü araç kullanarak ölüme neden olan sürücünün cinayette kastı vardır…