Yandex
19 Mart 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Korku dünyası

Berna Bridge

Berna Bridge

Gazete Yazarı

A+ A-

6 Şubat yine geldi, çattı. Binlerce kişinin yaşamını kaybettiği, toprağın metrelerce yer değiştirdiği, yarıldığı, binlerce evin yıkıldığı, yaşamların paramparça olduğu deprem. 17 Ağustos 1999 Yalova depremi gibi. Orada da binlerce kişi yitti, gitti, evler yıkıldı, yaşamlar paramparça oldu. Geçtiğimiz günlerde aileler çocuklarıyla Bolu yangınında yitti, gitti, yangını çıkaranlar ise sağ salim binayı terk etti…

Santorini Adası depremlerle sarsılıyor, volkan patlayabilir söylentileri var, ada boşaltılıyor. Covid19 hala etrafta dolanıyor, hala insanları öldürüyor. 34 yıl önce Irak’ın bombalanmasıyla başlayan “Ortadoğu kan gölü” hala durulmadı, devam ediyor. Gazze katliamları ile ölen çoluk çocuktan sağ arta kalan, inanılmaz bir travmayla yaşayan, birçoğu hasta veya yaralı Filistinliler Ürdün’e, Mısır’a gitsin, yaşadıkları toprakları İsrail’e terk etsin baskısı var. Gitmezlerse kafalarına bombalar yine yağacak gibi. Ve dünya yine izleyecek gibi…

DURULMAYAN BİR DÜNYA

Mümbiç’te bombalar patlıyor. İnsancıklar yine ölüyor. Batı ve İsrail eliyle yaratılıp beslenen PKK on yıllardır can almaya devam ediyor, yüzyıllarca el ele yaşamış, birbiriyle evlenmiş, iş yapmış, komşu olmuş Türk’ü Kürde, Kürdü Türk’e düşman etmek için yapmadığını bırakmıyor. Durulmuyor dünya. Belki bazısı doğal afet, belki değil, bilen yok ama savaşlar ve terör insan eliyle, dünyamıza sürekli korku salıyor…

Yalova depreminden sonra tüm bilim adamları ısrarla İstanbul’un deprem beklediği, binaların sağlamlaştırılması gerekliliğine değiniyorlar, 25 yıldır gazete başlıkları “Korkutan deprem” gibi huzursuz edici söylemlerde ama 25 yıldır bir türlü bu deprem olmadı, yalnızca korku huzursuzluğuyla yaşattı herkesi.Bazıları kenti terk etti, başka yerlere göçtüler bu korkudan. Kovid-19’da korkuyla evlere kapandık, anti sosyalleştik. Hatta bunun için keşfedilen sözcük “Sosyal mesafe” idi. Yani sosyalliğe mesafe koy. Birbirini öpme, sarılma. İnsanlardan uzak dur!

FELAKET TELLALLIĞI

Şimdilerde Ege Bölgesinde yaşayanlarda yanardağ ve deprem korkusu iyice arttı. Yine basın ve bilim adamları felaket tellallığında: “Korkutan Deprem”, “Yunanistan teyakkuzda” vb… Tabii ki hükümetler önlem alacak, halkını tehlikeye atmayacak ancak yazılı ve görsel basının tiraj için halkı korkutması, sürekli huzursuz etmesi doğru değil…

Korku, sözlük anlamı ile ifade edildiğinde “Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan üzüntü, kötülük gelme olasılığı” şeklinde bir tanım ortaya çıkıyor. TDK'nın web sitesinde yer alan korku tanımlamasına ruh bilim açısından yaklaşımı ise bizlerin gerçek hayatta yaşadıklarını tarif ediyor.Bir miktar korku faydalı, bizi tehlikelerden koruyor ama fazlası ruh sağlığını bozuyor.

SÜREKLİ KAYGI, KORKU İLE TOPLUMUN RUH SAĞLIĞI BOZULDU

Yıllardır toplum olarak bir korku dünyasında yaşıyoruz ve toplumumuzun ruh sağlığı oldukça kötü etkileniyor. Bilim adamlarının, yazılı ve görsel basının bu durumu göz önünde bulundurarak konuları hassasiyetle dile getirmeleri gerek. Bilim adamları hükümete, belediyelere korku yaratıcı bilgileri versinler ki hükümet ve belediyeler önlemini alsın ancak halkı durduk yere sürekli huzursuzluk ve kaygı içinde yaşatmanın faydası yok.

Birleşik Krallık basınına baktığımda bunu görüyorum. Asla halkı huzursuz edecek ayrıntıda bilgiyi ne basın ne bilim adamları uluorta ve sürekli yaymıyor. Hükümet hemen engelliyor. Hatta sosyal medyada bile bu tür felaket tellallığına pek izin verilmiyor. Umarım bizim hükümetimiz de halkın ruh sağlığını koruma konusunda gerekli adımları bir gün atar.

6 Şubat Santorini