Yandex
16 Temmuz 2025 Çarşamba
İstanbul 30°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kurulacak yeni dünya düzeninde avuç açanlardan mı olacağız karar verici mi

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Dünyanın neresine giderseniz gidin mutlaka dünyadaki yeni cepheleşme gerçeğinin farkına varıyorsunuz.

30 Mayıs’ta katıldığımız Maliye Hesap Uzmanları Vakfı’nın bu yıl düzenlediği, “Yeni Dünya Düzeninde Değişen Jeopolitik ve Ekonomik Dinamikler - Trump Politikalarının Türkiye’ye ve İş Dünyasına Etkileri”nin tartışıldığı toplantıda zaten güçlenen korumacılık akımlarının ivme kazandığı vurgulandı.

Yeni bir düzen kurulacak ama nasıl bir düzen olacak, bunu kim belirleyecek…

Konuşmacılar farklı siyasi kökenden ve ülkelerden, Türkiye, Brezilya ve İngiltere’den geliyordu, üçü de üst düzey görev yapmış ya da hâlâ yapmaktalar… Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, eski Britanya Başbakanı Boris Johnson ve Dünya Ticaret Örgütü’ne yedi yıl başkanlık yapmış Robert Azevedo… Paneli yöneten Mehmet Öğütçü de hem diplomatlık görevi sırasında hem de daha sonra iş yaşamında önemli kurumlarda görev yapmış.

Çin’in… Mao’nun… Marksist iktisatçıların da adının geçtiği konuşmalarda “Yeni bir dünya düzeni oluşacak ama nasıl bir düzen ve kim belirleyecek…” bu konuşuldu.

Korumacılığa ve millîciliğe doğru ilerlendiği ama bunun Trump’la başlamadığı, onunla hız kazandığı, uluslararası kuruluşların yeniden şekilleneceği vurgulandı.

Cevdet Yılmaz, bunu bir fırsat olarak değerlendiriyor, “Belirsizliklerin olduğu dönemlerde gelişmiş ülkelerin seviyesine yaklaşmak daha olanaklı, eğer doğru siyaset izlerseniz.” dedi.

Belki tekrar 10 numaraya aday olacak, Türk kökeniyle gurur duyduğunu; Ahmet Hamdi, Ali Kemal ve Osman Kemal’in soyundan geldiğini ayrıntılarıyla anlatan Boris Johnson da değişimin hızına bakınca Türkiye’nin İngiltere’yi geride bıraktığı görüşünde. AB’ye karşı olmadığını ama onlara uygun olmadığını, yasaların ille Brüksel’den geçmesi gerektiğini, bağımsızlık meselesinin, stratejik özerkliğin önemli olduğunu vurguladı.

Bize de “Çok fazla takılmayın. Sizi çekmeye çalışacaktır. Şunu yapın bunu yapın diyeceklerdir yapmayın…” dedi ve elbette arkasından ekledi… “Gelin gerçek serbestlik anlaşması yapalım… İngiliz patlıcanından korkmayın… beş milyon İngiliz gelsin bir kıtadan ötekine yüzme yarışına katılsın…” önerilerinde bulundu.

EŞİT İLİŞKİ KURACAĞIZ YAPTIRIM GÜCÜMÜZE GÜVENELİM

Korumacılık derken kuşkusuz karşılıklı saygı çerçevesinde, ya da “kazan kazan” ilişkisinde olmalı. Emperyalist ülkelerin u dönüşü yapmaları pek kolay ve istekle olmayacaktır. O da bizim meselemizdir. Ankara’nın ve Türk milletinin yaptırım gücüne güvenmesiyle sağlanacaktır.

“Üç tavsiye verecek olsanız…” diye Eski İngiltere Başbakanı’na sorular sorup “Küstahça olur, tavsiye vermem… Britanya’ya yatırım yapabilir diyebilirim belki…” diye yanıt almak durumuna düşmeyeceksiniz…

Hatta daha da utandırıcı bir şekilde:

“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklandı…siz de belediye başkanıydınız…” türünden sorunuza “Kim…?? Nerede…?? Nasıl…??” diye bilmezden gelince ardından ısrarla “Peki Türkiye’deki demokrasi konusunda ne diyorsunuz?” bir sövgü almaya çalışıp o da ustaca savuşturulunca bir üçüncü kişi müthiş buluş olarak… “İmamoğlu tutuklanınca Türkiye’de hukuk sorunu tartışıldı…” e ee… “hukukun sorun olduğu bir ülkeye yatırım gelir miymiş…”

İnsaf!

Kim bunlar…

Tam Tanzimatçı çizgi!

Nerede neyi eksik ve az yaptık diye gazeteci olarak da, siyaset insanı olarak da ter içinde kalıyorum.

Oysa biraz önce, yanımdaki bir kurumun temsilcisi eğilip kulağıma demiş ki, “Sizin 20 yıldır söyledikleriniz bugün bu toplantıda tartışılıyor…”

Gazetecilik böyle olmalı.

Siyaset bu olmalı.

FIRSATLARI DEĞERLENDİRMEK

Panelde Dünya Ticaret Örgütü eski direktörü Brezilyalı Robert Azevedo’yla da “bir çağın sonu mu, eski düzen öldü mü…” konusuna yanıt arandı.

Nasıl bir düzen var?

Neyi kaybediyoruz?

Neyi kazanacağız?

Kendi sordu ve yanıtı şöyle verdi:

“Bu bir fırsat aynı zamanda!”

Ülkeler, yeni çözüm yolları arayacak, yeni ittifaklar kuracak, büyük güçlere bağımlılıklarını azaltmaya çalışacaklardır.

Yeni ittifaklar kurulacaktır.

Korumacılık artacaktır.

Çok kutuplu sistemde doların hâkimiyeti azalacaktır.

Doğum sancıları olacaktır.

Birkaç oyuncunun kararıyla olacak bir düzen değildir.

Ciddi bir belirsizliktir. Belki bir kaos olacaktır, sert mücadeleler…

Ama yeni bir dünya düzeni inşa edilecektir.

YENİ DÜNYADA TÜRKİYE

Biz de şu soruyu yönelttik:

ABD doları tek kutuplu dünyanın önemli bir aracıydı.

Kağıt ve yeşil boya ederine kendisi bir fiyat biçiyor, dolar şu kadar diyordu.

Silah gücüyle sözünü geçiriyordu.

Siz de ABD dolar saltanatının artık en azından eskisi gibi olmadığını söylediniz.

Yerine yeni ikili üçlü uygulamalar var.

Bu sorunu çözmemiz mümkün müdür?”

Birçok gelişen ülke açısından olduğu gibi, Türkiye ekonomisinin ve siyasetinin geleceği açısından önemli bir konudur.

Gerçekten de daha sonra yanıma birçok kişi geldi.

Aklın yolu, hedefiniz aynıysa, birdir!

DİLENMEYE İHTİYACIMIZ YOKTUR

Türkiye’nin derdi bugün yatırımları nasıl artırabilirim olmalı.

Gazetecilik bu yolda hizmettir. Aydınlatmak, bilgilendirmek görevimizdir.

Siyaset bu yolu nasıl açabilirim, nasıl yaşama geçirebilirim… için bir araç ve yaptırım gücüdür.

Türkiye’nin önünde Üretim Devrimi vardır. Başarabilecek, önümüze çıkan, ayağımıza takılan engelleri temizleme birikimi ve bilgisine sahibiz.

Bütün dünyayla eşit ilişki kurabilecek gücümüz vardır.

Dünyadan kısa hisseler

Bütün dünyada seçimler yeni cepheleşmeye göre ayrışıyor.

Korumacılık ve milliyetçilik yükselirken Atlantik hükûmetleri de giderek çıkmaza giren ekonomilerinin belini, silahlanmayla düzeltmeye çalışıyor.

Kurulacak yeni dünya düzeninde avuç açanlardan mı olacağız karar verici mi - Resim : 1

POLONYA’DA MİLLİYETÇİ ADAY

-Polonya’da milliyetçi muhalefet adayı Karol Nawrocki, Polonya'nın cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı. Varşova'nın Avrupa yanlısı yönelimini pekiştirme çabalarına büyük bir darbe indirdi.

ESKİ ABD MÜTTEFİKLERİ GİDİYOR

-Güney Kore’de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. ABD’nin Asya’daki metal ihracatçısı olan Güney Kore tartışılan son gümrük kararlarından etkilendi. Bir süredir iktidara karşı gösteriler vardı.

Muhalefet lideri Lee Jae-myung “hasta ekonomiyi canlandırma” sözü verdi. ABD müttefikleri de değişiyor. Milliyetçilik tetikleniyor.

Kurulacak yeni dünya düzeninde avuç açanlardan mı olacağız karar verici mi - Resim : 2

İNGİLTERE DE SİLAHLANIYOR

-İngiltere, ülkeyi modern bir savaşa hazırlamaya ve “Rusya'nın tehdidine karşı koymaya hazırlamak için” tasarlanan savunma incelemesinin bir parçası olarak nükleer enerjili saldırı denizaltı filosunu genişletecek.

Türkiye Çin ABD Polonya İngiltere