Latin Amerika Ülkeleri ve Filistin Sorunu
Latin Amerika ülkeleri ile Filistin arasındaki münasebetler 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başlarına rastlamaktadır. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nden on binlerce Filistinli Latin Amerika ülkelerine göç etmiş ve gittikleri yerlerde ülkenin ekonomisine önemli katkılar sunmuşlardır. Latin Amerika ülkelerinde günümüzde 1 milyonun üzerinde Filistinli yaşamaktadır. Filistinlilerin göç ettikleri ülkelerde sevilen bir halk olmuştur. Bu ülkelerin Filistinlilere yaklaşımın olumlu olmasında iç dinamikler de etkildir. Latin Amerika ülkelerinin Filistin sorunundaki yaklaşımının tarihsel kökleri vardır. Birinci aşamada bu ülkelerin bazıları 1948’de İsrail devletinin kuruluşuna onay vermiştir. Küba, BM Genel Kurulunda İsrail’in kuruluşuna olumsuz rey vermiştir. İkinci aşamada ise 1967 yılından itibaren Latin Amerika ülkeleri İsrail saldırganlığının artmasıyla birlikte bölgede iki devletli federasyon çözümünü savunmaya başlayarak Filistin halkının yanında yer almıştır. Bu dönemde Latin Amerika solcuları Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kamplarında eğitim almış, parasal ve silah yardımı almışlardır. Bu kontekste Latin Amerika solu Filistin’den yana tavır sergilerken, bu ülkelerin sağcıları İsrail’i desteklemiştir.
Venezuela’da Hugo Chavez’in iktidara gelmesiyle Latin Amerika ülkelerinde sol düşünce yükselişe geçti. Günümüzde Latin Amerika ülkelerinin yarıdan fazlası sol hükümetler tarafından idare edilmektedir. 2000’li yılların başına kadar Latin Amerika halkı neo-liberal, Batı yanlısı ve otoriter sağcı liderleri desteklemiş ancak sol hükümetlerin iktidara gelmesiyle birlikte ekonomi ve dış politikada paradigma değişikliği yaşanmıştır. Solcu liderler Amerika’dan bağımsız iç ve dış siyaset yürütmeye çalışmaktadır. Nitekim tam bağımsız politikalar üretmeye çalışan solcu hükümetler Filistin-İsrail savaşı konusunda da Filistin halkının yanında yer almayı tercih etmiştir
Son on yılda Latin Amerika-İsrail ilişkilerini ele aldığımızda Şili ve Venezuela gibi ülkelerin İsrail’e karşı sert tutum sergilediği görülmektedir. Örneğin; İsrail’in saldırılarının artmasıyla birlikte Venezuela İsrail büyükelçisini ülkeden kovmuş, Şili İsrail ile bütün siyasi-ekonomik ilişkilerini kesmiştir. Ayrıca Brezilya, Şili, Arjantin, Kosta Rika, Küba, Meksika ve Venezuela BM’de İsrail’in savaş suçlarının araştırılması amacıyla oy kullanan ülkeler arasındadır. (1) 7 Ekim 2023’de Hamas’ın İsrail’e karşı gerçekleştirdiği şiddet eyleminde Venezuela, Şili ve Küba dışında bütün Latin Amerika ülkeleri Hamas’ı kınadı. Ancak İsrail’in El Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlediği saldırıdan sonra 800 kadın, çocuk ve yaşlının öldürülmesiyle Latin Amerika ülkeleri Filistin’den yana tavır sergileyerek İsrail’i soykırımcılık yapmakla suçlamıştır. Başta Kolombiya başkanı Gustavo Petro olmak üzere Şili, Arjantin, Bolivya, Honduras, Peru, Guatemala, Dominik ve Kosta Rika yaşananlardan ötürü Filistinlilerle dayanışma mesajları açıklayıp İsrail'i eleştirdiler. (2) Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, Filistinli bir aktivist gibi sürekli İsrail’i suçlayıcı basın açıklamaları yapmakta ve sosyal medyasından sürekli İsrail’in saldırganlığı ile ilgili bilinçlendirici paylaşımlarda bulunmaktadır. Bu tutumundan dolayı ülkesindeki Yahudi cemaatin linçine maruz kalmıştır. (3)
Solun Latin Amerika ülkelerinde yükselişe geçmesi devletlerin dış politikasına da yansımıştır. Bağımsızlıkçı politikalar üretmeye çalışan solcu hükümetler Amerikan etkisinden kurtulmaya yönelik politikalar üretmeye çalışmaktadır. Kanaatimce Samuel Huntington’ın “Medeniyetler Çatışması” kuramı İsrail-Filistin sorununa da yansımıştır. Bu bağlamda yüzyıllarca Amerika’nın sömürgesi altında yaşayan Latin Amerika ülkelerinin Filistin sorununda İsrail aleyhine politikalar geliştirmesi doğal karşılanabilir. Çünkü köle-efendi diyalektiği şeklinde tarihi yorumlarsak Latin Amerika halkı da aynı Filistinliler gibi ezilen halk konumundadır. Gerek Filistinliler gerekse Latin Amerika ülkeleri İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’ni “ötekileştirici” olarak görmektedir. Ezilen iki halk da “bizler” ve “onlar” şeklinde olayları yorumlamaktadır. Esas olarak sorunun bir sömürgeleştirme süreci olduğu da söylenebilir.
KAYNAKÇA
1)“Latin Amerika’dan İsrail’e Karşı Dik Duruş”, http://www.incanews.com/manset/10143/latin-amerikadan-israile-karsi-dik-durus
2) “Latin Amerika solu, Filistin'i neden destekliyor?”, https://www.indyturk.com/node/671576/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/latin-amerika-solu-filistini-neden-destekliyor
3) “Latin Amerika’nın İsrail-Gazze Savaşına Tepkisi”, https://dunyasiyaseti.com/icerik/latin-amerikanin-israil-gazze-savasina-tepkisi.html