24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mazlum Abdi: Türkiye, ABD ile ortak karargâhımızı da vurdu

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye’nin Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki hedeflere yönelik düzenlediği Pençe Kılıç adlı hava harekâtı PKK/YPG’de beklendiği gibi telaşa neden oldu. PKK/YPG’nin gönüllü basın sekreteri gibi çalışan Al Monitor sitesi yazarı Amberin Zaman, saldırının ardından örgütün Suriye’deki elebaşı Mazlum Abdi (Kobani) ile görüşmüş. Amberin Zaman ve ABD’li diplomat kılıflı kocası Joseph S. Pennington’un, PKK ile irtibatının tarihi epey eskidir. İkinci İsrail projesindeki üstlendikleri görevlerini bir başka yazıda daha uzun ele alacağımızı belirterek Abdi’nin anlatımlarına geçelim.

Amberin Zaman, görüşmeyi Erbil’den WhatsApp üzerinden Türkçe yaptığı belirtiyor. Abdi’nin bu saldırılardan ABD’nin haberdar olmadığını vurgulaması önemli. Hava harekâtı sırasında ABD ile birlikte kullandıkları, ABD’li personelin bulunduğu PKK/YPG’nin kılıfı SDG karargâhının da hedef alındığını açıklayan Abdi ile Amberin Zaman arasındaki ilgili diyalog şöyle:

Zaman: Sizinle defalarca görüştüğüm Haseke'deki ABD öncülüğündeki koalisyon üssüne bitişik karargâhınızın bugün bir Türk insansız hava aracı saldırısıyla vurulduğunu teyit edebilir misiniz?

Abdi: Evet. Drone, o binadan yaklaşık 500 metre uzakta bir alana çarptı.

Zaman: Türkiye'nin en çok arananlar listesindesiniz. O saldırının hedefi sen miydin?

Abdi: Bunu kesin olarak söyleyemem. Ama şu da bir gerçek ki, Türkiye geçmişte birkaç kez beni öldürmeye çalıştı ve faaliyetlerimi burada yürüttüğüm biliniyor.

Zaman: ABD ve koalisyon güçleri tam anlamıyla kendi karargâhınızın yanında konuşlanmış olduğu için Türkiye'nin saldırıdan önce ABD'ye önceden haber verdiğine inanıyor musunuz?

Abdi: Türkler, Amerikalıların orada olduğunu biliyor. Ortak bir tesis. Orada güçlerimizin ortak eğitimini gerçekleştiriyoruz. Amerikalılara önceden uyarılıp uyarılmadıklarını sormak gerekir, ancak bildiğimiz kadarıyla Türkler fiili bir saldırı gerçekleştirdi.

Zaman: Bununla ne demek istiyorsunuz?

Abdi: Bence Amerikalılar bu saldırının olacağını bilmiyorlardı.Orada bulunmalarına rağmen saldırı gerçekleşti diyebiliriz.

(Al Monitor, 22 Kasım 2022)

‘ŞAM, TALEPLERİMİZİ UMURSAMIYOR’

Abdi, Türkiye’nin sınırın 70 kilometre derinliğindeki ABD ve Rusya’nın ortak kontrolünde olan bir bölgeyi hedef aldığını belirtiyor.

Rusya’nın, kendilerini Şam ile masaya oturtmak istediğini ileri süren Abdi, Moskova’nın Ayn el Arab’a bir operasyona razı olabileceğini kaydediyor. Buna karşılık hem kendilerinin hem de ABD’nin Ayn el Arab’ı sembol olarak gördüğünü vurguluyor.

PKK/YPG’nin Suriye’deki elebaşı, “Türkiye’yi bir kara harekâtından caydırması için daha kuvvetli itiraz etsin” diye ABD’ye yalvarıyor. Abdi, Suriye yönetimi hakkında da şunları söylüyor: “Şam hükümeti kendisini alternatifsiz, yeri doldurulamaz görüyor ve bu zihniyet onları daha sert ve taleplerimize karşı umursamaz yapıyor.”

KARA HAREKÂTI OLACAK MI?

Hava harekâtı devam ederken herkesin merak ettiği en önemli konu, bir kara harekâtının söz konusu olup olmayacağı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin dünkü grup toplantısında ne zaman olacağını belirtmedi ama Münbiç, Tel Rifat ve Ayn el Arab’ın (Kobani) adlarını geçirerek bu bölgelere bir kara harekâtının yapılacağını açıkladı. Erdoğan’ın bir gün önce Yusufeli barajının açılış töreninde “İnşallah en kısa sürede bizimle birlikte yol yürüyen dostlarımız, askerimizle birlikte hepsinin de kökünü kazıyacağız bu böyle biline.” demesi dikkat çekmişti.

Erdoğan’ın konuşmasında vurguladığı strateji ise şöyle: “Hatay’dan Hakkari’ye kadar güney sınırlarımızın tamamını ülkemiz topraklarına saldırı imkanı bırakmayacak şekilde bir güvenlik şeridiyle kapatmak.”

SORUNU KÖKÜNDEN ÇÖZECEK SİYASET

Türkiye’nin kendi güvenliği için PKK/YPG terör örgütüne karşı düzenlediği sınır ötesi operasyonlar sonuna kadar meşrudur ve haklıdır. Çünkü güney sınırlarımızda, 1991’den sonra Irak’ın kuzeyinde 2011’den sonra da Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin fiili askeri desteği ile PKK alanları oluşturulmuştur. Peki Erdoğan’ın belirttiği strateji, bu sorunu çözmeye yeter mi? Şunu belirtelim: Bunun yapılması ile, PKK/YPG’yi aşağıya süpürerek en fazla geçici bir kazanç sağlanabilir. Sorunu kökünden çözecek hamle, PKK/YPG’nin bu bölgeleri işgal etmesini sağlayan ABD desteğini ortadan kaldırmaktır. Çünkü, örgütün elebaşı Abdi’nin yukarıda yer verdiğimiz açıklamalarından da görülebileceği üzere ABD desteği olmadan PKK/YPG’nin bölgedeki varlığını sürdürmesi mümkün değildir.

Bunu sağlayabilmek için ise Temmuz ayında Tahran’da yapılan Astana Zirvesi’nde ilan edilen “ABD’nin bölgeden çekilmesini sağlamak” için öncelikle Suriye ile Türkiye, ardından İran, Rusya, Irak ve diğer bölge ülkelerinin işbirliğinden başka bir yol yoktur. Bu yola girilmesi ile yobaz ve bölücü terör örgütleri, ortak ya da eşgüdümlü askeri harekâtlarla bitirilebilecektir. Böylece bölgede ABD’nin etkinlik kurmasının zemini ortadan kaldırılabilecek ve Irak’ı Suriye’yi, Türkiye ve İran’ı parçalama operasyonu nihayete erdirilebilecektir.

PKK ABD Türkiye Suriye Şam