Yandex
12 Temmuz 2025 Cumartesi
İstanbul 23°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MEDYANIN HALLERİ... Sayın Dündar gözünüzü açar mısınız?

Nadir Temeloğlu

Nadir Temeloğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

Tehdit Dedeğaç’ta ama S-400 ağızlarında
Tık, tık, tık… Sayın Dündar gözünüzü açar mısınız

Türkiye, Rusya’dan S-400 aldı. Bu ABD yaptırımlarına neden oldu. Daha doğrusu bahanelerden biri oldu. Maalesef hükûmetten bir kanat da, muhalefet de, ülkemizin muhafazakârı da, solcusu da, sözde Atatürkçüsü de, bunun ağır maliyet getirdiğini iddia etti. “S-400’den kurtulalım, ABD ile ilişkileri düzeltelim” propagandası yürütüldü. Bazıları da NATO’cu savlarla S-400’den vazgeçirmeye çalıştı. “S-400’ler hurda olacak. Paramız boşa gitti.” söylemleri de bolca yayıldı.

Sözcü Gazetesi’nden Uğur Dündar da bugünkü yazısında benzer şeyler söylüyor. “Alınmaları doğru değildi” diyen Dündar, S-400 nedeniyle F-35’ler için ödediğimiz paranın ve 40 adet F-16’nın verilmemesinin ağır tablo yarattığını söylüyor.

S-400 ABD’YE TESLİM OLMAYAN
TÜRKİYE KARARLILIĞIDIR!

Tabiî sayın Dündar, ABD’nin zorbalığına, Türk milletinin parasına el koymasına edecek lafı yok. Faturayı bize kesiyor, ABD’nin hiç günahı yok. Sen S-400 alırsan, bu bedeli ödersin demeye getiriyor.
S-400’lerin bir silah olmadığını, stratejik bir tercih olduğunu bir tek Aydınlık yazdı.
S-400 bir tehdit saptaması üzerine alındı. Türk milleti artık tehdidin Doğu Akdeniz’den, Suriye’nin kuzeyinden geldiğini görüyordü. Türkiye bu tehditlere karşı kendisini silahlandırmak mecburiyetiyle karşı karşıyaydı. Tehdidin adı, ABD-NATO-İsrail’di. Amaç Suriye’nin kuzeyinde bir İkinci İsrail kurmaktı. İşte S-400’ler bu planlara karşı alındı. ABD'ye teslim olmayan Türkiye'nin kararı oldu. Türkiye’nin güvenlik ihtiyacına yanıt veren S-400’ler aynı zamanda en ekonomik kaynaktı. Çünkü Türkiye, Doğu Akdeniz’de veya güneyinde yenilirse her şeyiyle çöker. Yani buraya sarf edilen kaynaklar en sonunda ekonomiye de hizmet eden kaynaklardır. Çünkü güvenliği olmayan bir ülkede ekonomi de olmaz.

YUNAN BASINI SİZDEN İLERİ

Fakat Türkiye’de Trump’la birlikte Amerikancılık yine hortladı. Hükûmet ve ona yakın basında, Trump umutları, Türkiye’nin yeniden Atlantikçi rotaya yönelme işaretleri vermesine yol açtı. Yaptırımların kaldırılmasında yine S-400’ler konu. Fakat sözde Atatürkçüler, başından da S-400’e karşıydı, şimdi sayın Dündar’ın yazısında gördüğümüz gibi bugün de karşı. Çünkü kaderlerini NATO ve Atlantik sistemiyle birleştirmiş durumdalar.
S-400’ü eleştirenler nedense Dedeağaç’ta Türkiye’yi hedef alan tatbikata karşı sessizler.
Kaç gündür ABD, NATO, Yunanistan güçleri Türkiye’ye karşı Meriç’i geçme senaryoları uyguluyor.
Hükûmet suskun. Hükûmet basını suskun. NATO’cu bütün partiler suskun. Atatürkçüler suskun. Muhalif gazeteler suskun.
Suskun olmayan sınırın iki yakasında iki unsur var.
Türkiye tarafında Vatan Partisi, TGB, Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal.
Yunan tarafında Yunan basını. Evet, Türk basınının sustuklarını, Aydınlık’ı kaynak göstererek Yunan basını yazıyor. Vatan Partisi’nin Edirne eylemi uzun uzun konu ediliyor.
Türkiye’ye yönelen tehditler olunca sayın Dündar’lardan hiç Türkiye’nin çıkarlarını savunan yayınlar göremiyoruz. Ama iş ABD’nin NATO’nun çıkarına gelince, S-400’e vurmak kolay oluyor.
Uğur Dündar’ın meşhur bir videosu vardı: “Sayın Bezmenler kapıyı açar mısınız?” diye.
Ama bugün Türkiye’ye yönelik tehditlerin kapısının ardında kendi kaldı maalesef kendisi.
Bize de tek şey söylemek düşüyor: “Sayın Dündar gözünüzü açar mısınız? Konu S-400 değil, Dedeağaç’taki tatbikat. ABD yaptırımlarının Sözcü’sü olmayın. Gelin Türkiye’yi savunalım.”

***
NATO’dan ‘3-5-5’ hamlesi
Güldener Sonumut-MİLLİYET

Savunma bakanları, 24-25 Haziran tarihlerinde yapılacak NATO Zirvesi’ne son şeklini verirken, İttifak’ın caydırıcılık ve savunma stratejisinin savunma ayağında savaşa hazırlık seviyesine geçişi öngören düzenlemeleri netleştirdi. NATO Devlet ve Hükümet Başkanları, Lahey Zirvesi’nde bu konuda sonuç bildirisine önemli bir karar ekleyecek.
Liderler, İttifak’ın kendisini savunma amacıyla savaşa hazır hale getirmesi gerektiğini kararlaştıracak. Bu çerçevede NATO’nun güvenliğini ve 1 milyar insanın yaşam tarzını korumak için daha fazla asker, daha fazla mühimmat ve gelişmiş savunma kapasitesine ihtiyaç duyulacak. Zirvede, bu konuda bağlayıcı kararlar alınacak. Ancak alınacak kararların yalnızca bir sayfalık kısa bir bildiride yer alması değil, hayata geçirilmesi esas olacak. Bunun için Avrupalı müttefiklerin sosyal harcamalarla savunma harcamaları arasında denge kurarken, kamuoyunun tepkisini çekmeyecek zor kararlar alması gerekecek. Üstelik bazı ülkeler bu süreci seçim atmosferinde yönetecek.

***
Trump, İsrail ve Avrupa’ya karşı daha da sertleşecek
BERCAN TUTAR-SABAH

Çin ve Rus liderlerin sık sık dile getirdiği gibi dünya yüzyılda bir görülen çok köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Çoğu Batılı analistin ortak kanaati de bu yönde. Sayın Erdoğan'ın küresel güç haritalarındaki dönüşüme dair vurgularına son zamanlarda Fransa, Almanya ve ABD liderlerinin de katıldığını görüyoruz.
Hemen herkes değişim konusunda hemfikir. Fakat asıl mesele bu değişimin kaptan koltuğunda kim(ler)in oturduğudur. Gelişmeler bize küresel gidişatın kontrolünün artık Batı'dan ziyade Türkiye, Çin ve Rusya gibi Asya-Pasifik güçlerinin elinde olduğunu gösteriyor. ABD, Donald Trump ile birlikte bu sürece dâhil olmaya çalışan bir tavır sergiliyor. Ancak, İsrail ve Avrupa'nın "direnişi" nedeniyle birçok sıkıntı yaşıyor.
Oysa ABD'nin de küresel statükoyu sarsan aktörlere katılmasıyla süreç daha da hızlanacak. Bunun için de ABD'nin Suriye'de gösterdiği performansı Ukrayna ve diğer kriz alanlarında da göstermesi gerekiyor. Çünkü Suriye ve Ukrayna düğümünün çözüm şekli yeni dünyanın şekillenmesinde kilit rol oynayacak. Bundan dolayı da gözler ister istemez Erdoğan, Trump, Putin ve Şi'nin yapacağı hamlelere kilitlenmiş durumda.