MEDYANIN HALLERİ... Trump’a güvenen yaya kalır

Şu an ABD’de bir iç savaş yaşanıyor: Küreselciler ve Vatanseverler arasında.

ABD’nin tekelci sermayesi bölündü. Son seçimde Küreselcileri Biden temsil ediyordu. ABD derin devletinin de izlediği bu çizgi, ABD’nin dünyanın efendisi olmayı ve dolarla kurdukları haraç sistemini sürdürmeyi hedefleyen şahinlerden oluşuyor.

Trump ise “Bu sistemi sürdüremeyiz, içimize dönelim.” diyen gerçekçilerin temsilcisi.
AK Parti hükûmeti seçimlerden önce bu yarılmayı ve Trump’ın geldiğini gördü. Yatırımına buna göre yaptı. ABD seçimlerinin olduğu 10 Ocak 2025’te bir mehdi gibi gelecek ve Trump’la birlikte ABD-Türkiye sorunları çözülecekti.

Biz, “Trump Doğu Akdeniz’e odaklanıyor” uyarıları yaparken, hükûmet medyasının bir kısmı Trump’ı öven yazılar yazıyordu. Yakın zamana kadar da böyleydi.

Hürriyet’ten Abdulkadir Selvi, 12 Haziran 2025’te “Trump bize lazım” diye yazıyordu. Biz de itirazlarımızı 13 Haziran’da “Abdulkadir Selvi’nin düştüğü çatalçıkmaz” yazısıyla yapmıştık: “Trump’la el ele bir çözüm yok. Ama Türkiye’nin birikimi, millî devleti, bir yanda da Yükselen Asya Uygarlığı var. Türkiye’nin geleceğinde Trump’a rağmen devrim var. Bize bir Trump lazım değil. Üreticilerin Millî Hükûmeti lazım.”

10 GÜNDE DEĞİŞEN YAZILAR

Selvi’nin Trump bize lazım diye adlandırdığı konulardan biri, “Netanyahu’ya karşı tavrı” idi.  Şimdi ise Selvi, artık Trump’ın İran’ı hangi gün vuracağını yazıyor. 20 Haziran tarihli yazısında, Trump’ın Truman rolüne büründüğünü anlatıyor. Selvi şöyle diyor: “İran’ın çok eleştirilecek yanları var. Birçok şey söylenebilir. Ama şimdi İran’ı eleştirme zamanı değil. İran hem İsrail hem ABD tarafından ağır bir saldırı altında. İsrail ve ABD’ye karşı vatanını savunuyor. Onurlu bir mücadele veriyor. Şimdi eleştirileri kesip İran’ın yanında yer alma zamanı.”

Sayın Selvi’nin bu sözlerini tebrik ediyoruz. Doğru yerde duruyor. Basınımızda hâlâ İran’ı eleştirmekle vakit kaybedenlere karşı örnek bir tavır sergiliyor.

Benzer bir değişim Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’da da var. 17 Haziran’da “Ateşkesi sağlarsa Trump sağlar” diyen Hakan, 19 Haziran’da Trump’ın mesajlarının karışık olduğunu yazıyordu. 20 Haziran’daki yazısında ise, Trump’la yapılmayacak şeyleri sıraladı: “Yolculuğa çıkılmaz. Borç alınıp verilmez. Sırt dönülmez. En masum sır bile verilmez. Tatile çıkılmaz. Teknesinin iki metre yanından bile geçilmez. Ortak köfte işine bile girilmez. Okeyde ortak olunmaz. WhatsApp’ta gruba eklenmez. Bahse girilmez. Komşu olunmaz.”

Atalarımızın bir sözünü, güncelleyelim: İnanma Trump’ın dostluğuna, saman doldurur postuna.
Darısı denge politikası diye Türkiye’yi yalnızlaştıran, bir Atlantik bir Avrasya çizgisinde yalpalayan AK Parti iktidarının başına.

Umarız çok geç olmadan onlar da bu gerçeğe varırlar.