Yandex
16 Temmuz 2025 Çarşamba
İstanbul 29°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

NATO ve ABD bizim neyimiz…

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Belçika'nın Mons kentinde bulunan NATO’nun Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı’ndan (SHAPE) 23 Mayıs’ta yapılan açıklamaya göre; Türkiye, 12-23 Mayıs 2025 tarihleri arasında Konya'daki 3. Ana Jet Üssü'nde Anatolian Phoenix-25 canlı uçuş tatbikatına ev sahipliği yaptı. Almanya, İtalya, Polonya, Romanya, Slovakya ve ABD'den birliklerin katıldığı tatbikatta “yüksek tehditli bir operasyon ortamında gerçekçi muharebe eğitimi” verilmiş… Amaç “gelen barışı, güvenliği ve toprak bütünlüğünü korumak” mış… Tatbikatta Türk Hava Kuvvetlerinin ileri yetenek ve harekât imkânlarına katılan yeni teknolojik sistemler ön plana çıkarılmış...

NATO ve ABD bizim neyimiz… - Resim : 1
Konya'daki 3. Ana Jet Üssü'nde Anatolian Phoenix-25 canlı uçuş tatbikat

Bir yandan Ege ve Akdeniz’de namlular üzerinize çevrilmiş, NATO “sınırları” dışında bırakılan Türkiye’yi açıkça hedef alan ve tehdit mesajları içeren tatbikatlar yapılıyor, öte yandan silahını bıraktırmaya çalıştığımız terör örgütüne, bir diğer adıyla NATO-ABD’nin “kara gücüne” eline tutuşturdukları silahlarla yola devam diye cesaret verilecek…

PKK’nın içindeki bir bölümün liderlerinin yaptığı açıklamalarda bu neredeyse açıkça dile getiriliyor.

Birileri frene basacak.

Girilen yola takozlar yerleştirilecek.

Biz de bunları içimize sokacağız… savunma sanayimizdeki, Silahlı Kuvvetlerimizdeki bilgiler, veriler ortaklaşmaya devam edecek…

“Dost-müttefik” adıyla hem içerideki hem de sınır ötesinden örgütlerimizin yönetimlerini fonlamalarına, Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve kültürel bağımsızlığına aykırı müdahalelerine “özgürlük” alanı açacağız…

Bu böyle sürebilir mi…

Türkiye bu yaman çelişkiyi artık çözmek zorunda kalacaktır.

ABD’nin bölgesel çözümünün ardında yatanlar

25 Mayıs’ta Suriye'deki HTŞ yönetiminin lideri Ahmed Şara’yla birkaç gün önce bir araya gelen ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, X hesabından yazılı bir açıklama yaptı.

Dedeağaç’taki tatbikat… Silah bırakma süreci… Akdeniz ve Karadeniz’deki sıcak havalar… Türkiye’nin bütün bu gelişmeler karşısında hangi cephede yer alacağı konusunda kararsızlıkları…

Önemli dönemeçteyiz.

İnsan ister istemez daha dikkatli okuyor.

Açıklama şöyle:

“Batı, bir asır önce haritalar, manda yönetimleri, çizilmiş sınırlar ve yabancı yönetimler dayattı. Sykes-Picot Suriye'yi ve daha geniş bir bölgeyi barış için değil emperyal kazanç için böldü. Bu hata nesillere mal oldu. Bunu bir daha yapmayacağız. Batı müdahalesi dönemi sona ermiştir. Gelecek, bölgesel çözümlere, ortaklıklara, ve saygıya dayalı bir diplomasiye aittir. Başkan Trump'ın 13 Mayıs'ta Riyad'da yaptığı konuşmada vurguladığı gibi, 'Batılı müdahalecilerin Ortadoğu'ya uçarak nasıl yaşanacağı ve kendi işlerinizi nasıl yöneteceğiniz konusunda dersler verdiği günler geride kaldı.

SURİYE’NİN YENİDEN DOĞUŞU

“Suriye'nin trajedisi bölünmüşlük içinde doğdu. Suriye'nin yeniden doğuşu saygınlık, birlik ve halkına yatırımla gerçekleşmelidir. Bu da hakikatle, hesap verebilirlikle ve bölgeyle birlikte çalışmakla başlar, bir sorunu ortadan kaldırmadan geçiştirmekle değil. Türkiye, Körfez ülkeleri ve Avrupa’yla birlikteyiz; bu kez askerler, nutuklar ya da hayali sınırlarla değil; Suriye halkının kendisiyle omuz omuza duruyoruz. Esad rejiminin düşmesiyle birlikte barışa açılan kapıyı aralamış bulunuyoruz; yaptırımları kaldırarak Suriye halkının nihayet o kapıyı açmasına ve yenilenmiş bir refah ve güvenliğe giden yolu keşfetmesine olanak sağlıyoruz.”

NATO ve ABD bizim neyimiz… - Resim : 2

Sykes-Picot anlaşması

1. Dünya Savaşı sürerken İngiltere ve Fransa arasında Osmanlı Devleti'nin Ortadoğu'daki topraklarının paylaşılması için 16 Mayıs 1916'da yapılan anlaşmayla masa başında cetvelle yapay bir biçimde Irak, Suriye, Lübnan, Filistin’in bugünkü sınırları kararlaştırılmıştı.

Anlaşma, 1917’de Ekim Devrimi’nin ardından Sovyetler Birliği tarafından ortaya çıkarılıp açıklanmıştı.

Trump eniştemiz bizi gerçekten seviyor mu…

Gazetecilik yaşamımda uzun süre dergilerimizin ya da gazetelerimizin ekonomi sayfalarını yönettim.

Bu arada büyük yerli ve yabancı iş insanlarından öğrendiğim çok şey olmuştur.

Onların “para…para…” diye koydukları hedeflerin yerlerine “Türkiye’nin ve emekçinin menfaatini” koydum; tecrübelerinden yararlandım.

İyilerini uyguladık. Kötülerine karşı silahlandık.

Türkiye’nin önemli kuruluşlarından biriyle ekonomi sayfalarının yöneticileri, genel yayın yönetmenleri güneyde bir ilimizdeydik.

Elbette kış vakti.

Otellerin ucuz dönemi.

Aynı zamanda bayi toplantısı.

Eşleriyle birlikte ağırlanıyorlar.

Bir ara personel genel müdürü eğilip kulağıma dedi ki…

-Aşağı oyun salonunda dart tahtasına birine kendi fotoğrafımı, birine de şirket en üst düzey yöneticisinin fotoğrafını koydum…

Bayilerin pek hoşuna gitmiş.

Gözüne gözüne okları atıp duruyorlar anlaşılan.

Ancak öykü burada bitmiyor elbette.

Genel müdürümüz kahkahayı bastı, iki parmağıyla arka cebi işaret edip

-O arada onların cebinden paralarını alıyorum fark etmiyorlar…

Şimdi neden bunu anlattım.

Kendimizi uyarmak için.

ABD’NİN TÜRKİYE AŞKI

Foreign Policy dergisi ABD’nin uluslararası ilişkiler alanındaki önemli düşünce kuruluşlarından biridir.

26 Mayıs’ta bir yazı okudum.

Başlığı “Türk Silahları ABD Pazarını Ele Geçiriyor”.

“Kovid-19 salgınında enflasyonun yükselmesi ve bazı Amerikan fabrikalarının kapanmasıyla birlikte, ABD dışından, özellikle üretimin ucuz ve kesintisiz sürdüğü ülkelerden silah ithalatı hız kazandı. Bu eğilime öncülük eden ülke Türkiye oldu. 2021’den itibaren ABD’nin en büyük silah ihracatçısı haline gelen Türkiye…” diye devam ediyor. Samsun’daki bir üreticimizle ilgili bilgi veriliyor.

Çok sevindim.

Türk üreticisi zorluklarla mücadeleye alışık, özgüvenli, hedefe ulaşmada azim ve iradeye sahip…

Bunlar gerçekten bir ayrıcalık yarattı.

Birçok üreticimizin, özellikle KOBİ’mizin gerçekten önü açıldı o dönem…

Dünya pazarında önemli başarılar elde ettiler.

BAĞIMSIZLIĞIMIZDAN ÖDÜN VERMEYE İZİN YOKTUR

Foreign Policy’deki makaleden sonra aynı günlerde bir haber daha okudum…

Başlığı:

“Türkiye-ABD ticaret heyetleri Washington’da bir araya geldi...”

Bu 2025 Nisan ayından bu yana üçüncü buluşma.

Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamada; Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın nisan ayında ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ile yaptığı video konferans görüşmesinde kararlaştırılan işbirliği konularını görüşmek üzere, Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu başkanlığındaki teknik heyetin 22 Mayıs'ta Washington'da ABD Ticaret Temsilci Yardımcısı Bryant Trick ve yetkililerle bir araya geldiği bildirildi.

- ABD’nin son dönemde hayata geçirdiği ve mütekabiliyet esaslı ticaret politikalarının dünyadaki yansımaları ile bu dönemde iki ülke arasında ticaretin ilerletilmesi için alınabilecek yeni politika adımları görüşülmüş.

- 100 milyar dolarlık ticaret hedefinin yakalanması ve her iki ülke firmalarının pazarlara erişimlerinin kesintisiz sürmesi ile yatırımların teşvik edilmesi için atılabilecek ilave adımlar ele alınmış.

- Ticaretin kolaylaştırılması ve iş ortamının iyileştirilmesi için muhtemel öneriler değerlendirilmiş.

- Türkiye ile ABD arasında hemen her sektörde karşılıklı ticaret ve yatırım imkanları bulunduğu, ülkemiz ile ABD arasında yeni teknolojiler, inovasyon, imalat, yapay zeka, siber güvenlik gibi alanlarda büyük potansiyel bulunduğu karşılıklı olarak teyit edilmiş.

- Ayrıca savunma ve enerji sektörleri, iş birliğinin hızla ilerlediği diğer kritik alanlar olduğu belirtilmiş…

Gerçekten Trump eniştemiz bizi gerçekten seviyor mu…

Yoksa bunlar birer parmak bal haberleri mi…

Emperyalistlerle dans etmek o kadar kolay değildir.

Türkiye önemli bir imparatorluk geleneğinden ve başarılı devrimler deneyiminden geliyor.

Diplomasiyi iyi bilir.

Bağımsızlığından ödün vermeyecektir.

NATO ABD Trump