OYAK’ın üyelerine sunduğu kader: Depremde ölmek mi?
Geçen haftaki yazımda;
-OYAK’ın “düşük maliyetli sosyal konut”lar yerine, üyelerinin satın alma gücünü misliyle aşan bedellerde konutlar inşa ettiğinden, yani “kâr amaçlı bir emlak geliştiricisi” gibi davrandığından,
-Alım gücü kısıtlı üyelerine emlak piyasasının zengin müşterileri ile aynı muameleyi yaptığından bahsetmiştim.
Yazım gazetede yayınlandığında, OYAK; İstanbul’da 228 konuttan başka, İzmir’de 225 villanın inşasına başladığını ve satışa çıkardığını duyurdu. Gönderdiği SMS mesajlar ile de yaklaşık 500.000 OYAK üyesine “Villa veya konut satın almak ister misiniz?” diye sordu… Fakat, OYAK’ın üyelerine “satın alır mısınız?” diye sorduğu 3+1 ile 6+1 arasında farklı tipte villalardan en ucuzunun fiyatı 47 milyon TL; 1+1 ile 7+1 arasında farklı tipte konutlardan en ucuzunun (yani 1+1 olanının) fiyatı 24 milyon TL’dir… OYAK’ın 2+1 ve 3+1 konut seçenekleri ise 40-60 milyon TL aralığında seyretmektedir… OYAK’ın bu davranışını özetlersek; her bir üyesinin 30-35 yıllık tasarruflarını, -getire getire- sadece 3-6 milyon TL’lik bir değere getirebilen OYAK, üyelerine alım güçlerinin 10 katı değerinde konut seçenekleri sunarak üyelerini makaraya almış… Anlayacağınız, OYAK, kendisi ile ilgili yazdıklarımda beni, bir kere daha haklı çıkarmış…
OYAK’IN ÜYELERİNE SORMADAN GİZLİCE BAĞIŞ YAPMA ALIŞKANLIĞI
6 Şubat 2023 depremleri, 11 ilimiz için felaket olmuştu. Deprem sonrası ilk dönemde, acil ihtiyaçların karşılanması için uğraşan AFAD ve onu destekleyen sivil toplum kuruluşlarına, sermaye gruplarınca yüklü miktarda bağışlar yapıldı.
2024’ün mayıs ayına geldiğimizde OYAK üyeleri, OYAK’ın depremzedelere yaptığı 748,9 milyon TL’lik bağışın TBMM’de ve basında tartışılması üzerine, OYAK’ın depremden önce de yıllardır ve düzenli olarak bir yerlere bağış yapmakta olduğunu öğrendiler. Üyelere ortalama yarım paylık kurban bağışı bedelinde, oldukça mütevazi bir maddi yük getirdiğinden, depremzedelere yapılan bağışın miktarı, bence az bile, daha fazla yapılmalıydı… Konuyu açmamdaki asıl mesele, depremzedelere yapılan acil bağış ve yardımlar değil elbette; ama OYAK’ın -depremzedeler dışında- bir yerlere düzenli olarak bağış yapmakta olması ve bunu üyelerinin iznine ihtiyaç duymadan, üstelik üyelerinden gizleyerek yapmakta olması, “hukuki tartışmayı gerektirecek” bir meseledir. Çünkü, 205 sayılı OYAK Kanunu’nun 18. Maddesine göre OYAK “bağış kabul eden bir kurumdur”; buna göre bağış yapamaz. OYAK Kanunu, “yalnızca üyelerine ve mirasçıları”na yapılacak sosyal yardımları düzenlemiştir ve “üyeleri ve mirasçıları dışındakilere yapılabilecek sosyal yardım veya bağışlar” hakkında tek bir cümle bile bulunmamaktadır… Tekrar vurgulayayım; hiçbir OYAK üyesi, depremzedelere yardım yapılmasına zaten itiraz etmez. Şahsi düşünceme göre, OYAK’ın -yasa dışı da olsa- depremzedelere yaptığı yardım ve bağışlar, kendi adıma helal olsun ve OYAK az bile yardım yapmış… Keşke, OYAK Yönetimi’nce OYAK Genel Kurulu, acil toplantıya çağrılıp -en azından- üyelerin temsilcilerinden izin alınmış olsa idi… Diğer taraftan, OYAK Genel Müdürü, depremzedeler dışında her kime bağış yaptıysa, -ki şeffaf (!) OYAK’ın 500.000 üyesi, bağışların nerelere yapıldığını bile bilmiyor- her bir kuruşunu, OYAK’ın kasasına “iade etmeli”dir. Özetler; üyelerinden izin alınmadan ve üstelik üyelerden gizlenerek yapılmış bağış (depremzedelere yapılanlar hariç) iade edilmelidir… OYAK’ın emekli üyelerini dışladığı temsil, yönetim, karar ve denetim mekanizmalarının, bugüne kadar bu tür hukuksuzlukların ve karartmaların hesabını sorma yeterliliğinin bulunmadığını, -bu örnekten de anlaşılacağı üzere- tekrarlamak zorundayım….
DEMOKRATİK ÖRGÜTLENME YOLUYLA, OYAK’A SORUMLULUKLARI HATIRLATILMALI
OYAK’ın yaptığı bağış ve yardımlar üzerinden 6 Şubat 2023 depremlerini hatırlattıktan sonra, şimdi de OYAK üyelerinin sırtlarında taşıdıkları deprem riskine geçelim… AFAD’ın 2025 Yılı Performans Programı’ndan; 2024-2027 döneminde, afetzedelere 397.088 adet konut teslim etmek üzere, AFAD’a 1 trilyon 278 milyar TL’lik bütçe tahsis edildiğini öğreniyoruz. Bunun anlamı, sosyal konutların her birinin, “her şey dâhil” anahtar teslim fiyatı 2024-2027 dönemi fiyatlarıyla ortalama 3,2 milyon TL’dir.
Depremzedelerin zorunlu kalıcı konut ihtiyacını karşılamak için inşa edilmekte olan konut örneklerinden anlaşılacağı üzere, deprem güvenceli sosyal konut maliyetleri, OYAK üyelerinin karşılayabileceği düzeydedir. OYAK üyelerinin çoğu, OYAK’ın “üyelerine konut edindirme sorumluluğundan kaçınma sorumsuzluğu” nedeniyle depreme dayanıklı olmayan konutlara kira ödeyerek kaderlerine terk edilmiş durumdadırlar… Hesapta şeffaf(!) OYAK Yönetimi’ni, üyelerine karşı sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmeye davet ediyorum… Üyelerini, depreme dayanıksız konutlarda oturmaya mahkum eden OYAK’ın Yönetimi’ne sorumluluklarını ve görevlerini, madem Millî Savunma Bakanlığı hatırlatmak istemiyor; bu durumda, OYAK’ın sorumsuz davranan yönetimine görev ve sorumluluklarını hatırlatmak için demokratik örgütlerde yer almak ve hak aramak, OYAK’ın emekli üyelerinin görev ve sorumluluğu mudur, değil midir? Cevabı; OYAK’ın emekli üyelerine bırakıyorum…