Yandex
16 Temmuz 2025 Çarşamba
İstanbul 30°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PKK yöneticilerine göre fesih ve silah bırakmanın gerekçeleri

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

PKK’nın, kendini feshettiğini ve silahlı mücadeleye son verdiğini ilan ettiği 12. Kongre kararlarını açıklamasından bu yana 20 gün geçti.

PKK yayın organlarının yayınladığı Kongre’de yapılan bazı konuşmalar üzerinden değerlendirmeler yapıldı. Bunun yanı sıra örgütün yöneticilerinin Kongre kararlarıyla ilgili açıklamaları devam ediyor. Bunlardan son ikisi Duran Kalkan ve Bese Hozat. Kalkan ve Hozat’ın açıklamaları Türk basınında çoğunlukla “örgütün silah bırakmak için yeni şartları” başlıklarıyla haberleştirildi. Oysa her iki örgüt yöneticisinin de şart ileri sürmekten çok Kongre kararının gerekçeleri hakkında izahat yaptıkları görülüyor.

BAŞKALARININ ÇIKARI VE PKK

Basına yansıyan görüntülerden Kongre’de başat rol üstlendiği anlaşılan, örgütün kurucu kadrolarından Duran Kalkan şöyle diyor:

“Günümüze kadar PKK’yi başkalarının kendi çıkarları için kullanabilecekleri bir savaş içinde tutmak amacıyla böyle bir çatışmaya zorlayanlar oldu. PKK bunları aşamadı. Şimdi mevcut durumda aşıyor (ANF, 29 Mayıs 2025).” Kalkan böylece, PKK’nın başka güçlerin yönlendirmesiyle silahlı çatışmayı sürdürdüğünü, “PKK’nın bu zorlamayı aşamadığını” şimdi ise “aştığını” vurguluyor. Abdullah Öcalan da 1990’ların başında gazetecilere verdiği röportajlarda ve Türkiye’deki sorgusunda buna benzer değerlendirmeler yapmıştı. Fakat burada önemli olan nokta, Kalkan’ın deyişiyle, PKK’nın fesih ve silah bırakma kararıyla şimdi bu sorunu “aşıyor” olduğunun vurgulanması.

TELAŞA DÜŞENLER

Kalkan, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde bu noktayı biraz daha açıyor:

“Herkes bir biçimde bu çatışmanın içinde; buradan ekonomik-siyasi çıkar sağlıyor. Şimdi bu çatışmanın sona erdirilmesinden ekonomik ve siyasi zarar göreceklerini değerlendiriyorlar. Sözde hep ‘teröre karşıyız’ dediler, ama açığa çıktı ki hep terörden beslenmiş kendileri. Yürütülen savaştan beslenmişler. Şimdi PKK ‘ben artık savaşmıyorum’ deyince telaşa düştü hepsi. Böyle bölgesel güç de çok, küresel güç de çok.” Kalkan sonra da şöyle devam ediyor:

“48 yıldır bir silahlı direniş yürütüyor. Bu geldi ulusal kurtuluş stratejisine oturdu ve bu temelde gerilla savaşı verildi. Şimdi bu kadar savaşıldıktan sonra niye savaşı bırakıyor diyorlar? Peki, bu halk hep savaşacak mı? Kürtlerin ömrü hep savaşla mı geçecek? Bazıları çok akıllı! Bu kadar savaş istiyorlarsa kendileri savaşsınlar. O kadar savaş aşığıysalar durmasınlar, savaşsınlar, ellerinden alan mı var?”

BESE HOZAT’TAN SAFLAŞMA TAHLİLİ

Örgütün bir başka yöneticisi Bese Hozat da küresel ve bölgesel saflaşmaya ilişkin tahlil üzerinden Abdullah Öcalan’ın çağrısını ve Kongre kararlarını gerekçelendiriyor.

Hozat’ın söyledikleri mealen şöyle: ABD ve İngiltere’nin başını çektiği Batı, siyasi sistemi yeniden düzenliyor. Bölgesel ölçekte İsrail’in çıkarları merkez alınarak Ortadoğu düzeni kurulmak isteniyor. İsrail’in bölgede hegemonik güç haline getirilmesi amaçlanıyor.”

Hozat şöyle devam ediyor: “Bu gelişmeler doğrudan Kürtleri de ilgilendiriyor. Çünkü Kürtler de tüm bu dizaynın içindedir. Bu gelişmelerin, savaşın tam merkezindedir. İsrail, ABD başta olmak üzere bütün bu güçlerin de Kürtler üzerinde ciddi hesapları ve planları var. Bu dizaynda, kendi menfaatleri, çıkarları temelinde, İsrail’in güvenliği temelinde Kürtlere de bir yer vermek isteyen bir politika izleniyor. Bir strateji izleniyor (ANF, 27 Mayıs 2025).”

Hozat’a göre Devlet Bahçeli’nin girişimiyle başlayan ve Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla devam eden ve son olarak PKK’nın kongre toplayarak kendini feshetmesi ile ilgili sürecin arka planında bu gelişmeler bulunuyor. Hozat, “Kürdistan ve Türkiye yurtseveri” olarak tanımladığı Abdullah Öcalan’ın bu saflaşma ışığında Kürtlerin ve PKK’nın başkalarının menfaatleri için kullanılmasına karşı 27 Şubat çağrısını yaptığını ve örgütün de bunu kabul ettiğini vurguluyor.

PKK