Yandex
09 Kasım 2025 Pazar
İstanbul 22°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Sahillerde savaşacağız!’

Tevfik Kadan

Tevfik Kadan

Gazete Yazarı

A+ A-

“WIlderness years” deniliyor. Winston Churchill’in gözden düştüğü, iktidardan uzak kaldığı “çöl yılları”. Churchill buna rağmen dünya ile yakından ilgilenmeye devam ediyor. Almanya’ya giderek gözlemler yapıyor. 28 Kasım 1934’te Avam Kamarası’nda şu uyarıda bulunuyor: “Savaşın kaçınılmaz olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Ama vakit geçirmeden kendimizi korumaya başlamazsak yakında bunu yapamayacak hale düşeriz. Kaybedilecek bir saat bile yok.”

Ancak Churchill’in uyarıları muhalefetle değil açık bir aşağılama ile karşılanıyor. O silahlanma çağrısı yaparken tüm sıralardan “Otur yerine!” deniliyor. Başbakan Chamberlain eylemsiz kalarak savaştan kaçınabileceğini zannediyor. Hatta Münih’e gidip Hitler’e Çekoslavakya’nın batı sınırını peşkeş çekiyor, karşılığında da bir dizi güvence alıyor.

Bu güvencelerin bir aldatma olduğu ise Hitler 1939’da Prag’a girdiğinde ortaya çıktı... Ardından Polonya, Danimarka, Norveç… Lüksemburg birkaç saat içinde teslim olurken, Hollanda beş gün dayanabildi, Belçika ise 18 günde işgal edildi. Taa ki Hitler Paris yolundayken, Churchill’e savaşı karşılaması için başbakanlık önerildi.

Bugün de benzer bir manzara ile karşı karşıyayız. ABD ile sorunlarımızı diyalogla, lobilerle, hatta biraz rüşvetle çözebileceğimiz inancındayız. İnsanlarımızı hazırlamıyoruz. Cephemizi kurmuyoruz. Kas göstermekten çekiniyoruz. Hiç savaşmazsak, hiç kaybetmeyiz sanıyoruz.

ABD Pasifik’e gidecek, Suriye’den çekilecek, Filistin’e, Lübnan’a barış getirecek, İsrail tasını tarağını toplayıp evine dönecek… Bu masallarla uyutuluyoruz.

Sadece Türkiye’de değil, KKTC’de de benzer bir durum yok mu? ABD/İsrail Ada’ya silah yığarken, Tufan Erhürman düşmanla birleşmeyi vadediyor. Bir de seçildiğini düşünün, Tufan’dan sonrası asıl tufan…

Evet savaş kaçınılmaz değil. Ama bunun için eylem gerekli! Kıbrıs Türk’ünün bugünkü eylemi, Türk askerinin Ada’da kalmasından yana olmalı. Yoksa Churchill’in dediği gibi: “Sahillerde savaşacağız!”

Doğu Akdeniz Churchill