25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Savcılar Akşener’in ifadesini almalı

Ceyhan Mumcu

Ceyhan Mumcu

Gazete Yazarı

A+ A-
MUSTAFA İLKER YÜCEL
  • Geçen haftaki söyleşimizde, Meclis’e gelen basın yasasını ‘Hukuk için somut tanımlar lazım’ diyerek eleştirmiştiniz. Biz de katılmadığımız maddeleri günlerdir işliyoruz. Siz ilgili bölümde gazetecilerle ilgili ise pek bir şey ifade etmediniz. Somut bir durum üzerinden sorayım. Cumhuriyet gazetesi manşetten ‘Uçaklar nerede?’ başlığı atarak orman yangınlarına havadan müdahale edilmediğini iddia etti. Ama haber metninde 14 uçak 20 helikopterle yangına müdahale edildi diyordu. Yanıltmak bu kadar kolay mı olmalı?

Bu manşetin haberden haberi yokmuş anlaşılan. Böyle gazetecilere de ödül verilmeli. Nasıl manşet atılmaz diye. Gazetenin, gazetecinin kamusal sorumluluğu var. Kanunda böyle art niyetli haberleri engelleyecek maddeler olmalı. Ama sizin de haberlerinizde işaret ettiğiniz gibi basın özgürlüğünü esas alarak düşünelim. Basın özgürlüğü yalan özgürlüğü değil tabii.

  • Son günlerde Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin ziyareti en çok konuşulan konulardan biri oldu. Hani ağır ifadeler kullanıyorduk, niye barıştınız diyerek…

Milliyetler arası ilişkilerde ebediyen düşmanlık olur mu? Önünde sonunda barışacaktık. Türkiye, Suudi Arabistan’la bu cinayet konusunda en güzel dersi de verdi bence.

  • Nasıl?

Olayı dünya kamuoyuyla paylaştı. Kişilerin yurtdışına çıkmaları engellenip, burada soruşturma yapılabilirdi tabii. Onlar yurtdışına gittikten sonra mahkemenin yapabileceği bir şey yok çünkü sanık yok. Gıyabında yargılama. İlerleyemeyecek duruşma. Tek eleştirim, bunu öğrendiysen Suudi Arabistan’a giriş çıkış yasaklarsın, sanıkları gözaltına alırsın, soruşturma başlatırsın, mahkeme önüne çıkartırsın. O kaçtıktan sonra mahkeme dosyayı devretti. Ölen de öldüren de Suudi. Suudi toprağı konsolosluk. Bence Türkiye yapılması gerekeni yaptı.

  • Yeni bir konuya geçelim. MİT içindeki Amerikancı ekibin yönlendirdiği Feyyaz Öztürk 33 yıl sonra Aydınlık’a itiraflarda bulundu. Anlattıklarından birisi çok çarpıcı. Akşener’in danışmanı Mustafa Hakan Ünser’in yolladığı bir kişinin kendisine ünlü bir siyasi ismi öldürme görevi verdiğini iddia etti. Ünser iddiaları reddetti ama Öztürk’le irtibatı olduğunu kabul etti. Haberimizle ilgili yorumunuzu almak isterim.

Eskiden böyle şeyler olmazdı. Siyasi partiler kendilerine çeki düzen vermeli. Birinin danışmanı FETÖ’cü çıkar, diğerinin suça adı karışan çıkar… Böyle olmaz.

  • FETÖ’den hüküm giyen Fatih Gürsul’u kast ediyorsunuz sanırım.

Evet. CHP’de kim bilir daha ne danışmanlar var… Bilinen, bilinmeyen, ilan edilen, edilmeyen danışmanlar.  Lafa gelince Kuvayı Milliyeci ama bakıyorsun danışmanı FETÖ’cü! Taban seçmiyor ama paraşütle geliyor! Bu danışmanları bu görevlere atayanlar da hesap vermeli. Danışman konusunda uzman olmalı. Bir alana hakim olmalı. Genel Başkan’ı beslemeli. Akşener mesela bu konuda açıklama yapmalı. Cinayete azmettirme suçudur bu.

Oranın ülkesinin soruşturma makamlarına bildir diyorlar, kendileri de burada sorsun. Milli İstihbarat Teşkilatımız, haber alma teşkilatımızdır. Onu bunu öldür diye bir görevi yok ki.  Teşkilatın adam öldürdüğüne inanmıyorum, kimse bu riske girmez. Bu sadece birilerinin istismarı, uydurması ya da senaryosu olabilir. Söylediği gibi çok ciddi bir iddia, cinayeti azmettirme. Bu konuda kaynağı olan bizim ülkemiz, konu hakkında soruşturma açılmalı. Savcılar görevini yapmalı.

  • Bu haftanın önemli bir olayı da Sivas’ta Aşık Veysel’in isminin bir okuldan kaldırılmasıydı. Vatan Partisi sert tavır gösterdi.

Çok ayıp, saygısızca bir hareket. Yerli ve milli nasıl olacağız? Aşık Veysel’e sahip çıkmayan yerli ve milli mi olur? Türk milletinin sevdiği, ismini görmek duymak istediği isimleri gereksiz yere kaldırıyoruz. Bunu yapanları teşhir edin ve onlara verilen bir yetki varsa kaldırılmalı! Sivas Valisi bu konuda hemen gerekli işlemleri yapmalı.

  • Aşık Veysel’in ismini Kültür Merkezine vereceğiz diyorlar…

Okula yeni koydukları o ismi başka yere koysunlar. Aşık Veysel’den daha mı önemliymiş o kişi! Ben şu anda 82 yaşındayım Aşık Veysel’e yetiştim. İlkokuldayken sofra başında oturup saz çalarken onu dinledim. Şiddetle bu kararı protesto ediyorum. Aşık Veysel’le uğraşan yerli ve milli olamaz.