19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Seçim sona erdi, şimdi ne olacak?

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Günlerdir iki turlu Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerini takip ettik, değerlendirmeler yaptık ve Türkiye kamuoyuna sunduk. Bu yazımızı yazdığımızda Fransız seçmenler ikinci tur seçimleri için oylarını kullanıyordu. Seçimi kimin kazandığı sizler bu yazıyı okuduğunuzda Fransa’yı 5 yıl yönetecek cumhurbaşkanı belli olacaktır.

Bundan sonra seçilen cumhurbaşkanının önünde duran sorunları ve bu sorunlara getirdikleri çözümleri, çözümsüzlükleri konuşacağız. Le Pen’in çözümü, Macron’un çözümsüzlüğü temsil ettiğini söyledik. Bundan dolayı bu seçimin Fransa’nın kader seçimi olduğunu ifade ettik.

Yeni cumhurbaşkanı 13 Mayıs’ta resmen göreve başladıktan sonra Fransız halkını yeni bir seçim maratonu başlayacak. Birinci turu 12, ikinci turu 19 Nisan’da yapılacak milletvekili seçimleri için sandığa gidecek ve 577 milletvekilini seçecek.

FRANSA’NIN ÖNÜNDEKİ SOSYAL VE EKONOMİK SORUNLAR

Macron’un programı belli. Son beş yıllık uygulamaları ortada, yeni bir şey yok. Macron’un yeniden cumhurbaşkanı olması demek Fransa’nın büyük bir ekonomik, sosyal ve siyasi krizin içine yuvarlanması demek.

Sarı Yeleklileri sokağa döken ekonomik ve sosyal kriz aşılamadığı gibi daha da katmerlenmiştir. Eylemler akaryakıta yapılan zamlarla başlamıştı. Daha sonra talepleri genişledi: Asgari ücretin ve emekli aylıklarının yükseltilmesi, yeni ek vergilerin kaldırılması, esnaf ve zanaatkârların sosyal prim ödemelerinde indirime gidilmesi, lojman yardımının artırılması, servet vergisinin konulması, Fransa sanayisinin muhafaza edilmesi, üretimin ülke dışına kaydırılmasına son verilmesi, gaz ve elektrik şirketlerinin kamulaştırılması, büyük şirketler için vergi indiriminin kaldırılması, küçük yerleşimlerdeki demiryolu hatlarının, postane şubelerinin ve ilkokul ve anaokullarının kapatılmasına son verilmesi, Emeklilik yaşının 60 olması gibi.

Bu seçim sürecinde en çok konuşulan konulardan biri de emeklilikle ilgiliydi. 2010 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy erken emeklilik yaşını 60’dan 62’ye, tam maaş emeklilik yaşını da 65’den 67’ye çıkartmıştı. Bugün de Macron erken emeklilik yaşını 65’e çıkartmak istiyor. Le Pen ise buna karşı çıkarak 20 yaş öncesi çalışmaya başlayanların 60 diğerlerinin 62 yaşında emekliliğini savunuyor.

Bu sorunlar çözülmediği gibi son enerji krizinin yol açtığı pahalılık nedeniyle sorunlar daha da derinleşti. Macron’un yukarıda sıralanan sorunlara çözümü yok. Bunun için ezilen bu alt kesim, neoliberal programların karşıtı ve halkın bu sorunlarına çözüm önerileri getiren Le Pen’i destekledi.

İşsizliğin önlenmesi, yoksulluğa çare bulunması, borç batağından kurtulması,  Enerji ve çevre politikası… sorun çok.

DIŞ POLİTİKADA SORUNLAR

Afganistan, Irak, Suriye ve Libya’da ABD ve NATO’nun yenilgisini paylaşan ve Ukrayna’da çıkmaza giren Fransa, içine düştüğü bu girdaptan nasıl çıkacak? Ukrayna’da Mariupol kentinde, elliden fazla yüksek rütbeli Fransız subayını, bir fabrikanın sığınaklarında ölüme terk eden, Rusya’ya ABD dayatmasıyla yaptırımlar uygulayan ve Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail ve Yunanistan ile birlikte Türkiye düşmanı bir Macron vardı.

EĞER…

Eğer bugün Macron kazanmışsa içeride patlayacak halk hareketlerine kendini hazırlamalıdır. Dışarıda kader ortaklığı yaptığı ABD ve NATO ile birlikte Ukrayna’da büyük bir hezimet ve yenilgi beklemelidir.

Yok Marine Le Pen kazanmışsa içeride alacağı ekonomik ve sosyal tedbirlerle bir rahatlama olacak. Dışarıda ise Fransa’nın egemenliğini AB ve NATO’ya karşı koruyacak, Rusya ile stratejik ortaklık yaparak Fransa’nın Avrasya’nın bir parçası olma sürecini başlatacaktır.

Hatırlanacaktır; Macron ünlü İngiliz dergisine “Şu anda yaşadığımız NATO’nun beyin ölümüdür” değerlendirmesinde bulunmuştu. Bu açıklama sanki Macron NATO’ya karşıymış gibi algılandı. Macron bu açıklamayı Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtını yaptığı ve ABD Başkanı Trump’ın Suriye’den askerlerini çekeceğini açıkladığı günlerde yaptı. Macron özetle “ ABD Suriye’deki Kürt müttefiklerini terk ederek NATO’ya zarar verdi. Erdoğan tarafından yürütülen bu saldırı NATO’ya büyük bir zarar vermiştir.” açıklamasını yaparak Trump’ın NATO’yu zayıflattığını ifade ediyordu.