Yandex
09 Temmuz 2025 Çarşamba
İstanbul 28°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sinematek Derneği’nin arşivcilik anlayışı

Burçak Evren

Burçak Evren

Gazete Yazarı

A+ A-

Türk sinema tarihinde çok ama çok önemli bir yeri olan ve de bu alanda deyim yerinde ise bir çeşit “aydınlanma” işlevini yüklenen Sinematek Derneği’nin onca olumlu yanı dururken onu yumuşak karnından vurmak ne kadar etik olabilir ki… Ancak, tarihi yazımının olmazsa olmaz koşullarından biri olan nesnellik, kimi zaman içinden yetişip birçok şey borçlu olduğunuz bir kurum hakkında da tarihe not düşmek için yazma gerekliliğini adeta kaçınılmaz kılıyor. Tanımlanması, anlatılması pek kolay olmayan yaman bir paradoks….

Türk Sinematek’i İzmir doğumlu Henri Langlois’nın katkısıyla 1-25 Ağustos 1965 sürecinde Muhsin Ertuğrul, Mazhar Şevket İpşiroğlu, Macit Gökberk, Sabahattin Eyüboğlu, Semih Tuğrul, Adnan Benk, Aziz Albek, Şakir Eczacıbaşı, Nijat Özön, Adnan Çoker, Hüseyin Hacıbaşoğlu, Tunç Yalman, Cevat Çapan, Tuncan Okan ve Onat Kutlar tarafından kurulmuştur. Derneğin ilk yönetim kurulunda Semih Tuğrul (Başkan), Şekir Eczacıbaşı (İkinci başkan), Tunç Yalman (Genel Yazman), Tuncan Okan (Sayman) ve Cevat Çapan (üye) yer almış, Sinematek yönetmenliğini ise Onat Kutlar üstlenmiştir. Fransız Sinematek’i Genel Sekreteri ve aynı zamanda Türk Sinematek Derneği’nin kurulmasında da önemli çabaları olan Henri Langlois, derneğin kuruluş ilkelerini konu alan sekiz sayfalık broşürde kaleme aldığı önsöz ve derneğin kurulmasına ilişkin yazısında özellikle arşivcilik konusunun altını çizerek şunları yazmıştır: (…) Eski filmlerin ticari değerleri azaldığında yapımcılar bunları korumakta gereken titizliği göstermez olurlar. Kimi zaman bu filmler, gerekli teknik koşulları bulunmayan yerlerde saklandığında bozulur, kimi zaman da küçük bir dikkatsizlikle, birçok Türk filminin başına geldiği gibi yanar. İşte, bütün bu güçlükleri yenmek için yeryüzünün birçok sanat merkezinde, adına Sinematek denen sinema müzeleri kurulmuştur. Bu kurumlarda, sinemanın icadından bu yana yeryüzünde çevrilmiş olan sinema eserleri ve sinemayla ilgili belgeler, yayınlar araştırılır, toplanır, tasnif edilir, teknik koşullara uygun depolarda saklanır, korunun ve ilgi çekici programlar düzenlenerek seyirciye sunulur.”

Ancak Sinematek Derneğinin asıl işlevi olan arşivcilik, ne var ki ilerleyen zamanlarda gündeminden çıkmış, giderek sinemamıza ilişkin bir arşivin gereksizliği anlayışının öne çıkmasına neden olarak bu konu üzerinde dernekte yapılan küçük çaplı çalışmaların da sonlandırılmasını kaçınılmaz yapmıştır.

Sinematek Derneği’nin arşivcilik konusundaki isteksizlik içeren ilk yaklaşımları daha kuruluş döneminin başlarında yayınladıkları sekiz sayfalık broşürde kendini belli eder. Derneğin kurulmasında önemli bir rol oynayan Fransız Sinematek’i Genel Sekreteri Henri Langlois giriş ya da önsöz mahiyetindeki yazısında sinema arşivciliği üzerinde durup Sinematekler için bu tür arşivciliğin ne denli önemli olduğunu vurgularken, bu yazının devamında mevcut Türk filmlerinin korunma koşullarına ilişkin şu satırlara yer verir: “Henüz oldukça yeni olan Türk Sinema Endüstrisinin ürünleri çeşitli sebeplerden gerektiği gibi korunmamakta, hatta çalışmalarına ara vermiş ya da yapım ortaklıklarının çevirdiği bazı filmler bütün bütüne bozulma, kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Ortak depoda çıkan bir yangın sonunda yüzlerce yerli ve yabancı filmin yanması, hatırlanması gereken üzücü bir olaydır”

Sinematek Derneği’nin birçok konuda başarılı olup ana amaçlarından biri sayılabilecek arşiv oluşturma konusunda başarısız oluşunun bir değil, birçok nedeni vardır. Bu nedenlerin başında, derneğin kuruluş yıllarında Türk sineması hakkında yeterli bilgi ve birikime sahip olmaması ve o dönem aydınlarının büyük bir kısmının yerli sinemaya olumsuz yaklaşımları gelir. Bu kesimin Türk sinemasına bakışlarındaki genel yargı; sinemanın sanatsal kaygılar dışında tecimsel amaçlar doğrultusunda kullanılması, estetikten yoksunluk, yetişmiş personel ile altyapının yetersizliği ile sağlıklı bir ekonomiye sahip olunmaması şeklinde kendini belli eder.

Elbette ki Sinematek Derneğinin arşivcilik konusunda başarısız olma nedenleri bu kadarla sınırlı değildir. Diğer nedenler arasında; derneğin arşiv oluşturulmasına yönelik ekonomik durumunun oldukça kısıtlı olması, arşivi koruyacak ve bakımını sağlayabilecek personel ve mekân olanağına sahip olunmaması, bu konuda yapılan birkaç girişimin sonuçsuz kalıp düş kırıklıkları yaratması sayılabilir…

Eğer Sinematek Derneği arşivcilik konusunu diğer etkinlikleri gibi ciddiye alıp bir düzen kurmanın üstesinden gelebilseydi belki de bugün Türk sinemasına ilişkin devasa bir arşive sahip olabilirdik. Ne var ki döneminde ıskalanan bir konu bir zaman sonra telafisi mümkün olmayan bir duruma dönüşmüş, Türk sineması büyük bir bellek kaybına uğramıştır. Ne yazık ki benzer bir durum günümüzde de aynı anlayışla sürdürülmektedir.

Sinema