Yandex
10 Temmuz 2025 Perşembe
İstanbul 26°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şirketler ve çalışanlar: Nereye?

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

Son dönemde kurulan şirket sayısıyla kapanan şirket makası açılıyor. Örneğin Nisan 2025 ayında kurulan şirket sayısı Mart ayına göre yüzde 9,4 azalırken, kapanan şirket sayısı yüzde 39,5 artmış! Kapanan şirketlerin sayısında 4 aylık artış yüzde 14 olmuş! Geçen yılın aynı 4 aylık dönemine göre kurulan şirket sayısında artış yüzdesi 0,4 iken, kapanan şirket sayısı yüzde 14,4 artmış! Durum hiç iç açıcı değil!

İŞ İNSANLARINDAN UYARILAR

Geçtiğimiz günlerde TOBB Ekonomi Şurasında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu şöyle diyor: ‘Piyasada ödemeler aksıyor (2025’in ilk dört ayında karşılıksız çek işlemi sayısı yüzde 18,3 arttı-M.B.), alışveriş azalıyor, neticede ekonominin büyümesi yavaşlıyor’. Hisarcıklıoğlu bu duruma yol açan sorunlar olduğunu ve en büyük sıkıntının finansal kaynaklara erişim olduğunu vurgulamış! (Finansal Hizmetler Güven Endeksi’nde Mayıs 2025 Raporuna bakarsak endekste 9,2 puanlık büyük düşüş var-M.B.) Bu ‘sorunlar’ ne acaba? Bizim de bildiğimiz ama Hisarcıklıoğlu’nun konuşmasında dile getirilmemiş olan çok sorun var, tek sorun finansmana erişim değil! Şirketler finansal durumları bozulduğu için batmazlar, battıkları için finansal durumları bozulur! İnsanlar ateşlendikleri için mi hasta olmazlar, hastalandıkları için ateşlenirler!

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Y.K. Bşk. Ender Yorgancılar, ‘Ege’nin En Büyük 100 Sanayi Kuruluşu’nun açıklandığı toplantıda şunları söylemiş: Pazarlarda durgunluk var. AB’de eskisi gibi bir talep yok….Otomotiv ve tekstil en çok etkilenen sektörler….Çoğu sanayici maliyetin altında ihracat yapıp sistemin içinde kalmak için çabalıyor…Borçlar enflasyonun üzerinde artmış…Enflasyon düzeltmesiyle zarar eden firmaların sayısı arttı…Bu sene ilk 100’deki firmaların yüzde 70-80’inin zarar ettiğini göreceksiniz. OVP ile önümüzü görmek istiyoruz. Sanayici heyecanını, motivasyonunu kaybetmek üzere.’

Son dönemde konkordato ilan eden şirketlerin sayısında ciddi artış var. Bu konu başlı başına bir yazı konusu olabilir. Diğer yandan batmak üzereyken pay senetlerini halka arz eden şirketler de çoğaldı. O da başka bir ağlatı (trajedi) pardon güldürü (komedi) yoksa dram mı desek?

Gerçi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği’nin Genel Kurulu’nda ilginç bir yanıt vermiş bu uyarılara: ‘…Bazı sektörlerde sıkıntı olduğunu biliyoruz. Sadece imalata bakıp “Kötüye gidiyor” demek doğru değil. Destekleri sürecek ama artık gıda güvenliği, yenilenebilir enerji, veri merkezleri öncelikli alanlar’!

Şimşek daha önce de bir TV konuşmasında tekstili Çin’e bırakmaktan söz etmişti, ama eleştiriler gelince yanlış anlaşıldığını ve katma değerli olmayan tekstili kast ettiğini söyleyerek durumu düzeltmeye çalışmıştı.

İşletme biliminde dizge (sistem) yaklaşımıyla (girdi-süreç-çıktı ve geri besleme) işletmeye bakıldığında enerji işletmelerin bir girdisidir, aynı ham madde ya da finansal kaynak gibi! Sanayinin alternatifi olamaz. Güvenlik girdiden sürece, süreçten çıktıya nitel bir boyuttur. Sanayinin alternatifi değildir ki? Ayrıca tarım ve gıda sanayii gelişkin olmadan gıda güvenliği nedir ki? Veri de tüm sektörlerde hem girdi hem de çıktıdır. Bu da sanayinin alternatifi sayılamaz. Sanırım kavramsal bir kargaşa var! Şimşek, iktisat lisansı okumuş, Exeter Üniversitesi’nde finans yüksek lisansı yapmış; bu eğitimlerde işletmecilik nosyonu almış olmalı. İzahını yapmakta zorlandım, ama mizahını yapmak istemem nezaket sınırlarımı zorlamayayım.

Şirketler ve çalışanlar: Nereye? - Resim : 1

EMEKÇİLER NE ALEMDE ?

2017-2024 döneminde emekçilerin durumu sürekli aşınıyor. İmalat sanayiinde dolar bazlı reel birim ücret endeksinin yıllar itibariyle manzarası hiç iç açıcı değil! Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre 2017’de 89,59 olan endeks değeri yıllar itibariyle giderek azalmış ve 2022’de 63,85’e düşmüş, yani 2017-2022 döneminde yüzde 28,7 düşmüş.

Sanayideki beyaz yakalıların durumu çok mu iyi? Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nce yapılan ‘İstanbul’da Yaşayan Mühendisler Araştırması’ raporuna göre, mühendislerin yüzde 76’sı temel gereksinmelerini bile rahat karşılayamıyor. İki yıldır işsizler bile mevcut! Mühendislerin yüzde 91,54’ü mevcut ülke ekonomisini kötü ya da çok kötü buluyor; yüzde 94,7’si gelecekten kaygılı; yüzde 69,93’ü yoksulluk sınırının altında yaşıyor! Mühendislerin yüzde 56,09’unun gelirindeki artış oranı asgari ücrete gelen yüzde 30’luk artışın altında; yüzde 32,95’i –ekonomik nedenlerle- farklı bir ülkede yaşamak istiyor! Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener ‘Bu veri ve bulguların, genel olarak ülkemizin içinde bulunduğu olumsuz durumu, özel olarak da….mühendisler ve mühendisliğin içinde bulunduğu güç koşulları açıklıkla yansıtmaktadır. Mühendisler geçinemiyor, hak ettikleri ücretleri alamıyor, iş güvenceleri yok, meslekleri değersizleştiriliyor….Özellikle belirtmek istiyorum, mühendislerin sorunları ile tüm halkın sorunları iç içedir…’ şeklinde bir açıklamada bulundu.

SONSÖZ

Aynı gemide olduğumuz bir gerçek. Ne yazık ki, kamaraların kaliteleri çok farklı, gemi mutfaklarımız farklı, gemi batarken kullanılacak filikalar farklı ve hatta batış sırasında emekçilerin kullanacağı filikalar geminin estetiğini bozuyor diye denize atılmış! Gemiden önce filikalar batmış yani. Terörsüz Türkiye konusunu çözebilmek için ‘Errorsüz Türkiye’ sorunu çözülmeli sanki. Bu çözümde 5N1K önemli: Ne, nasıl, ne zaman, nerede, niçin? Özellikle de K: Kim için ve kim(ler)le daha da önemli! Yanıt mı, o da siyasal duruşumuza göre! Ama unutmadan ekleyelim: İşi yapay zeka ile çözemeyiz, organik ama yatay olmayan zeka gerek; organik zekânın organizasyonel zekâsı da olmalı!

Şirket Çalışanlar